Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1077 E. 2022/1142 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1077
KARAR NO : 2022/1142

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2021
NUMARASI : 2020/252 ESAS – 2021/399 KARAR

İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN
DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : ..
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLİ : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/09/2022
KARAR YAZ. TARİHİ : 05/09/2022

Taraflar arasındaki davada mahkemece verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilli şirketin gıda alanında faaliyet gösteren ve bu konuda restoran zincirine sahip Karadeniz Bölgesinde tanınmış bir ticari firma olduğunu, davalı yükleniciler tarafından yapılan … Kavşağı yol çalışması nedeniyle müvekkili şiketin ticari kazancının azaldığını, ticari itibarının sarsıldığını, müşteri çevresinde önemli ölçüde azalma meydana geldiğini, halen dahi çalışmaların devam ettiğini, restorana giriş-çıkış yolu akslarının sürekli değiştiğini, sırf yol çalışması sebebiyle restoranın kapatıldığını ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminat ile 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilli şirketin diğer davalı şirket ile birlikte adi ortaklık olarak işin yapımını üstlendiğini, Karayolları 10.Bölge Müdürlüğü ile imzalanan sözleşmede işin yapımı için kararlaştırılan sürenin henüz dolmadığını, işin geciktirilmesi söz konusu olmadığından bu nedenle davacının zarara uğramasının da söz konusu olmadığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, sözleşme ve projeye uygun olarak işin yapıldığını, haksız fiil veya sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; ihale ile işi alan müvekkili şirketin davacıya yönelik zarar verme kastının veya kusurunun bulunmadığını, işin süresinin 330 gün olup 5 ay gibi bir sürede bitirilemediği için davacının zarar gördüğü iddiasının yersiz olduğunu, davacının salt yol çalışması sebebiyle zarara uğradığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, haksız fiilden bahsedilemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “Dava konusu uyuşmazlık; yol yapım çalışması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın tarafların ticari işletmelerine ilişkin olduğu anlaşılmakla davanın nisbi ticari dava olduğu, bu nedenle davaya bakmak konusunda mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf, davaya konu yol çalışmasının yapıldığı yol hattı üzerinde kahve tatlı ve yiyecek alanında faaliyet gösteren bir restorandır. Davalı şirketler ise söz konusu yol çalışmasını ihale yolu ile kazanarak yapan taşeron şirketlerdir. İlgili yol çalışmasının süresinde bitirilmeyerek gecikmesi nedeniyle davacı restoran sahibinin maddi ve manevi zarara uğradığı iddiaları karşısında davalı şirketler var olan gecikmeden kendilerinin sorumlu olmadığı savunmasında bulunmuşlardır. Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanmış, gerekli belgeler ve tarafların ticari defterleri dosyaya kazandırılmıştır. Mahkememizce iddia ve savunmaları değerlendirmek ve davaya konu mahalde inceleme yapmak üzere refakate bir inşaat mühendisi bir mali müşavir bilirkişi alınarak keşif yapılmış, bilirkişilerden davaya konu yol yapım çalışması ve bu çalışmanın gecikmesi nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, zarara uğramış ise miktarının ne olduğu, davalı şirketlerin işin gecikmesinde kusurlarının bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti konularında ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzim etmeleri istenilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda; Davalı şirketlerin ortağı olduğu …. ve…. Adi Ortaklığın işe başladığı tarih 26. 12.2017 olup idare tarafından 2 kere verilmiş olan süre uzatımları sonrası işin bitiş tarihinin 31.12.2019 olduğu, Dava tarihi olan 06.06.2018’de işin süresinin henüz bitmemiş olduğu. Davalı şirketlerin ortağı olduğu şirket tarafından sözleşmeye göre işin başlamış olduğu 26.12.2017 tarihinden dava tarihi olan 06.06.2018 arasında davacı şirkete ait işletme önünde yol çalışmasının devam ettiği, Sözleşmeye göre 330 gün olan işin süresinin 26.12.2017 işe başlama tarihi sonrası 22.11.2018 tarihinde dolacağı, ancak iş artışı nedeni ile idare Karayolları tarafından süre uzatımı verildiği ve iş artışı nedeni ile verilen ilave süre sonrası işin bitim tarihinin 15.01.2019 olduğu, sonrasında ise çalışma alanı içinde kalan ENH. kanalizasyon ve içme suyu hattının ilgili kurum ve kuruluşlarca deplasmanının yapılamaması nedeniyle sözleşmenin 18. Maddesine göre 15.01.2019 tarihinden itibaren idare Karayolları tarafından süre uzatımı verilerek işin yeni bitim tarihinin 31.12.2019 tarihine ötelendiği, (Davacı vekilinin 05.11.2020 tarihli dilekçesi ekindeki evraklar) Süre uzatımlarının davalı şirketlerin ortağı olduğu … Adi Ortaklığından kaynaklanmadığı. 2 kez verilen süre uzatımları verilmemiş olsaydı da işin süresinin dava tarihinde dolmamış olduğu. Süre uzatımları verilmeden sözleşmede belirlenen 330 günlük süreye göre işin ilk bitim tarihi olan 22.11.2018 tarihinde davacı işletmenin önündeki yol çalışmasının büyük bir kısmının tamamlanmış olduğu (eski tarihli Google Earth görüntülerinden) tespit edilmiştir. Tali Yolun İşlevsel Olarak Fayda Sağlayıp Sağlamadığı Hususunda Yapılan İncelemede; Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü cevap dilekçesi ekindeki Trafik işaretleme Projeleri incelendiğinde dava konusu taşınmazın önünden yaya ve araç trafik akışının yol çalışmaları süresince devam ettiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki eski tarihli Google Earth programı uydu görüntüleri ve dava dilekçesi ekindeki yol yapım çalışmaları sırasında çekilmiş fotoğraflardan da bu durum anlaşılmaktadır. Ancak bu çalışmalar sırasında her ne kadar yaya ve araç trafiği için sac levha ile çevrilen çalışma alanı dışında bir tali yol bırakılmış olsa da yol çalışması öncesi hali ile kıyaslandığında davacı şirkete ait işletmenin müşteri sayısında yol çalışmaları (çamur, derin çukurlar, sac levha ile çevrili alan olması, yayaların yolda karşıdan karşıya geçişinde yaşayacakları zorluklar vb.) nedeniyle azalmaya sebep olabileceği kanaatine varılmıştır. Davalı Şirketlerin Ortağı Olduğu …. Adi Ortaklığının İdare Karayolları İle Yaptığı Sözleşmeye Uygun Davranıp Davranmadığı Hususunun Değerlendirilmesi; Davalı şirketlerin ortağı olduğu…. Adi Ortaklığı’nın idare Karayolları ile yapmış olduğu sözleşme gereğince; sözleşme ve teknik şartnameye uygun olarak çalışma sahası içerisinde çalışmalarını yürütmüş olduğu ve idare tarafından kendisine verilmiş olan sûre içerisinde sözleşmeye konu işi tamamlamış olduğu tespit edilmiştir. Bu İtibarla sözleşme kapsamında işin yürütülmesi ile ilgili yaptıkları eylemlerin işin doğası gereği olduğu, ihale kapsamında sözleşme ve teknik şartnameye uygun biçimde verilen işi süresi içinde yapma yükümlülüklerinin bulunduğu, ihale kapsamında sorumluluklarında bulunan işleri süresi içinde tamamladıkları tespit edilmiştir. Karayolları tarafından kamu yararı gözetilerek ihale edilen işi davalıların ortağı olduğu…. Adi Ortaklığı kazanmış ve üstlenmiş olduğu işi ihale kapsamında yapmıştır. İşin çalışma yeri ve süresi idare Karayolları tarafından belirlenmektedir. Bu yol çalışmaları sırasında her ne kadar davacı firma zarara uğramış olsa da davalıların ortağı olduğu …. Ortaklığı tamamen ihale kapsamında işlerini yürüttüklerinden, idare Karayolları Genel Müdürlüğümün belirlemiş ve kamulaştırmış olduğu yerde, idare tarafından yapılan yer teslimi sonrası, idare tarafından verilen süre içerisinde işi tamamlamış olduğundan sözleşmeye göre üzerine düşen edimleri yerine getirmiş olup takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere davaya konu zarardan sorumlu olmadıkları kanaatine varılmıştır. Aynı dosya kapsamında…. AHM 2018/345 Esas, 2019/196 sayılı kararında davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden davanın yargı yolu dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş ve karar onanmıştır. Davalı firmaların kusuru tespit edilmediğinden davacı şirketin defter kayıtlarının incelenmediği bildirilmiştir. Yukarıda özetlendiği üzere bilirkişi heyeti her yönden davacıların söz konusu yol çalışması nedeniyle zararının bulunup bulunmadığını, sorumluluğun kime ait olduğunu tespit etmiştir. İşbu rapor uyarınca, davalı şirketlerin ortağı olduğu adi şirket tarafından yol çalışması işine 26/12/2017 tarihinde başlanıldığı, idare tarafından yani işi ihale eden Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından iş artışı yapılarak süre uzatımları neticesinde işin bitiş tarihinin 31/12/2019 tarihi olduğu, idare tarafından iş artışı yapılmasa idi işin ilk bitim tarihi olan 22.11.2018 tarihinde davacı işletmenin önündeki yol çalışmasının büyük bir kısmının tamamlanmış olduğunun Google Earth görüntülerinden tespit edildiği, işin artışında ve sürenin uzatılmasında yetkili makamın idare olduğu, davalı şirketlerin taşeron şirket olarak idare tarafından verilen işleri yapmakla yükümlü oldukları, her ne kadar davaya konu yol yapım çalışması nedeniyle davacı zarara uğramış olsa da işin gecikmesinde davalıların bir kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla kusur bulunmazken davalıların söz konusu zararlara ilişkin sorumluluklarından bahsedilemeyeceği kanaatine varılmakla davacı tarafından davalılar … Aleyhinde açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarla, müvekkil şirkete ait olan restaurantın davalılar tarafından yapılan yol çalışması nedeniyle kazancının azaldığını, ticari itibarının sarsıldığını, müşteri çevresinde önemli ölçüde azalma meydana geldiğini ve müvekkil şirketin restourantı kapatmak zorunda kaldığını, 5 ayda bitirileceği belirtilen çalışmanın süresinde bitirilemediğini, davalıların müvekkilinin mülkiyet hakkının özüne dokunarak ve kusurlu eylemleri ile zararın oluşmasına neden olduklarını, öte yandan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ik ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin de yerinde olmadığını ileri sürerek, istinaf isteminde bulunmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin ve tam alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından Avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 sayılı HMK’nun 359/4 maddesi uyarınca işbu kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361, 362/1-a maddeleri gereğince işbu dairemiz istinaf kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde, dairemize veya dairemize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/09/2022

Başkan… Üye… Üye… Katip…