Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1604 E. 2023/1628 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1604
KARAR NO : 2023/1628

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2022
NUMARASI : 2021/618 Esas 2022/275 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın, borçlusu dava dışı …., alacaklısı da davalı … olan kambiyo senedine aval olduğunu, davalı …’nın dava dışı… yönelik gerek fiili baskı gerekse de cevap ve icra baskısı kurduğunu, Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin…. esas ve…. karar sayılı mahkeme ilamı ile davalı … hakkında tefecilik yapmak suçundan dolayı ceza verildiğini, müvekkilinin avali olduğu iş bu kambiyo evrakının da davalı … tarafından tefecilik yapmak suretiyle alınmış olduğu ayrıca Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. esas sayılı dosyası ile de senedin iptaline karar verildiğini, kesinleşeen ceza mahkemesi kararı da göz önüne alınarak müvekkiline karşı açılmış olan…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 51.817,12 TL icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini taleple dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, davacının talebinin borç ilişkisine dayalı olduğundan görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının talepleri konusunda hak düşürücü zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının davaya konu senette kefil olduğunu, müvekkilinin asıl borç ilişkisinde iddia edilen tefecilik suçu ile ilgisi bulunmadığını, davacının ödeme iddiası ile ilgili delilinin de olmadığını, ceza dosyasının hukuk dosyasını bağlamasının davacının tüm taleplerinin doğru olduğu anlamına gelmediğini, kaldı ki mahkemece de istirdat talebinin de bu nedenle reddedildiğini, davacının kefili olduğu …. müvekkilinden para aldığını ama bunu ödediğini ifade ettiğini, ödeme belgesi sunmadığını, aldığı paranın miktarı ile ilgili delili olmadığı gibi çelişkili iddiaları bulunduğunu, bu hususların da değerlendirilmediğini belirterek, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının talepleri hak düşürücü süre geçtiğini, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit (istirdat) davasıdır.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından, Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olmadığı, davacının temel borç ilişkisine dayandığı, bu nedenle davaya Asliye Hukuk Mahkemesinin bakmasının gerektiği, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilmesi halinde dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edilmesinin gerektiği, bu hususun dava şartı olduğu, davacının irade fesadı haline dayandığı, davasını hak düşürücü sürede açmadığı, ceza mahkemesi kararının yerinde olmadığı, mahkemenin tanık dinletme taleplerinin hatalı olarak kabul etmediği, verilen kararın yerinde olmadığı gerekçesi ile istinaf edilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından usulü gerekçeler ile verilen karar istinaf edilmiş ise de; 10.03.2023 tarihli ön inceleme duruşmasında Yerel Mahkemece dava şartlarının tam olduğu yönünde karar verildiği, verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı, davalı vekilinin iş bölümü, arabuluculuk ve süreye yönelik istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde davacı …’ın yargılamaya konu senetlerin ön yüzüne imza atarak ‘aval veren’ konumunda olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nın 702. Maddesinde: ‘(1) Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur.
(2) Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.
(3) Aval veren kişi, poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder. ‘ hükmü düzenlenmiştir. Avalist, diğer senet borçluları ile birlikte müteselsilen sorumludur. Aval, bağımsız ve soyut bir kambiyo taahhüdüdür. Avalistin teminat altına aldığı borç geçersiz olsa bile aval taahhüdü geçerlidir. Fakat senette şekil noksanlıkları varsa avalist sorumluluktan kurtulur, aval taahhüdü geçersiz olur. (Yargıtay 11. H. D. 2021/8190 Esas 2023/2663 Karar 03.05.2023 Tarih) Yasa metninden anlaşıldığı üzere avalistin sorumluluktan kurtulması ancak senetteki şekil noksanlıkları ile sınırlı tutulmuştur.
Yerel Mahkemece takibe konu senetlerin tefecilik sonucu düzenlenmiş olduğu, bu hususun kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu, bu nedenle davacının takibe konu senetler nedeni ile borçlu olmadığı değerlendirilerek, davalının icra takibi sebebi ile borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından yapılan ödemelerin istirdadına karar verilmiş ise de; davacının aval veren konumunda olması, yukarıda detaylı olarak belirtilen avalistin sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler kararda tartışılmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiği, bu hali ile davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-a-6. maddesi uyarınca Yerel Mahkeme kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının İstinaf Başvurusunun KABULÜ ile,
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. tarih, …Esas .. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 504,30 TL’nin talep halinde İlk Derece Mahkemesince davalı tarafa iadesine,
Dair, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26/10/2023

Başkan… Üye… Üye… Katip….

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 26/10/2023

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!