Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/533 E. 2022/620 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/533
KARAR NO : 2022/620

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2021
NUMARASI : 2020/934 Esas 2021/1060 Karar

DAVACI : …
DAVALI :…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket arasında satım sözleşmesi ifa edildiğini, davacı aleyhine satış sözleşmesinden doğan zararın ödenmediği gerekçesiyle …. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ancak davalının sorumlu olduğu ödemeleri yapmadığını, sözleşmeye aykırı davranışlarıyla satımın gerçekleşmemesi nedeniyle müvekkil şirketin menfi zararı doğduğunu, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunu ve banka hesabına haciz konulduğunu, ticari itibarının zedelendiğini beyanla, icra dosyasındaki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine ve icra takibinin haksız olduğunun ve borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini taleple dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalının siparişe istinaden davacı şirket hesabına…. tarihinde …. TL avans ödemesi yaptığını, ödeme tarihinden takip tarihine kadar geçen süreçte mal teslim ve çıkışı yapılmayacağının ve ödemenin iade edilmeyeceğinin davalıya bildirildiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını ve kötü niyetli olduğunu, davanın reddi ile dava konusunun %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan alınmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın reddine karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik incelemeyle hatalı hüküm tesis edildiğini, davalı şirketin sözleşmesel yükümlülüklerini ihmal ettiği göz ardı edildiğini, mahkemece davanın konusu ve ihtilaf kaynağı hakkında yeterli inceleme de yapılmadığını, ayrıca müvekkil şirket aleyhine takip tutarının %20’si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, avans ödemesinin iadesine ilişkin başlatılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı ile davalı şirket arasında satım sözleşmesi ifa edildiğini, davacı aleyhine satış sözleşmesinden doğan zararın ödenmediği gerekçesiyle …İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, icra takibinin haksız olduğunun ve borçlu olmadıklarının tespitine yönelik dava açtığı,
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de;
Dosya üzerinde yapılan incelemede; Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin değerlendirildiği, yapılan yargılama sonucunda özetle; …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının davalı … borçlusunun davacı … olduğu, takip çıkış miktarının…TL olduğu, ödeme emrinin borçluya …tarihinde tebliğ edildiği, itiraz edilmemesi üzerinde takibin kesinleştiği,
Davacı vekilince takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olup, takibin ilamsız genel haciz yolu ile takip olduğu, İİK’nun 62. Maddesi gereği itiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Aynı kanunun 50.maddesi yetki itirazının esas hakkındaki itirazla birlikte yapılması gerektiğini belirtmektedir. Şu halde süresi içerisinde ileri sürülmeyen yetki itirazı nedeni ile icra dairesinin yetkisi kesinleşmiş olup, davacının eldeki menfi tespit davasında icra dairesinin yetkisine yönelik yetki itirazının kabulü mümkün değildir.
Davacı tarafça ödemenin avans olma niteliğine itiraz edilmeksizin davacının kardeş şirketi durumundaki … davalıdan alacaklı olması nedeni ile davacının da davalıdan alacaklı olduğundan bahisle ödemezlik def’ine başvurulduğu ileri sürülmüştür.
Her ne kadar dava dilekçesi içeriğinde TBK m.97 kapsamındaki ödemezlik def’inin ileri sürüldüğü ifade edilmiş ise de, davacı yanını beyanlarından aslen takas ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. TBK’nın 139/1. maddesi uyarınca, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları itibari ile aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Sonuçta her iki borç da az olanı oranında sona erer (Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler,7. Bası. Beta. İstanbul, s. 1261). Takas borcu sona erdiren nedenlerden biridir. Takastan bahsedilmek için, her şeyden önce iki ayrı kimsenin karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı olmaları gerekir.
Davacı tarafça, aynı gerçek kişilerce kurulan, aynı tesiste aynı faaliyeti gösteren ve bu nedenle kardeş şirket olduğu beyan edilen …. davalıdan alacaklı olduğu, kendilerine yapılan avans ödemesinin de söz konusu dava dışı şirketin alacağına istinaden iade edilmeyip elde tutulduğu beyan edildiği, şirketler arasında ortakların aynı olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli olmadığı, yine şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması da organik bağ için yeterli olmadığı, kaldı ki söz konusu kavramlar alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulan şirketler kapsamında uygulama alanı bulmadığını,
Farklı tüzel kişiliklere sahip şirketler arasında takas defi ileri sürülemez (Oğuzman/Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler C.I, 18. Bası, İstanbul, 2020, s.611). İstisnası alacağın temlikidir ki eldeki davada böyle bir iddia söz konusu değildir. Eldeki davada farklı tüzel kişilikleri haiz iki şirketin davalı ile ayrı ticari ilişki içerisine girdiği anlaşılmakla TBK m.139 kapsamında takasın da ileri sürülemeyeceği değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde menfi zarara uğranıldığının ileri sürülmesi karşısında zararını somutlaştırmak üzere davacı yana süre verilmiş olup, davacı vekilince sunulan 19/11/2021 tarihli beyan dilekçesi içeriğindeki … İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının dava dışı…. borçlusunun … olduğu, takibin dava dışı şirket tarafından başlatılan bir takip olduğu anlaşılmış, davacı tarafça başkaca zarar kalemi ileri sürülmemiş olup, davanın reddine karar verildiği, mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca davacı şirket aleyhine takip tutarının %20’si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacının İstinaf Başvurusunun Esastan REDDİNE.
2.İstinaf karar harcı peşin alındığından, başkaca alınmasına yer olmadığına.
3.İş bu kararın, bilgi mahiyetinde İlk Derece Mahkemesi’nce taraflara tebliğine.
Dair, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07/04/2022

Başkan… Üye…. Üye… Katip…

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 07/04/2022
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!