Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1188 E. 2023/1797 K. 20.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1188
KARAR NO : 2023/1797

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2022
NUMARASI : 2020/641 Esas-2022/359 Karar

DAVACILAR : ..
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : ….
VEKİLİ :…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : ….
VEKİLLERİ :…
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı şirketlerin konkordato talebinde bulunduğu, bu talebin mahkememizin 2018/884 E. Sayılı dosyada kabul edildiğini, davacı şirketler hakkında 08/05/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiğini, davacı şirketlerden alacaklı olan bankaların davacı şirketlerin konkordato talebinden feragat edip mühlet hükümlerinden çıkması koşuluyla tüm alacaklarını yapılandıracaklarını beyan ve kabul ettiklerini, davacı şirketlerin konkordatodan çıkmalarına rağmen davalı bankaların …. uygun davranmadıklarını, niyet mektubuna uygun bir yapılandırma protokolü hazırlayıp yürürlüğe koymaları gerekmesine rağmen davalıların bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, davacıların müspet ve menfi zararlarının tazmini maksadıyla belirsiz alacak davasının açılması zorunluluğunun doğduğunu beyanla davanın kabulü ile şimdilik 510.000 TL nin ihtar tarihi olan 28.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı…. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; somut olayda tazminatın şartlarının oluşmadığını, davacı tarafın terditli olarak ya da kamülatif dava yığılması şeklinde dava ikame etmediği de düşünülür ise hem müspet hem de menfi zararların birlikte tahsil edilmesini talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, niyet mektubunun niteliği gereği bağlayıcılığının bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı….vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketlerin ticari durumlarının iddia edildiği gibi niyet mektubu sonrasında bozulduğu ve zarara uğradıklarının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketlerin yasal takibe intikali öncesi ve sonrasında bugüne kadar yapılandırma konusunda üstüne düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, niyet mektubundan kaynaklanan tazminat talep edilebilmesi için hukuka aykırı işlem, zarar, illiyet bağı ve kusurun hatta zarar verme kastının ispatlanması gerektiğini beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı… vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının niyet mektubunda imzasının dahi bulunmadığını, müvekkili banka tarafından niyet mektubu aşamasında ve daha sonra yapılandırma planları oluşturulduğu ve davacı yana teklif edildiğini, davacı tarafça kabul edilmediğini beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı ….vekilinin beyan dilekçesiyle; tazminat şartlarının müvekkili banka açısından oluşmadığını, hem müspet hem menfi zararın tazmininin TBK ve TTK hükümlerine göre mümkün olmadığını, niye mektubunun bağlayıcılığının bulunmadığını, bu nedenle davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, niyet mektubuyla ilgili TBK da ve İİK da düzenleme olmadığını, davacı şirket yetkilisi ile irtibata geçilerek yapılandırma talepleri bulunması halinde değerlendirileceği yönünde davette bulunduğunu ancak yapılandırma talebinde bulunulmadığını, ve davacı şirket yetkilisinin talebi üzerine yapılan hesaplama neticesi tespit edilen bütün kredi borcunun ödendiğini beyanla davanın reddini istediği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf başvurusunda bulunan davacılar vekilinin dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik inceleme neticesinde hukuka ve hakkaniyete aykırı bir şekilde karar verildiğini beyanla, verilen kararın kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, niyet mektubuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davacılar vekili, müvekkili şirketlerin konkordato talebinin Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/884 Esas sayılı dosyasında kabul edilerek 08/05/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiğini, müvekkillerinden alacaklı olan bankaların müvekkili şirketlerin konkordato talebinden feragat edip mühlet hükümlerinden çıkması koşuluyla tüm alacaklarını yapılandıracaklarına ilişkin niyet mektubu imzaladıklarını, müvekkili şirketlerin konkordatodan çıkmalarına rağmen davalı bankaların niyet mektubuna uygun davranmadıklarını ileri sürerek oluşan menfi ve müspet zararların tazminin talep etmiş, davacı vekili 23/02/2021 tarihli dilekçesinde ise sözleşmenin yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak müvekkili şirketin uğradığı müspet zararların hüküm altına alınmasını istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; uyuşmazlık konusu davalı bankalarca tek taraflı olarak hazırlanan niyet mektubunun gelecekte birer yapılandırma sözleşmesi kurulması ihtimalinde bu sözleşmenin esas unsurlarını belirlemeye yönelik ve bağlayıcılığı olmayan bir niyet açıklaması niteliğinde bulunmasına, taraflar arasında davalı bankaları davacı şirketlere karşı borç altına sokan bir sözleşmenin bulunmamasına, davalı bankaların sorumluluğunu gerektirecek tazminat şartlarının somut olay yönünden oluşmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan REDDİNE,
2.Alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL’nin başvuru yapan davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Harç tahsil müzekkeresinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürü tarafından yazılmasına,
3.İş bu kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürü’nce taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20/11/2023

Başkan.. Üye… Üye… Katip…

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 20/11/2023
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!