Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2082 E. 2023/1385 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2082
KARAR NO : 2023/1385

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2022
NUMARASI : 2022/504 Esas, 2022/1055 Karar

DAVACILAR : …
DAVALI : ….
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar dava dilekçesinde özetle; kendilerinin müteveffa … mirasçıları olduklarını, müşterek muris … 1997 yılında…. aracılığı ile hisse senedi aldığını, yaptığı müracaatta 1 lot fiyatı 12.500YTL olmak üzere 40.000LOT yani 40 milyon hisse … Hissesi satın alındığını, 2005 yılı öncesinde 1 lot=1000 hisse sayıldığını, murisin bilgisi dışında 2005 yılında İş Yatırım hisselerinden 938.000hisse satıldığını, bu satışta murisin onayı olmadığını, taleplerinin murisi tarafından alınarak işlem gören hisse senetleri değerlerinin hesaplanarak faizleri ile birlikte kendilerine ödenmesini ve eksik olan buharlaştırılan hisse senetlerinin de tamamlanarak kendilerine ait hesaba geçirilmesini, murisin izni ve onayı olmadan 2 ayrı geçici hesap ile gizli hesap açıldığı ve bu hisse aktarımının ve bu hesapların hiçbir şekilde murisin bilgisi dahilinde olmadığı bu şekilde yapılan kanunsuz işlemler nedeniyle buharlaştırılan 999/100’una tekabül eden ….hisselerinin davalı şirkette bulunan hesaba iadesini, iade edilmediği takdirde anılan hisselerin bugünkü değerlerinin hesaba yatırılmasını ve alacağın tespitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacıların iş bu davayı açmakta hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili şirkete karşı açılan davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra ikame edildiğini, iddia edilen hususların 2004-2005 yılına ait olup, dava açılış tarihi ise 21/04/2022 yılı olduğundan bahisle zamanaşımı def’inde bulunduklarını, Mahkememizin 2022/138 esas sayılı dosyası henüz kesinleşmeden iş bu dava açılmış olduğundan davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davaya konu taleplerin portföy bilgisi, hesap hareketleri gibi birçok somut veriye dayanılarak belirlenmesi mümkün olup davacının kullandığı ürünlere, yapılan işlemlere dair tüm bilgileri ulaşabilecek durumda olduğunu davacının iddia ettiği işlemlere ilişkin kayıtların tarih, saat, meblağ bilgisi de dahil olmak üzere sistemlerde kayıtlı olup iş bu kayıtlardan talep konusunun belirlenebilir nitelikte olduğunun aşikar olduğunu, dava konusu iddialar hakkında Samsun CBS’nin …sayılı soruşturma dosyası ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verilmiş olup, iddia edilen hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkili açısından tazminat sorumluluğu bulunmadığını, tazminat sorumluluğunun yasal şartları oluşmadığını, nitekim savcılık dosyası ile de müvekkili şirket tarafından herhangi bir haksız fiile sebebiyet verilmediğinin sabit hale geldiğini, davacıların iddia edilen eylemlerden 17 yıldan sonra huzurdaki davayı ikame etmiş olmasının da kötü niyetini ortaya koyduğunu, müvekkili şirketin kanun uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının haksız taleplerine bağlı olarak faiz taleplerinin de mesnetsiz olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle iş bu davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf başvurusunda bulunan davacılar dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada zaman aşımı süresinin dolmadığını, yanılgılı karar verildiğinden bahisle mahkemece verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, hisse senedinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davacılar, muris … 1997 yılında… aracılığı ile bir kısım şirketlerden hisse senedi aldığını, …’ın kapanması üzerine hisselerin davalı şirkete devredildiğini, devir tarihi itibariyle murisin 410.000 lot…, 1.939.938 lot … hisselerinin bulunduğunu, 2005’te bir kısım hisselerin davalı şirket tarafından murisin onayı olmaksızın satıldığını ileri sürerek, davalının hukuka aykırı işlemleri nedeni ile uğradıkları zararın tazmini talebinde bulunmuşlardır.
Yerel mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar davacılar tarafından istinaf edilmiştir.
Dava konusu zararın doğduğu iddia olunan tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinde ise haksız fiilden zarar görenin zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) konuya ilişkin 49 ve 72. maddeleri de aynı yönde düzenleme içermektedir. Anılan maddeler ile haksız fiillere uygulanacak üç zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Bunlar, zarar görenin zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak bir yıllık zamanaşımı; fiilin vukuundan itibaren işleyecek on yıllık zamanaşımı ve fiilin aynı zamanda ceza kanunlarında düzenlenmiş olması hâlinde uygulanacak olan ceza davası zamanaşımı süreleridir. Haksız fiillerin bir kısmı, sadece hukuk açısından değil, ceza yasaları bakımından da sorumluluğu gerektirir; bu bakımdan haksız eylem aynı zamanda ceza kanunları gereğince bir suç teşkil ediyorsa ve ceza kanunları ya da ceza hükümlerini ihtiva eden sair kanunlar bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi tayin etmişse, tazminat davası da ceza davasına ilişkin zamanaşımı süresine tabi olur. Nitekim bu husus 07.12.1955 tarihli ve 17/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır. Buna göre, anılan mevzuat uyarınca ceza davası zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için öncelikle zarar veren eylemin ceza kanunu veya ceza hükmü taşıyan özel kanunlarda suç olarak düzenlenmesi gerekli olup özel kanunlarda haksız eylem için başka bir zamanaşımı süresi tayin edilmiş olmadıkça, haksız eylemden doğan maddi ve manevi zararların tazmini için açılacak davalarda BK’nın 60. (TBK’nın 72.) maddesinde öngörülen zamanaşımının uygulanması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.10.2013 tarihli ve 2013/4-36 E. 2013/1457 K.). Bu itibarla şayet zarar doğuran eylem aynı zamanda cezayı gerektirir nitelikte ise; eğer ceza kanunundaki ya da ceza hükümlerini taşıyan özel kanunlardaki bu eylem için kabul edilen zamanaşımı süresi, BK’daki bir yıllık süreden daha kısa ise, o zaman yine BK’nın 60. maddesinin birinci paragrafındaki süre (TBK m. 72)
olaya uygulanacak; ceza kanunundaki zamanaşımı süresi BK’nın 60. maddesinin birinci paragrafındaki süreden daha uzun ise, o zaman bu uzun süre tazminat davaları için de uygulama yeri bulacaktır. Böyle bir durumda uygulanması söz konusu olan ceza davası zamanaşımı süresi ise fiilin gerçekleştiği tarihe göre uygulama alanı bulacak olan ve hâlen yürürlükteki 5237 sayılı TCK’nın 66. (mülga 765 sayılı TCK’nın 102. maddesine) göre belirlenecektir. ( Yargıtay 11. HD 2019/3760 E. 2022/7921K)
Haksız fiilden kaynaklı tazminat istemi durumunda ceza kanunlarında öngörülen dava zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için fail hakkında ceza davası açılması veya mahkumiyet kararı verilmesi gerekmez. Sadece eylemin soyut nitelikte cezai karşılığının olması yeterlidir.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken dava zamanaşımını süresi, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 160.maddesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66’ncı maddeleri gereğince 15 yıldır. Bu itibarla, iddia olunan haksız fiilin işlendiği 2005 yılından itibaren zamanaşımını kesen herhangi bir hal olmadan ceza zamanaşımı süresi de dahil olmak üzere tüm zamanaşımı süreleri dolmuş olduğundan yerel mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacıların İstinaf Başvurusunun Esastan REDDİNE,
2.İstinafa başvuran davacılardan alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Harç tahsil müzekkeresinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından yazılmasına.
3.İş bu kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Dair, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/09/2023

Başkan…. Üye…. Üye… Katip…

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 22/09/2023

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!