Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/667 E. 2022/953 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/667
KARAR NO : 2022/953

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP :…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2020
NUMARASI : 2020/407 Esas-2020/782 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : …
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı,.. … Ltd. Şti sahibi ve ortağı iken hakkında Fetö/Terör örgütüne üye olmak suçundan yürütülen soruşturma kapsamında şirketlerine CMK 133 kapsamında kayyım atandığı, daha sonra 22 Kasım 2016 tarihli 29896 sayılı Resmi Gazete ile kayyımlık görevinin TMSF ye devredildiği, Samsun 2.Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonrasında ..Ltd. Şti. ile ..Ltd. Şti.nin karar kesinleştiğinde müvekkiline iadesine karar verildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, davalı TMSF tarafından. Tic.Ltd. Şti. ne ait .. mah. .. ada .. numaralı parselde kayıtlı taşınmazın satışa çıkartıldığını beyanla yönetim kayyımı tarafından alınan Genel Kurul Kararının iptali ile davalı şirket adına kayıtlı bulunan ve Genel Kurul Kararı ile satışına karar verilen… ili …mah. ..ada.. nolu parselde kayıtlı gayri menkulün satış işleminin durdurulmasına, yönetim kayyımı atanması gerektirecek hususlar son bulmuş olmakla, davalı şirketin müvekkiline ait olan şirket paylarının iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını dava ve talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Fon Kurulunun kararı ile.. Ltd.Şti. ne … ili … ilçesi …mah…. ada .. parsel sayılı taşınmazın..mah. .. ada ..parselde kayıtlı taşınmazın satışı konusunda şirketin müdürler kuruluna izin verilmesine karar verildiği, şirket müdürler kurulu tarafından alınan genel kurul kararları ve taşınmaz satışına ilişkin kararların müvekkili Kurum tarafından alınmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesini, aynı hususta 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış 2020/227 E. Sayılı dosya sebebi ile davanın derdestlik nedeni ile reddine karar verilmesini, davacının dava dilekçesinde hukuki ve maddi gerçeklerle bağdaşmayan iddialarda bulunduğunu,… Ltd.’nin borçlu olduğu bankalarla kredi borçlarının indirimli tutarlarla ödenmesi konusunda görüşmeler yapıldığı, düzenlenen protokoller kapsamında taşınmazların satılarak kredi borçları ile amme borçlarının ödenmesine yönelik işlemler yapıldığı, öncelikle usuli itirazlar çerçevesinde davanın usulden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı ..Şti. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davada hukuk mahkemelerinin görevli olmadığı, müvekkil şirketin … tarafından kayyım atanmasından önce de aktif olmadığını ve sürekli zarar ettiğini, … firması hakkında alacaklı olan … Bankası, … Bankası ve … tarafından şirkete ait olan ipotekli taşınmazların satışı dahil yasal işlemlere devam edilmeye başlandığı, taşınmazın kıymet takdirinin Sermaye Piyasası Kurulu onaylı BDDK tarafından kabul görmüş bağımsız gayrimenkul değerleme şirketine yaptırıldığı, ayrıca satış ilanının …’ nin resmi sitesinde, Türkiye çapında büyük gazetelerde ve yerel gazetelerde ilan edildiği, mahkeme kararı ile görevine başlayan ve görevi sadece mahkeme kararı ile son bulacak kayyım yönetemi ile idare edilen ve yönetilen şirketin ve müdürler kurulunun şeffaf, usul ve yasalara uygun görev ve sorumluluklarının bilincinde şirket menfaatlerinin gözeterek görev yaptıkları, davanın usulden reddine, yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava; davacının ortağı olduğu, 674 Sayılı Kanunun Hükmünde Kararnamenin 19. maddesi gereğince davalı idarece belirlenen kayyım heyeti tarafından yönetilen davalı şirkete ait taşınmazların satışına ilişkin olarak alınan kararların iptali ile şirket paylarının iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Yerel mahkemece dava konusu yapılan taşınmazın satışına yönelik alınmış bir genel kurul kararının mevcut olmadığı, davacı tarafından … Kurulunun 12.03.2020 tarihli ve 2020/112 sayılı kararın iptalinin talep edildiği, dava tarihi itibari ile davacının dava konusu şirkette ortaklığının ve hissesinin bulunmadığı, dolayısı ile davacının taraf sıfatının yani husumetin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacının ortağı bulunduğu davalı şirkete Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/9220 soruşturma nolu yazısı ile 674 sayılı KHK’nın 19.maddesi uyarınca kayyım olarak …’nin atanması talep edilmiş olup, Samsun 2.Sulh Ceza Mahkemesi’nce talebin kabulüne karar verildiği, Fon Kurulu kararıyla davalı şirkete yönetici kayyım atandığı, Fon Kurulunun 12/03/2020 tarih ve 2020/112 sayılı kararıyla davalı şirkete ait taşınmazların satışı konusunda Müdürler Kuruluna izin verilmesine karar verildiği, 04/06/2020 tarihli müdürler kurulu kararı ile davalı şirkete ait … ili … ilçesi … mah. …ada …parsel sayılı taşınmazın satışa çıkartılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Şirket Yönetimi İçin Kayyım Tayini” başlıklı 133. maddesinde; “(1) Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hâkim veya mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir. Atama kararında, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığı veya yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği açıkça belirtilir. Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur. … (3) İlgililer, atanan kayyımın işlemlerine karşı, görevli mahkemeye 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre başvurabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye” başlıklı 19. maddesinde; “(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır.(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6758 sayılı Kanunun 20.maddesinde ise ; “5411 sayılı kanun ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi TMSF’ ne verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin veya bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır.” denilmiştir.
6758 sayılı Kanunun 19.maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 7. (1)maddesinde; “…Mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sebepler nedeniyle şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmaması halinde şirketin, şirket varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Bakan tarafından karar verilebilir.”
19.maddeye dayalı yapılan Yetki Devri Yönergesinin “Devredilen Yetkiler” başlıklı 5.maddesi uyarınca; “c) mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları ile diğer sorunlar nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tesbit edilmesi durumunda şirketin yahut varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verme yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir. ç) Gerektiğinde 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın genel kurul yetkilerini kullanma yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir.” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.
Anılan düzenlemeler uyarınca davalı şirkete ait varlıkların ve şirketin satışına ilişkin yetkiler Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Kuruluna verilmiştir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 111. maddesi uyarınca kurulun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip bir kuruluştur. 2557 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre, idari işlemin iptali ile idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları idari davalardır. İdari davalar ise ilgisine göre Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi’nde görülür. TMSF Fon Kurulu’nun davalı şirket varlıklarıyla ilgili satışına izin kararı, kamusal bir görevle ilgili ve kamu gücü kullanılarak alınmış idari bir karar olup, uyuşmazlığın çözümünde Türk Ticaret Kanunu’nu hükümleri uygulanmayacağı gibi, TMSF’ye karşı açılan eldeki dava adli yargının görev alanında da değildir.
Bu durumda; öncelikle davalı şirkete 674 sayılı KHK’nın 19.maddesi uyarınca kayyım olarak TMSF’nin atandığı, Fon Kurulu kararıyla davalı şirkete yönetici kayyım atandığı, davacının davalı şirket ortaklığının halen devam ettiği ancak davacının yönetim yetkisinin bulunmadığı, pay sahibi olan davacının davada taraf olma ehliyeti bulunduğu anlaşılmakla davacıya dava dilekçesi açıklattırılmak suretiyle davacının taleplerinin öncelikle görev yönünden değerlendirilmesi gerekirken yerel mahkemece davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK 353/(1)-a-4. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile,
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/12/2020 tarihli ve 2020/407 Esas, 2020/782 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
Dosyanın yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine iadesine,
2.İstinafa başvuran davalı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde başvurana iadesine,
Dair, HMK’nın 353/(1)-a-4. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07/06/2022

Başkan… Üye… Üye… Katip…
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 07/06/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!