Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1478 E. 2022/1026 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1478
KARAR NO : 2022/1026
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2021
NUMARASI : 2019/375 Esas-2021/348 Karar

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : …

DAVALILAR :…
VEKİLLERİ : …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile özetle: taraflar arasında …Projesi’nin mekanik ve elektrik işlerinin yapımı konusunda bir eser sözleşmesi bulunduğunu ve davacının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirip işi eksiksiz şekilde davalılara teslim ettiğini, ancak davalıların ücret ödeme yükümlülüğünü vadesinde yerine getirmediğini ve bu sebeple davacının vade farkı alacağının oluştuğunu, alacağın bir kısmının 13 adet vade farkı faturasına bağlanıp faturaların davalılara gönderildiğini ve faturaların davalıların da ticari defterlerine kaydedilmesi suretiyle taraflar arasında bu yönde bir teamül oluştuğunu, ancak davalıların teamüle ve 20.11.2018 tarihli ihtarnameye rağmen vade farkı ödemeye yanaşmadığını, toplam vade farkı alacağının tahkikat ile ortaya çıkacağını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 20.000-TL vade farkı alacağının 26.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan tahsilini dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle: işbu davaya konu taleplerin Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dava dosyasına da konu edildiğini ve buna göre derdestlik durumunun oluştuğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre işbu davanın hakeme başvurulmadan açılamayacağını, davalıların yerleşim yerleri Bafra olup davanın Bafra Mahkemelerinde açılması gerektiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, vade farkı isteminin yasal dayanağının bulunmadığını ve bu yöndeki talebin haksız olduğunu beyanla, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin dilekçesinde özetle; borçlunun borcunu eksik ve sözleşmeye aykırı bir şekilde geç ödemesi nedeniyle borçlu lehine yorum yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının, müvekkiline hem eksik hem geç ödeme yaptığını hem de bu durumun davalı lehine yorumlandığını, yine yerel mahkemece hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin yeniden hüküm kurulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, vade farkından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih, 2001/1 Esas, 2003/1 karar sayılı kararına göre, vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bu sözleşme ya da teamül haline gelmiş fiili bir uygulamanın mevcudiyetinin kanıtlanması gerekmektedir. Taraflar arasında vade farkı ile ilgili yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının vade farkı talep edebilmesi için taraflar arasında bu konuda teamül halini almış fiili bir uygulamanın bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Teamülün mevcut olduğunun kabulü için en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmede vade farkı ödeneceğine dair bir hüküm bulunmamasına, davalı yanın ticari defterinde kayıtlı olan vade farkı faturalarına istinaden ödeme yapıldığının ispatlanamamış olmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan REDDİNE.
2.Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin başvuru yapan davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına.
Harç tahsil müzekkeresinin İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü tarafından yazılmasına.
3.İş bu kararın, bilgi mahiyetinde İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü’nce taraflara tebliğine.
Dair, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/06/2022


Başkan

¸e-imza

Üye

¸e-imza

Üye

¸e-imza

Katip

¸e-imza

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 17/06/2022
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!