Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/420 E. 2022/469 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/420
KARAR NO : 2022/469

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …. (….)
ÜYE : …. (….)
ÜYE : …. (….)
KATİP : …. (….)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2022
NUMARASI : 2020/763 Esas 2022/48 Karar

DAVACI :….
VEKİLLERİ : ….
DAVALILAR : ….
VEKİLİ : ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigorta …. plakalı aracın davacının babası ….’ye çarpıp onun ölümüne sebep olması şeklinde gerçekleşen 14.05.2020 tarihli trafik kazası dolayısıyla davacının destekten yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradığını, kazanın araç sürücü …..’in kusuru ile gerçekleştiğini ve zarardan araç maliki olması hasebiyle davalı ….’ın da sorumlu olduğunu, ancak davalıların zararın tazminine yanaşmadıklarını ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalılardan ve 200.000 TL manevi tazminatın davalı …. kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini taleple dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde ikame edilmesi gerektiğini ve davalının yerleşim yerine göre yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, ayrıca davadan önce 2918 s. KTK’nın 97. maddesine uygun olarak davalıya müracaat edilmediğini ve davanın bu sebeplerle reddi gerektiğini, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, ….plakalı aracın davalıya 31.03.2020-2021 tarihli ZMMS ile sigortalandığını ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, oysa davaya konu kazanın münhasıran müteveffanın kusuru ile gerçekleştiğini, müteveffanın evsiz barksız olduğunu ve davacı ile aralarında destek ilişkisi bulunmadığını beyanla, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı işleten ve sürücü vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu kazanın münhasıran müteveffanın kusuru ile gerçekleştiğini ve davacı ile müteveffanın arasında destek ilişkisi bulunmadığını, zira müteveffanın evsiz barksız olduğunu, müteveffanın vefatından sonra onun maaşını almak için boşanan davacının kötü niyetli olduğunu, manevi tazminat koşullarının dahi oluşmadığını beyanla, davanın külliyen reddini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil ….14.05.2020 tarihinde Fevzi Çakmak Mah. Lise Cad. Kadın Doğum Hastanesi önünde karşıdan karşıya geçmekte iken, ….plakalı araç sürüsü ….’in kendisine çarpması sonucu ağır yaralanmış, kaldırıldığı Gazi Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybettiği, kazanın meydana geldiği esnada müvekkilin babası yolun karşısına geçmeye çalışmakta iken, davalı araç sürücüsü ….. aracın sol ön tarafı ile müvekkilin babasına çarpmış ve sol ön ve arka tekerleri ile üzerinden geçtiği, meydana gelen bu kaza sebebiyle davalı …. Samsun 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde …. esas numaralı dava dosyasında yargılanmış ve neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığı, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat davasıdır.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Maddi tazminat davası yönünden yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile, davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı …..plakalı aracın davacının babası ….ye çarpıp onun ölümüne sebep olması şeklinde gerçekleşen 14.05.2020 tarihli trafik kazası dolayısıyla davacının destekten yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradığını, kazanın araç sürücü ….’in kusuru ile gerçekleştiğini ve zarardan araç maliki olması hasebiyle davalı ….’ın da sorumlu olduğunu, ancak davalıların zararın tazminine yanaşmadıklarını ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalılardan ve 200.000 TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini taleple dava ettiği,
Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin değerlendirildiği, yapılan yargılama sonucunda özetle; Davaya konu kazanın 14.05.2020 tarihinde ve davalı ….in sevk ve idaresindeki ….plakalı araç ile davacının babası….’ye çarpması şeklinde gerçekleştiği ve ….’nin ölümü ile souçlandığı, kazanın %20 oranında ….’nin ve %80 oranında davalı ….’in kusuru ile gerçekleştiği,
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte TBK’nun 53. maddesinin öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı TBK’nun 53. maddesinde düzenlenmiş olup “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” ölüm halinde uğranılan zararlar arasında sayılmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; “BK’nın 45. (TBK m. 53) maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.”
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı kişi, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, bakılanın ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Davalı, destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar gödenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önce yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır. O halde hangi nedene dayanırsa dayansın, desteğini yitiren kişi ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağına sahip ise destekten yoksunum zararından söz edilemez. Bakım ihtiyacını azaltan her ne olursa olsun onun indirilmesi gerekir. Bu indirim tazminattan değil zarar miktarı üzerinden yapılır. Yani ölüm nedeniyle elde edilen yarar uğranılan zarardan indirilip gerçek zarar belirlenmelidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.03.1978 tarih ve 3 sayılı kararının gerekçesinde de “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bu temel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, babası …….’nin desteğinden yoksun kaldığı iddiasıyla davacı tarafından destek tazminatı talep edilmiş ise de, davacının kaza tarihinde 35 yaşında olduğu, çalışmaya ve kendi geçimini sağlamaya engel bir halinin, özel bakımı gerektirecek derecede sakat veya iyileşmeyen bir hastalığının ya da fiziksel bir engelinin bulunmadığı, boşanma tarihinden yaklaşık 4 ay sonra düzenlendiği anlaşılan sosyo-ekonomik durum araştırma tutanağına göre kendisine ait evde ailesiyle birlikte yaşadığı ve kira vermediği anlaşıldığı,
Bir an, davacının boşandıktan sonra babası ile yaşayacağı kabul edilse bile, destek ile birlikte oturmak ve bekar ya da dul olmak tek başına destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkı doğurmaz. Çalışmasını engelleyen bir özrü veya sağlık sorunu olduğu konusunda somut bir kanıt bulunmayan davacının destekten yoksun kaldığı kabul edilemez. Nitekim, Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 05.12.2016 tarih ve 13858/11121 sk. ile 12.06.2014 tarih ve 5645/9699 sk.nda, ayrıca Yargıtay 4. HD.nin 07.03.2011 tarih ve 3482/2380 sk.nda aynı şekilde değerlendirmelerde bulunulduğu,
Bu sebeplerle, somut olayda destekten yoksun kalma tazminatı koşullarının gerçekleşmediği değerlendirilmiş, bu yöne ilişkin maddi tazminat davasının reddine karar verildiği, mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı,
Manevi tazminat davası yönünden yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Olayın oluş şekli, kazadaki tarafların kusur durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alınarak;
Manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığından, davacı için takdir olunan manevi tazminatın yerinde olduğu görülmüş olup, mahkeme kararı ve gerçeklerinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacının İstinaf Başvurusunun Esastan REDDİNE.
2.Davacı taraftan istinaf karar harcı peşin alındığından, başkaca alınmasına yer olmadığına.
3.İş bu kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Dair, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21/03/2022

….
Başkan
….
¸e-imza

Üye
….
¸e-imza
….
Üye
….
¸e-imza
….
Katip
….
¸e-imza

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 21/03/2022
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!