Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1226 E. 2021/1328 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(HAKEM SIFATIYLA)
TARİHİ : 09/07/2021
NUMARASI :…

İSTİNAF KANUN YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : ..
DAVANIN KONUSU : Alacak (Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan TMK. m. 1007)

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2021

Davacı tarafça davalı taraf aleyhine açılan dava sonucu verilen yukarıda tarih, esas ve karar numarası yazılı kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …İlçesi ….Mahallesi …da … Parsele ait taşınmaza yönelik açılan kamulaştırmasız el atma davasında; Samsun 1. İdare Mahkemesi tarafından … Esas ve … Karar sayılı karar ile taşınmaz malikleri hakkında tazminata hükmedildiğini, maliklerden… yönünden hissenin davalı Kurum tarafından yanlış tespit edildiğini, İdare Mahkemesi tarafından da hatalı hisse üzerinden tazminata karar verildiğinin, tapu maliklerinden … gerçekte 92m² yere sahip olmasına rağmen davalı kayıtlarında 233m² yer aldığını ve bu miktar üzerinden karar verildiğini ve ödemenin buna göre yapıldığını, müvekkilinin zarara uğradığını, davalı Kurum tarafından hatalı tutulan kayıtlardan dolayı müvekkilinin zarara uğradığından bahisle belirsiz alacak olarak….-TL zararın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Samsun 1. İdare Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile fazla ödeme yapılan kişi veya kişilere karşı dava açılması gerektiğini, bu sebeple davalı İdare yönünden husumet itirazında bulunduklarını, aksi kanaatte ise davacının tazminat konusu yaptığı işlemin idari işlem olduğunu, İdari Yargı’nın görevine girdiğini, davanın süresi içinde açılmadığını, bu nedenle zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddinin gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, ” …Tüm dosya kapsamından, … İli …İlçesi …Mahallesi …Ada .. Parsele ait taşınmaza ilişkin kamulaştırmasız el atma davasında Samsun 1. İdare Mahkemesi’nin … Esas-…Karar sayılı ilamı ile tazminata hükmedildiği, kararda Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen tapu kayıtlarında maliklerden … hissesinin .. olarak gösterildiği ve bu hisseye göre hesaplanan tazminata karar verildiği, davacı İdarenin de buna göre ödeme yaptığını ancak gerçek hissenin … olduğunu bu sebeple fazla ödeme yapıldığını, işbu fazla ödemeye davalı İdarenin tapu kayıtlarının hatalı tutmasının sebebiyet verdiğini iddia ederek işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın iddiası tapu kaydını tutmakla yükümlü olan davalının hatalı tuttuğu tapu kaydına dayalı olarak yapılan fazla ödemeler sebebiyle zarara uğranıldığına ilişkindir. Gerek dosya kapsamı, gerekse beyanlardan da bu husus açıkça anlaşılmaktadır. Buna göre davanın dayanağı idari eylem ve işlem olup, idari işlem ve eylemler sebebiyle zarara uğranılması halinde ise İdari Yargı yerinde dava açılmasının gerektiği, mahkememizin işbu davada Yargı Yolu olarak görevli olmadığı, bu hususun ise HMK 114/1-b maddesi gereği dava şartı olduğu anlaşılmakla davanın Yargı Yolu yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur…” şeklinde gerekçeler ile Davanın yargı yolu yokluğu sebebiyle HMK 114/1-b ve 115/2 maddesi gereği REDDİNE, dair karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını da tekrarla, müvekkili kurumun uğradığı zararın kişilerden değil, bizzat davalı kurumun hatalı tuttuğu tapu kaydından kaynaklandığını, bu nedenle zararı tahsille yükümlü olanın davalı taraf olduğunu, davanın esasına geçilmesi gerektiğini yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı tarafça istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava, 4721 sayılı TMK’nun 1007. Maddesine dayalı tapu sicilinin hatalı tutulması sebebine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
3533 sayılı Yasa’nın 1. Maddesinde “Umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı Devlete veya belediye veya hususi idarelere aid olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanlar bu kanunda yazılı tahkim usulüne göre halledilirler” düzenlemesi,3533 sayılı Yasa’nın 4. Maddesinde ise “Katma bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan veya sermayesinin tamamı Devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerin veya bu daire ve müesseselerden biriyle ikinci maddede yazılı dairelerden biri arasında çıkan uyuşmazlıklar, bulunduğu yerin ve taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin ve taraflar değişik yerlerde bulunuyorlarsa davalı durumunda olan daire veya müessesenin ve davalılar birden çok olduğu takdirde bunlardan birinin bulunduğu yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözümlenir.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta, Hakem Sıfatıyla yargılama yapan yerel mahkemece davaya ilişkin hukuki niteleme “davacı tarafın iddiası tapu kaydını tutmakla yükümlü olan davalının hatalı tuttuğu tapu kaydına dayalı olarak yapılan fazla ödemeler sebebiyle zarara uğranıldığına ilişkindir.” şeklinde yapılmıştır. Hal böyle olunca, yukarıda da belirtildiği üzere, davacı tarafın tapu sicilinin hatalı tutulması iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın, TMK’nun 1007. maddesi gereğince tahsili talebiyle eldeki davayı açtığı ve taşınmazın aynına yönelik bir uyuşmazlığın sözkonusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, 3533 sayılı Yasa’nın 1. ve 4. vd. maddelerindeki yasal düzenlemeler de dikkate alınarak, yerel mahkemece hakem sıfatıyla sözkonusu Yasa’da yazılı tahkim usulüne göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin gerekmesine ve davanın yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereğince idari yargı yerinde görülmesi mümkün olmadığından, açılan dava konusu uyuşmazlık yönünden yerel mahkemenin hakem sıfatıyla görevli olduğu, bu sebeple hakem sıfatıyla yerel mahkemece verilen kararda isabet bulunmadığı görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.3 maddesinde “mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması” durumunda bölge adliye mahkemesince esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine yada görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu itibarla; yukarıdaki ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, eldeki uyuşmazlık yönünden yerel mahkemece hakem sıfatıyla 3533 sayılı Yasa’da yazılı tahkim usulüne göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin gerekmesi sebebiyle, hakem sıfatıyla yerel mahkemenin davaya bakmakla görevli olmasına rağmen, yukarıda açıklanan hususlar gözardı edilerek 6100 HMK’nun 114/1-b maddesinde belirtilen yargı yolunun caiz olması gerektiğine yönelik idari yargının görevli olduğundan bahisle yargı yolu dava şartı yokluğu bakımından davanın usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen sebeplerle KABULÜ İLE,
6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince, istinaf incelemesine konu YEREL MAHKEME KARARININ KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan istinaf harcı alınmamış olup harç iadesi hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-6100 sayılı HMK’nun 359/4. maddesi gereğince işbu kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/10/2021

Başkan… Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır