Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/623 E. 2022/715 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/623
KARAR NO : 2022/715

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….(….)
ÜYE : ….(….)
ÜYE : ….(….)
KATİP : ….(….)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : 2020/371 Esas 2022/83 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile özetle; Davacının müvekkil ….. San. ve Tic. Ltd.Şti.’den olan 173.138,90 TL asıl alacak takip tarihi itibari 24.570,63 TL işlemiş yasal ticari faizleri ile birlikte toplam 197.709,53 TL alacaklarının tahsili için Samsun İcra Müdürlüğü’nün …..esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın icra takibinde talep edilen borca ve faize yapmış olduğu itirazların haksız ve kötü niyetli olduğu, taraflar arasında 13.04.2018 yürürlük tarihli 01.05.2018-31.05.2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, 13.04.2018 yürürlük tarihli İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmet Sözleşmesi’nin 4.1 maddesi gereği aylık 17.000 TL+KDV olarak kararlaştırıldığı ve yılda bir kez olmak üzere Mayıs ayı başında bir önceki yılın yıllık enflasyon oranında ücret ardışı yapılacağının kararlaştırıldığı, taraflar arasında sözleşme yürürlükte iken sözleşmenin süresi dolmadan davalı şirket tarafından sözleşmenin bitimine 2 yıl olmasına rağmen haksız ve hiçbir hukuki gerekçeye dayanmayan nedenlerle tek taraflı olarak sözleşmenin fesih edildiğinin bildirildiği, davacı şirket tarafından 04.07.2019 tarihine kadar aylık sunulan hizmet karşılığı aylık 17.000 TL+KDV hesap edilerek 19.785,00 TL faturanın kesilerek davalı şirkete gönderildiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine Samsun İcra Müdürlüğünün ….E. Sayılı dosyası ile icra takibine başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazda bulunulduğunu, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşmaya varılamadığını beyanla davalı borçlunun ileri sürdüğü itirazların iptaline, duran icra takibinin asıl alacak ve işlemiş faizleri ile devamına, haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunan davalının %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini taleple dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesinde özetle; Alacağı kabul etmemekle birlikte zamanaşımı itirazında bulunduklarını ve faturanın tebliğinin borçluyu temerrüte düşürmeye yeterli olmadığını, ihtar çekilerek borçlunun temerrüte düşürülmesi gerekmekteyken alacaklı tarafından borçlunun temerrüte düşürülmediğini, bu yönüyle davaya, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, davacı tarafından bildirilen faturaların davalı şirketin kayıtlarında mevcutsa da fatura içeriğinde yapıldığı belirtilen hizmetlerin ifa edilmemiş olması veya davalı şirkete mal teslimi yapılmadığından davalı şirketin borçlu olmasının söz konusu olmadığını, davalı şirketin …. iştiraki olduğunu, her ne kadar özel hukuk hükümlerine tabii olsa da kamuya ait olduğunu, davalı şirketi yönetiminin değişmesinden sonra yapılan incelemede fahiş bedelle sözleşme yapıldığı ve buna rağmen sözleşme gereği yapılması gereken hizmetlerin yapılmadığından sözleşmenin haklı sebeple fesih edildiğini, davacının haksız ve yersiz olan davanın reddinin gerektiğini beyanla davacının itirazın iptali talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacının icra takibinin konusu olan meblağın %20’sindan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın kısmen kabulüne; Samsun İcra Dairesi’nin ….esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile, 173.138,89 TL asıl alacak yönünden takibin devamına, işlemiş faize ilişkin istemin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi yürütülmesine, İİK’nun 67. maddesi uyarınca icra-inkar tazminatı olarak 34.627,77 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece davanın kısmen reddi yönündeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirket tarafından 04.07.2019 tarihinde sözleşme haksız olarak fesih edildiğini, taraflar arasında imzalanan 13.04.2018 tarihli OSGB hizmet sözleşmesinin yürürlükte kaldığı 01.05.2018 – 04.07.2019 tarihleri arasında sözleşmenin 3.2 maddesi ve 4.1 maddesinde kararlaştıralın hizmetler, sözleşme ve yönetmelik hükümleri gereği eksiksiz olarak sunulduğunu, mahkeme kararının temerrüt faizi alacağı yönünden davanın reddi yönündeki kararın kaldırılmasını, temerrüt faizi alacağın kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu faturalara ilişkin müvekkil şirket herhangi mal veya hizmet almadığını, müvekkil şirket ….iştiraki olduğunu, her ne kadar özel hukuk hükümlerine tabi olsa da kamuya ait olduğunu, müvekkil şirket yönetiminin değişiminden sonra yapılan incelemede fahiş bedelle sözleşme yapıldığı ve buna rağmen sözleşme gereği yapılması gereken hizmetlerin yapılmadığı tespit edilmediğinden sözleşme haklı sebeple fesih edildiğini, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Davacı dava dilekçesi ile, davalı ile arasındaki 13.04.2018 tarihli İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmet Sözleşmesi gereğince ödenmeyen bakiye fatura bedellerinin tahsili amacıyla giriştiği icra takibine süresi içerinde yapılan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacı ile itirazın iptali istemiyle iş bu davayı açtığı,
Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin değerlendirildiği, yapılan yargılama sonucunda özetle; itirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak alacaklıda olup davacının önce taraflar arasında var olduğu ileri sürülen akdi ilişkiyi, akabinde de takibe konu faturalar içeriğinin davalıya teslim ettiğini veya fatura içeriği hizmetin verildiğini yazılı delille ispat etmesi gerektiği,
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi 12.10.2021 tarihli raporunda özetle, davacı ….A.Ş ‘nin tutmakla zorunlu olduğu 2018-2019 takvim yıllarına ait defterlerin kağıt ortamında tutulmuş olup ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde Noterlikçe yapıldığının tespit edildiği, davacıya ait 2018-2019 yılı resmi defterlerinin sahibi lehine kanuni delil olarak kullanılabileceği, davacının davalıdan 18.12.2019 tarihi itibariyle 173.138,89 TL alacaklı olduğu, davalı ….Şti. Nin 2018-2019 takvim yılına ait defterlerin kağıt ortamında tutulmuş olup, 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde Noterlikçe yapıldığı, 2019 yılı yevmiye defterlerinin ise açılış tasdikinin süresinde yapıldığı ancak kapanış noter tasdikinin yaptırılmadığının tespit edildiği, davalıya ait 2018 yılı resmi defterlerinin sahibi lehine kanuni delil olarak kullanılabileceği ancak 2019 yılı ticari defterlerinin yasal delil niteliğinin olmadığının tespit edildiği, davalı ….Ltd. Şti.nin defterlerini davacı ….A.Ş defterleri ile karşılaştırıldığında 2018 yılı bakiyesinin davacının 59.355,00 TL alacağı ile kapandığı ve her iki tarafın defterlerinin 2018 bakiyesinin aynı olduğunun tespit edildiği, davalının 2019 yılı Muavin Cari Hesap dökümün de ise 30.04.2019 tarihi itibariyle tarafların defterlerinin birbiri ile uyumlu (-118.710,00 davacı alacaklı) olduğu ancak bundan sonraki üç faturanın kayıtlı olmadığı, 2019 yılı defterlerinin kapanış tasdikinin olamaması karşısında sadece belli bir tarihe kadar (30.04.2019) hesapların birbirleri ile uyumlu olduğu sonuç olarak; tarafların tacir oldukları, 13.04.2018 tarihli sözleşme ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davalı tarafların 2018 yılı ticari defterlerindeki kayıtların birbirini doğruladığı ancak 2019 yılı defterlerinin birbirini doğrulamadığı, davacının takip tarihi (18.12.2019) itibariyle davalıdan 173.138,39 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirildiği,
İncelemeye esas alınan davalının ticari defterleri kendisi lehine delil olabilmesi için açılış ve kapanış onaylarının usulünce yapılması gerekir. TTK’de tasdiki zorunlu defterler arasında yevmiye defterinin sayıldığı, kapanış tasdiki yapılması zorunlu olan 2019 yılı yevmiye defterinin tasdik edilmediği, 2019 yılı defterlerindeki kayıtların birbirini doğrulamadığı bu sebeple sahibi lehine delil olarak değerlendirilemeyeceği, HMK’nun 222/4. Maddesince sahibi aleyhine delil olacağı hususunda duraksamamak gerekir.
Taraflar arasında13/04/2018 tarihli iş yeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı hizmet sözleşmesine göre davacı, davalı şirkete iş güvenliği hizmeti sunacak, davalı da karşılığında ücret ödeyeceği,
Takibe konu 15/06/2019, 30/06/2019, 05/07/2019 tarihli faturalar dışındaki faturaların yasal delil niteliğini haiz taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının 2019 yılı ticari defterinin yasal delil niteliğinde olmadığı ve buradaki kayıtların birbirini doğrulamadığı, bu sebeple 2019 yılı defterinin sahibi aleyhine değerlendirilmesi gerektiği, 15/06/2019, 30/06/2019, 05/07/2019 tarihli faturalar ile ilgili de davacının davalıya hizmet verdiğinin kabulünün gerektiği anlaşıldığından burada davacı tarafından gerek yazılı sözleşme gerekse ticari defter kapsamında akdi ilişki ve fatura içeriğindeki hizmetin davalıya verildiği ispatlandığına göre davalı faturalar bedellerini ödediğini ispatla mükelleftir. Kaldı ki davalı beyan dilekçesi ile akdi ilişkiyi inkar etmemiş akdi ilişkinin varlığını kabul etmiş olduğundan davacı akdi ilişkiyi ispat etmiş sayılacağı,
6102 s. TTK’nın 21/2. maddesine göre, bir fatura alan kişi, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, bu yönde bir uyuşmazlık bulunmaması ya da sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktarlar kesinleşir. Böyle bir halde, yapılan işin miktarı ve bedelinin, itiraz edilmeyip kesinleşen faturalardaki miktar ve tutar kadar olduğu kabul edilir ve işin miktarı ve bedelinin tespiti konusunda ayrıca araştırma yapılmaz.
Somut olayda; Takibe konu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının defterlerinde kayıtlı faturalar toplam tutarının 173.138,89 TL’ye tekabül ettiği, taraf defterlerinin 30/04/2019 tarihine kadar birbirini doğruladığı, bu tarihten takip tarihine kadar olan dönemde de taraf defterlerinde herhangi bir ödeme olmadığı gibi davalı fatura bedellerini ödediğine ilişkin delil sunmamış olup tarafların ticari defterleri, ticari defterlerinin incelenmesine yönelik alınan bilirkişi raporu, icra dosyası itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olan bir dava türü olduğu dikkate alınarak davacının, davalıdan alacaklı olduğu anlaşıldığı,
Takip öncesi dönem için temerrüt faizi istenebilmesinin temel koşulu, borcun belli bir günde ödenmesi taahhüt edilmemişse, borçlunun temerrüde düşürülmesidir. Eldeki davada, davalı borçlunun TBK’nun 117. maddesinde öngörülen şekilde temerrüde düşürüldüğü ileri sürülmemiş ve bu yönde herhangi bir delil bildirilmemiştir.
Davacı her ne kadar işlemiş faiz isteminin TTK 1530’a dayandığını belirtmiş ise de TTK 1530. maddenin konuluş amacının, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası hizmet alım/satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. (bkz. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi’nin 2021/1618 esas 2021/1413 karar)
TTK’nun 1530/4 maddesinin mal tedarik sözleşmelerinde uygulanacağı, satım sözleşmesinde anılan maddenin uygulama yerinin bulunmadığı, somut olayda taraflar arasında mal tedarik sözleşmesi de bulunmadığından davacının işlemiş faiz istemi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2017/3266 Esas – 2018/4228 Karar sayılı ilamı) Yapılan işin ticari nitelikte olması nedeni ile takip talebindeki gibi asıla alacağa reeskont avans faizi yürütülmesine karar vermek gerektiği görülmüş olup mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvuru taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan REDDİNE.
2.a)Davacı tarafından istinaf karar harcı peşin alındığından, başkaca alınmasına yer olmadığına.
b)Alınması gerekli 11.827,12 TL harçtan, istinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 2.956,78 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.870,34 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına.
Harç tahsil müzekkeresinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından yazılmasına.
3.İş bu kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Dair, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25/04/2022

Başkan …. Üye… Üye… Katip….
e-imza e-imza e-imza e-imza

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 25/04/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!