Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/79 E. 2022/1363 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/79
KARAR NO : 2022/1363

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2021
NUMARASI : 2020/923 Esas-2021/558 Karar

DAVACI :….
VEKİLİ : ….
DAVALI : ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: Samsun İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili davacı aleyhine takip başlatıldığını ancak takibe dayanak kambiyo senedinin geçersiz olduğunu, zira davacının 2019 yılında …. isimli bir işletmeden 2 gün için araç kiraladığını ve bu esnada boş bir senet imzalattırıldığını, aracı kullanıp teslim ettiğini ancak senedin iade edilmediğini, senedin belli bir süre sonra davalıya verildiğini ve davalının da senedi doldurup takibe koyduğunu, senette malen kaydının olduğunu ancak taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, araç kiralamak isteyen bir arkadaşına …. isimli işletmeyi önerdiğini ve arkadaşının oradan araç kiralayıp kaza yaptığını, masrafları karşılamaması üzerine …. isimli işletme sahibinin bu kişi ile davacı arasındaki arkadaşlığı öğrenip elindeki davacıya ait boş senedi araç sahibi olan davalıya verdiğini ve davalının da senedi doldurup takibe koyduğunu, …. isimli işletme sahibi ile davalının araç tamir masrafını davacıdan tahsil etme çabası içinde olduklarını, konu ile ilgili şikayetleri üzerine başlayan Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyasının derdest olduğunu beyanla, takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini ve davacının takibe konu senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitini, davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalının, cevap dilekçesinde özetle: davacı ile arkadaşı …. isimli kişinin, maliki olduğu …. plakalı aracı emaneten aldıklarını ve aracın bu kişilerin elinde iken gerçekleşen kazada hasarlandığını, …. isimli işletme sahibi … isimli kişinin araya girdiğini ve hasarın giderilmesi için yapılacak masraflara karşılık takibe konu senedin düzenlendiğini, masraflar karşılanmayınca da takip başlatıldığını beyanla, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle, kararın kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından davacı hakkında Samsun İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasında 28.06.2020 tanzim tarihli 65.000,00-TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafından takip dayanağı senedin araç kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verildiği ve davalıya borcunun olmadığı ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK’nın m. 191/1, TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Bonoda yazılı bulunan bedel kaydının hem borçlu hem de alacaklı tarafından talil edilmesi hâlinde ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bonodaki bedel kaydının her iki tarafça talil edilmesi hâlinde ispat yükü borçlu üzerindedir. Diğer bir ifade ile bu durumda ispat yükü yer değiştirmez. HMK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca borçlunun bononun bedelsiz olduğunu ispat etmesi gerekir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.
Ödenmesi (tahsili) şarta bağlanmış bir senet bono niteliğinde sayılamaz. Bononun taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme nedeniyle verilmiş olması (teminat senedi gibi) halinde, sözleşmenin karşılıklı edimleri içermesi nedeniyle senet bedelinin tahsilinin gerekip gerekmeyeceği yargılamayı gerektirir. Bu durumda senet kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini içermediğinden bono vasfında olmaz ve anılan senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yol ile takip yapılamaz.
Öte yandan teminat senedi itirazında dayanak bononun hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı bir belge ile ispatlanması zorunludur. (HGK.’nun 14/03/2001 Tarih ve 2001/12-233 sayılı – yine HGK.’nun 20/06/2001 Tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları)
Eldeki davada, takip dayanağı senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu senet metninde belirtilmemiştir. Dava ve takibe konu bononun teminat senedi olduğunu ileri süren ve söz konusu bononun neyin teminatı olarak verildiğini ispat yükü kendisine düşen davacı, bu iddiasını ispata yönelik olarak herhangi bir yazılı delil ibraz edememiştir.
Ancak somut olayda, dava konusu bonoda davacı keşideci, davalı lehtar olup, ihdas nedeni olarak “malen” kaydı bulunmaktadır.Davacı, senedin boş olarak araç kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, bu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığını iddia etmekte, davalı soruşturma aşamasındaki savunmalarında aracını dava dışı ….’e kiraladığı sırada meydana gelen kazada aracının hasarlandığını, davacı tarafından aracın hasar masraflarının teminatı için senedin verildiğini, hasar bedeli ödenmeyince senedin takibe konulduğunu ve davacının senet bedelini ödemediğini savunmaktadır.
Kural olarak çifte talil halinde ispat yükü yer değiştirmeyecek ise de, taraflar arasında düzenlenmiş davaya konu bononun araç hasar bedelinin teminatı olarak verildiği davalının kabulünde olup, senedin ihdas sebebinde tarafların uzlaşmış olmaları karşısında, senedin oluşacak/oluşan trafik kazasından kaynaklı zararın tazmini için verilmiş teminat senedi olduğunun kabulü ile, senedin teminatı olduğu kaza açısından ne miktar oranında geçerli hale geldiğinin tespiti gerektiği ve bu açıdan ispat külfetinin davalıda olduğu açıkça anlaşılmıştır.
Bu itibarla, yerel mahkemece davacının sorumlu olduğu araç hasar bedelinin ne kadar olduğu hususu araştırılarak ve taraf delilleri toplanarak bononun hasar bedeli kadar geçerli olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile,
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2021 tarihli ve 2020/923 Esas, 2021/558 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
Dosyanın yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine iadesine,
2.İstinafa başvuran davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde başvurana iadesine,
Dair, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25/10/2022


Başkan

¸e-imza

Üye

¸e-imza

Üye

¸e-imza

Katip

¸e-imza

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 25/10/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!