Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/169 E. 2022/203 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : ….Esas

DAVACI : ….
VEKİLİ :……

DAVALI : …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; hakkında başlatılan icra takibinin dayanağı olan senetteki imzanın sahte olduğunu, haksız bir şekilde takip başlatıldığını, bu nedenlerle takibin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, 24.12.2021 tarihli ara kararla ihtiyati tedbir talebinin, teminat karşılığında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi ile sınırlı olacak şekilde kabulüne ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının hatalı olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini, bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunduklarını, yerel mahkemece istinaf başvurusunun harç eksikliği nedeniyle reddine dair ara karar kurulduğunu, ancak taraflarına yapılan muhtıra sonucunda gerekli harç ve masrafın süresinde yatırıldığını, istinaf başvurusunun reddine dair verilen ara kararın usule aykırı olduğunu, bu nedenlerle istinaf başvurusunun reddine dair ara karardan dönülmesini ve 24/12/2021 tarihli tedbir ara kararının incelenerek düzeltilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nın 344. maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
HMK’nın 346/2. maddesi ise “Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, mahkemece başvuruya ilişkin HMK’nın 344. maddesi gereği başvuru harçlarının yatırılması hususunda davacı vekiline muhtıra çıkartıldığı, muhtıranın 11/01/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı tarafından 06.01.2022 tarihinde muhtırada belirtilen harçlar yatırılmış olmasına rağmen mahkemece muhtıra gereği harçların yatırılmadığı gerekçesiyle 21/01/2022 tarihli ara kararla davacının istinaf başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
O halde, tebliğ edilen muhtıra gereği davacının, süresi içinde yatırması gereken istinaf harçlarını yatırmış olduğu anlaşılmakla mahkemece muhtıra gereği harçların yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmesi yerinde olmayıp verilen 21/01/2022 tarihli ara kararın bu sebeple kaldırılmasına ve davacı tarafın istinaf isteminin incelenmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafın istinaf isteminin incelenmesinde;
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nın 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
Öte yandan HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden taraf, talep dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, davacı tarafından hakkında başlatılan icra takibinin dayanağı olan senetteki imzanın sahte olduğu ileri sürülerek açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması talep edildiği, yerel mahkemece 24.12.2021 tarihli ara kararla ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi ile sınırlı olacak şekilde kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; somut olayda davacı tarafça sahtecilik ile ilgili savcılığa şikayette bulunulduğu belirtilmişse de bu hususa ilişkin hiç bir belgenin dosya içerisinde bulunmadığı, dosyada bulunan mevcut delillere göre ihtiyati tedbir talep eden davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edildiğinin anlaşılamadığı, durum ve koşulların değişmesi halinde davacı tarafça yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulabileceği anlaşılmakla,; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında verilen istinaf talebinin reddine ilişkin 21/01/2022 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında verilen 24/12/2021 tarihli ara karara ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
3-Alınması gerekli istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
4-İş bu kararın, bilgi mahiyetinde İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğü’nce taraflara tebliğine.
Dair, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09/02/2022


Başkan

¸e-imza

Üye

¸e-imza

Üye

¸e-imza

Katip

¸e-imza

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 09/02/2022
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!