Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1048 E. 2022/274 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1048
KARAR NO : 2022/274

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….(….)
ÜYE : ….(….)
ÜYE : ….(….)
KATİP : ….(….)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2021
NUMARASI : 2019/497 Esas-2021/173 Karar

DAVACILAR :1-….(….)
2-….(….)
VEKİLİ : ….

DAVALI : ….
VEKİLİ : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekilinin dava dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacıların, davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı ….plakalı araçta yolculuk ettiği esnada gerçekleşen 30.03.2019 tarihli tek taraflı trafik kazasında yaralandıklarını, geçici ve sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldıklarını, zararın karşılanması için davadan önce davalıya müracaat edilmiş ise de sonuç alınamadığını ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını beyanla, dava değerini zarar belirlendiğinde artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için şimdilik 1.000-TL geçici ve 4.000-TL sürekli işgöremezlik zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davadan önceki müracaatın davacılardan kaynaklı sebeplerle sonuçlandırılamadığını ve bu sebeple dava şartının yerine getirilmediğini, …plakalı aracın davalıya 31.01.2019-2020 tarihleri arasında ZMMS ile sigortalandığını ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, davacıların sigortalı araçta hatır için taşındığını ve ayrıca müterafik kusurlarının olduğunu beyanla, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf başvurusunda bulunan davacılar vekilinin dilekçesinde özetle; yerel mahkemece müterafik kusur indirimine gidilerek usul ve yasaya aykırı bir şekilde hüküm kurulduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak tam kabul kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davacılar, davalıya sigortalı araç içinde yolculuk ettikleri esnada tek taraflı trafik kazası sonucu yaralandıklarını ileri sürerek, geçici ve sürekli işgöremezlik zararının tahsilini istemiş olup, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle kaza sırasında davacıların emniyet kemeri takmammış olmaları nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi; TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak (taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) hak sahiplerinin bakiye muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve buna göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmış ise de, progresif rant yöntemi yerine 1.8 teknik faiz yöntemine göre tazminat hesabı yapılması doğru görülmemiştir.
O halde, yerel mahkemece aktüerya uzmanı bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant tekniğine göre tazminat hesabı yaptırılarak oluşacak sonuca göre ve usulü kazanılmış haklara dikkat edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile; HMK 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacılar vekilinin İstinaf Başvurusunun KABULÜ ile,
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2021 tarihli ve 2019/497 Esas, 2021/173 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
Dosyanın yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine iadesine,
2.İstinafa başvuran davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde başvurana iadesine,
Dair, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/03/2022

….
Başkan
….
¸e-imza
….
Üye
….
¸e-imza

Üye
104941
¸e-imza
….
Katip

¸e-imza

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 01/03/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!