Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/765 E. 2022/1451 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/765
KARAR NO : 2022/1451

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2022
NUMARASI : 2018/278 Esas, 2022/100 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; bayisi bulunduğu….’den 23.11.2017 tarihinde akaryakıt aldığı, davalının akaryakıtı ana dağıtıcıdan yükleyip getirmekle görevli olduğu, davalı davacının bayi talep formunda bildirdiğinden hatalı yükleme yaptığı için ( araç, tank, depo gözlerine hatalı dolum yaptığı için ) davacıya ait benzin istasyonundaki tanklara da hatalı dolum yaptığı ve davalının taşıdığı ve bedeli ödenen akaryakıt bedeli, davacının dolumdan önce tanklarında bulunan akaryakıt bedeli, tüketicilere yanlış akaryakıt satılması sebebiyle ödenen zarar bedeli, davacının depo ve pompalarının temizlik bedeli, istasyonun kapalı olduğu tarihlerdeki kazanç kaybı bedelinin tahsilini taleple dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, davacının iddia ettiği olayda kusurlarının bulunmadığını, ürün talep fişinde hangi göze hangi ürünün konulacağının yazmadığını, dolum tesisinde yükleme yapıldıktan sonra dolum fişiyle irsaliye kesildiğini, varsa kusurun dolum tesisindekilere ait olduğunu, davalının sadece nakliyeci olduğunu, zararın ispatlanması gerektiğini belirterk davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından kısmen kabul-kısmen ret kararı verildiği anlaşılmıştır.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan 30/11/2021 tarihli bilirkişi raporu dava konusu zararının eksik hesaplandığını, yerel mahkemece bu eksiklikler konusunda ek rapor alınmadığını, mahkemece hükmedilen tazminat gerçek zararı karşılamaktan hakkaniyetten çok uzak olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın tam kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin hükme esas aldığı 05/02/2021 tarihli ek bilirkişi heyet raporu bir takım yanlışlıklar içermekte olup, hükme esas almaya elverişli olmadığını, boşaltan sıfatının bulunmadığını, taraflar arasında buna ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, davacının zararını ispat edemediğini, yerel mahkeme kararı aleyhe olan sair yönleriyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava; hizmet sözleşmesinden kaynaklı ayıplı ifaya dayalı tazminat davasıdır.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalının …’den 23.11.2017 tarihinde satın aldığı akaryakıtı ana dağıtıcıdan yükleyip getirmekle görevli olduğunu, davalının bayi talep formunda bildirilenden hatalı yükleme yaptığı için benzin istasyonundaki tanklara da hatalı dolum yaptığını ileri sürerek bundan doğan zararın tahsilini talep etmiştir.
Davalı ise; taşıma işi üstlendiğini, boşaltan sıfatının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamına göre, somut uyuşmazlıkta; davacı, davalının …’den 23.11.2017 tarihinde satın aldığı akaryakıtı ana dağıtıcıdan yükleyip getirmekle görevli olduğunu, davalının bayi talep formunda bildirilenden hatalı yükleme yaptığı için benzin istasyonundaki tanklara da hatalı dolum yaptığını ileri sürerek bundan doğan zararın tahsilini talep etmiş olup, davalı ise sadece taşıma işini üstlendiğini, boşaltan olarak işi üstlenmediğini ve bundan dolayı sorumluluğu olmadığını savunmuş olup, yerel mahkemece alınan 09/08/2019 tarihli rapor, 30/01/2020 havale tarihli kök ve 10/02/2021 havale tarihli ek rapor da “taşıma tankerinin 5 gözlü olduğu, hangi tankere hangi akaryakıtın konulacağının talep formunda yazıldığı, sevk irsaliyesi ve teslimat makbuzundaki dolum detaylarına göre talep formunda belirtilen şekilde dolum yapıldığı, ancak ürün teslim fişine göre talep formunun tam tersi şekilde yakıt dolumu yapıldığı” tespit edilmiş olup, 09/08/2019 tarihli raporda, gönderenin tehlikeli maddeyi güvenli bir şekilde boşaltma sorumluluğu bulunduğundan davalının zarardan sorumlu olduğunun tespit edildiği, farklı bir heyetten alınan 30/01/2020 havale tarihli kök ve 10/02/2021 havale tarihli ek rapor da ise, her iki tarafın eşit sorumlu olduğu tespit edilmiş olup, bilirkişi raporları arasında çelişkiler mevcut olduğu halde yerel mahkemece bu çelişkiler giderilmediği gibi bilirkişi raporlarında talep formuna aykırı olarak dolum işleminin Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik’de belirtilen işletmelerden hangisinin gerçekleştirdiği, dolum ve boşaltma işleminin hangi evraka dayalı olarak gerçekleştiği hususlarının denetime açık bir biçimde tespit edilemediği, bilirkişi tarafından sadece boşaltma sırasındaki kusurlu eylemlerin değerlendirildiği anlaşılmış olup, bu haliyle bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
Buna göre, yerel mahkemece tehlikeli madde konusunda uzman başka bir bilirkişi heyetinden denetime açık hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, önceki bilirkişi raporları da değerledirilerek, Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik ile ilgili mevzaut hükümlerine göre davacı tarafından akaryatın talep edilmesi ve akaryakın boşaltılması aşamasına kadar geçen evrede tankere talep formunun aksine yakıt doldurulması ve boşaltılmasındaki sorumluların tespit edilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
Davalı tarafından akaryakıtın sadece taşıma işinin üstlenildiğini, boşaltma işinin üstlenilmediğini ileri sürmüş olup, yerel mahekemece davalının bu yöndeki savunması üzerinde durulmadan karar verildiği anlaşılmış olup, tarafların bu husustaki delilleri değerlendirilerek taraflar arasındaki akdi ilişkinin kapsam ve niteliğinin belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Tarafların İstinaf Başvurusunun KABULÜ İLE,
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/278 Esas 2022/100 Karar ve 27/01/2022 tarihli kararın KALDIRILMASINA,
Dosyanın yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine iadesine,
2.İstinafa başvuran davacı tarafça yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde başvurana iadesine,
İstinafa başvuran davalı tarafça yatırılan 1.342,20 TL istinaf karar harcının talep halinde başvurana iadesine,
Dair, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23/11/2022

Başkan…. Üye…. Üye… Katip…

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 23/11/2022
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!