Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1316 E. 2023/1412 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1316
KARAR NO : 2023/1412

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2022
NUMARASI : 2021/316 Esas 2022/550 Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
: …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …
: …
DAVANIN KONUSU : Alacak

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” imzalandığını, anlaşmanın 4. Maddesinde bahsedilen sistem kullanım bedelinin davalıya ait tarifelerde belirlendiğini, iş bu davanın ikame edildiği tarih itibarıyla davacının üreterek dağıtım sistemine verdiği her KWH elektrik enerjisine karşılık 21,2340 krş sistem kullanım/dağıtım bedeli alındığını, buna karşı aynı hizmeti alan diğer üreticilerden sadece 2,7220 krş alındığını, 2016 yılı sonuna kadar üreticiler arasında herhangi bir ayrım yapılmadığını, lisanslı-lisanssız ayrımı yapılmaksızın tüm üreticilerden 0,7596 krş alındığını, 1 Ocak 2017 tarihi itibarıyla üreticiler arasında ayrıma gidilerek lisanssız üreticilerden daha fazla sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmaya başlandığını, uyuşmazlık konusu uygulamanın elektrik piyasası kanununa aykırı olduğunu, davacıya keyfi ve rekabete aykırı muamele yapılmasına gerekçe olacak herhangi bir teknik sebep bulunmadığını, müvekkilinin diğer üreticilere nazaran dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturduğu ve bu sebeple de fazladan sistem kullanım/dağıtım bedeli alındığının iddia edilemeyeceğini, dava konusu olayda davalının sunduğu elektrik dağıtım hizmetinin tekel niteliğinde olduğunun tartışmasız olduğunu, lisanssız üretim tesisinin kurulacağı dağıtım bölgesi dışında başka bir dağıtım sistemine bağlanması imkanı olmadığını belirterek, uyuşmazlık konusu tesisin dağıtım sistemi üzerinde davalı şirketin katlanmak zorunda olmadığı bir ek maliyet oluşturup-oluşturmadığının tespit edilerek, ek maliyet varsa bunun genel tarifedeki bedelden hangi oranda farklılaşma yapılmasını gerekli kıldığı ortaya çıkarılarak davacıya uygulanacak sistem kullanım/dağıtım bedelinin belirlenerek, davanın kabulü ile alacağı konu bedellere her bir faturada fazla ödenen tutarlara ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini taleple dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davanın konusu bakımından inceleme yapmaya mahkemenin görevli olmadığını, Elektrik Dağıtım Şirketleri tarafından uygulanması zorunlu tarife kararları hakkında EPDK’ya karşı açılacak iptal davalarında idari yargı mercilerinin görevli olduğunu, davacı tarafa ve yurt içindeki tüm üreticilere uygulanan dağıtım bedellerinin EPDK ve ikincil mevzuata göre tespit edilerek uygulandığını, dağıtım tarifesi ve diğer elektrik piyasası tarifeleri EPDK ile Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ile düzenlendiğini, bu kararların 599-3 sayılı kurul kararı ile tespit edildiğini, lisanslı üreticilerin tamamıyla ticari amaçlı olarak lisanssız üreticilerin ise esasen kendi tüketim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla faaliyette bulunabileceğini, lisans alma faaliyetlerini lisans esaslarına göre yürütme yükümlülüğünden muafiyet, faaliyete geçme şartları ve faaliyette bulunma amaçları bakımından tamamen farklılık gösteren lisanssız üreticiler ile lisanslı üreticilerin aynı sistem kullanıcı grubunda yer almadığını, dava konusu ve davacı tarafın iddiaları bakımından …’ın taraf sıfatı bulunmadığını, müvekkilinin dağıtım bedelini kendisi belirlemediğinden, kanuni düzenlemeden ayrılarak değil bizzat kanun ve ikincil mevzuata uygun olarak belirlenen dağıtım bedelini uyguladığını, davacının kendisine gönderilen faturalara itiraz etmeyerek defterlerine işlediğini, fatura münderecatını kabul ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın reddine karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, yetersiz ve denetime elverişsiz ve hatta maddi karineye dayalı bilirkişi raporuna esas alan yerel mahkeme kararı hatalı olduğunu, uyuşmazlık konusu olaya uygulanacak düzenlemenin normlar hiyerarşisine tabi tutulamayacağı yönündeki kabul, Anayasanın 138.maddesi aykırı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı şirket vekili tarafından, verilen kararın yasal düzenlemelere aykırı olduğu, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği, normlar hiyerarşisi karşısında yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapılamayacağı, yargılama kapsamında maliyet analizinin olmadığı, dağıtım şirketi tarafından hazırlanmış ve sunulmuş tarife teklifinin olmadığının ortaya çıktığı, davacı tarafın davasında haklı olduğu lisanssız üreticilerin dağıtım sistemine ek maliyet getirmediği ancak aynı hizmeti alan üreticilere nazaran fahiş oranda ayrıma tabi tutuldukları, bu hususun dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf edilmiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, yerel mahkemece alınan 28/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında yapılan anlaşmanın EPDK tarafından düzenlenerek onaylanan dönem tarife tablolarına uygun olduğu, faturalarda maddi hata bulunmadığı, uyuşmazlığın EPDK uygulamalarından kaynaklandığının tespit edilmesine göre, halen yürülükte olan EPDK uygulaması dikkate alındığında yerel mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamasına; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacı tarafın İstinaf Başvurusunun Esastan REDDİNE,
2.Alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına.
Harç tahsil müzekkeresinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından yazılmasına.
3.İş bu kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Dair, dava belirsiz alacak davası olması nedeni ile HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/09/2023

Başkan… Üye… Üye… Katip…

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 27/09/2023

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!