Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/691 E. 2022/1077 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/691
KARAR NO : 2022/1077

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2022
NUMARASI : 2021/528 Esas 2022/153 Karar

DAVACI : …..
VEKİLİ : ….
DAVALI :…
VEKİLİ : ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; Müvekkili …. plastik cerrahı uzmanı olup 25 yılı aşkındır hekim olduğunu, davalı şirket ile aralarında 24/05/2001-24/05/2016 vade tarihli ….numaralı poliçe düzenlendiğini, poliçe gereğince müvekkilinin gerekli ödemeleri yaptığını, poliçenin birikimli hayat poliçesi olması yanında vefat ve mesleki maluliyet teminatlarını da kapsadığını, mesleki maluliyet teminat miktarının 28.000USD olduğunu, müvekkilinin 2015 yılı içinde opere servikal diskopati rahatsızlığına yakalandığını ve çeşitli hastanelerde tedavi gördüğü ve ameliyat olduğunu, müvekkilinin plastik cerrah olup mesleği ve uzmanlığı bakımından %100 malul olduğunu, OMÜ tarafından sunulan görüşte müvekkilinin icra etmiş olduğu mesleği icabı %100 kesin ve daimi mesleksel maluliyetinin bulunduğu, poliçe şartlarına göre müvekkilinin tam mesleksel maluliyetinin bulunduğunun kabul edildiğini, üniversitenin sunmuş olduğu raporda zaten müvekkilinin maluliyet durumunun en az 6 ay uzadığının kabul edildiğini, 22.904 USD sigorta tazminat alacağının sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini taleple dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacıya ait poliçenin 04/02/2016 tarihli talebi doğrultusunda 15/03/2016 tarihinde kapatıldığını ve kar paylı birikim ve getiri tutarı olan 16.507,69USD karşılığı olan 47.692,37 TL’nin 16/03/2016 tarihinde mahkemenin 2016/850 esas sayılı dosyasında hükme esas alınan rapor ile 18/09/2018 tarihli ATK raporunun çelişkili olduğunu, davacının tam maluliyete uğradığını iddia etmişse de mesleğine halen devam ettiğini belirterek, alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın kabulüne, 22.904 USD’nin 02/02/2016 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Uyuşmazlık konusu alacağın yabancı para cinsinden ödenmesi talep edilmiş olup yabancı para cinsinden tahsili talep edilen alacağa hükmedilen faiz türü ve oranı hatalı olduğunu, zamanaşımı definin 6102 TTK yönünden değerlendirilmesi durumunda taleplerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti için riziko tarihi ile muaccel tarihinin netleştirilmesi gerekmekte ise de mahkemece hatalı değerlendirme yapıldığını, dava konusu talepler teminat dışında olduğunu, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, poliçeye dayalı bakiye alacak talebidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dosya üzerinde yapılan incelemede, mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin değerlendirildiği, yapılan yargılama sonucunda özetle; Davacı ile davalı arasında 21604233 nolu 24/05/2001 başlangıç tarihli yaşadıkça yaşam sigorta poliçesinin akdedildiği, poliçe kapsamında vefat teminatı, mesleki maluliyet teminatı ve kritik hastalık teminatlarının bulunduğu, davacının sigorta şirketine yaptığı başvuruyla mesleki maluliyet teminatının tarafına ödenmesini istediği, davalı tarafından 16/03/2016 tarihinde “kar paylı birikim ve getiri tutarı” olan 16.507,69 USD karşılığı 47.692,37 TL’nin ödendiği, davacının maluliyet teminatı talebi üzerine mahkememizin 2016/850 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldı, açılan kısmi davada taleple bağlı kalınarak 5.096 USD üzerinden hüküm kurulduğu,
Mahkemenin 2016/850 esas sayılı dosyası dosya arasına alınmış olup, incelenmesinde; 11/09/2020 tarihli karar ile davacının maluliyetinin tam (%100) olduğu ve özel şartlardaki 3.2.2 maddesindeki özel şartların gerçekleştiği anlaşıldığı, ödenen kar paylı birikim tutarı 16.507,69 USD, dava konusu mesleki maluliyet teminatının ise 28.000 USD olması sebebiyle kar paylı birikim tutarıyla birlikte 28.000 USD meslekli maluliyet tazminatının da ödenmesi gerektiği kanaatine varıldığı, ancak taleple bağlı kalınarak 5.096 USD’nin 02/02/2016 temerrüt tarihinden işleyecek Devlet Bankalarının dolar cinsinden yabancı parayla açılan bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin hüküm kurulduğu, istinaf taleplerinin Samsun BAM 3. HD’nin 03/12/2020 tarih, …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile esastan reddedilmesi üzerine kararın 03/12/2020 tarihinde kesinleştiği,
Eldeki davada, davalı vekilince süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde davacının ek dava niteliğindeki taleplerinin zamanaşımı nedeni ile süresinin dolduğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği,
6102 sayılı TTK’nın 1420.maddesinde “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkemenin kesinleşen 11/09/2020 tarih, 2016/850 Esas, 2020/499 Karar sayılı kararında; dosyada rizikonun gerçekleşildiğinin öğrenilmesiyle ilgili ilk raporun 26/06/2015 tarihli Gazi Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporu olduğu, rizikonun bu tarihten itibaren başladığı kabul edilmiş olup, zamanaşımı hesaplaması TTK m.1420 ve 26/06/2015 tarihli rapor üzerinden alınmış, hüküm bu hali ile kesinleştiği,
Eldeki davada, rapor tarihi 26/06/2015 olup, kanunda öngörülen 6 yıllık zamanaşımı süresinin 26/06/2021 tarihinde dolduğu görülmektedir. Buna karşın 7226 sayılı kanunun Geçici 1.maddesi uyarınca “(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur.” hükmü getirilmiş, akabinde 30/04/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair” Cumhurbaşkanı Kararı ile süreler 15/06/2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Düzenlemeye göre kalan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar.
Yine 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 15.bendine göre “Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.”
Kanunun öngördüğü zamanaşımı süresinin 26/06/2021’de doluyor olması, davanın 30/08/2021 tarihinde açılmış olması ve yukarıda anılan tüm düzenlemeler dikkate alındığında; eldeki dava yönünden duran süreler nedeni ile talebin zamanaşımına uğramadığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin zamanaşımı def’ine itibar edilmemiştir.
Davalı yanın esasa ilişkin savunmaları ise, istinaf incelemesinden geçerek kesinleşen mahkeme hükmünün bulunması nedeni ile yeniden değerlendirilmemiş, taraflar arasında kesinleşen 11/09/2020 tarih, ….Esas, …. Karar sayılı kararı çerçevesinde teminatın bakiye kaldığı anlaşılan 22.904 USD’lik kısmı üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davalının İstinaf Başvurusunun Esastan REDDİNE.
2.Alınması gerekli 13.146,94 TL harçtan, istinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 3.286,73 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 9.860,21 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına.
Harç tahsil müzekkeresinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından yazılmasına.
3.İş bu kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Dair, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/06/2022

….
Başkan
….
¸e-imza
….
Üye
….
¸e-imza
….
Üye
….
¸e-imza
….
Katip
….
¸e-imza

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 27/06/2022
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!