Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2023/966 E. 2023/732 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/966
KARAR NO : 2023/732

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2023
NUMARASI : 2023/556 E. 2023/592 K.
DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2022
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 17/07/2023
İtirazın İptali istemine ilişkin olarak açılan davada Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Samsun Ticaret Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacının Samsun ili Salıpazarı ilçesi ağırlıklı olmak üzere müteahhitlik hizmeti işleri ile uğraştığını, davalı ile 21.02.2020 tarihli inşaat yapım sözleşmesi uyarınca, Salıpazarı ilçesi …ada ….parselde kain taşınmazın anahtar teslim yapım işi için anlaştığını, sözleşme uyarınca, inşaata dair alınacak tüm inşaat malzemeleri, kazı hafriyat masrafları, işçi maaşları, SGK primleri ve yevmiyelerin davalıya ait olduğunu, davacının sözleşme uyarınca üzerine düşen ödevi eksiksiz yerine getirdiğini ve inşaatı süresinde teslim ettiğini, lakin davalı tarafın inşaatı teslim aldığını, inşaattaki bir çok daireyi satıp parasını teslim aldığını, karşın inşaattan kaynaklı borçlarını ödemediğini, davalı hakkında Çarşamba İcra Müdürlüğü …E sayılı dosya ile borç nedeniyle icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız itirazı ile takip durduğunu, İnşaat sürecinde davacı tarafça satın alınan inşaat malzemelerine ilişkin davacıya davalı tarafından her hangi bir ödeme yapılmadığını, tüm işçi giderleri, SGK primlerinin de davacı tarafından ödendiği, davalı tarafın icra dosyasına sunduğu itirazında gerçeğe aykırı beyanla tüm borcunu ödediğini iddia ettiğini, davalının bu borcu ödediğine ilişkin iddiada bulunan davalı ispatla yükümlü olduğunu, zorunlu arabuluculuk safhasında da sulhe ilişkin her hangi bir çözüme ulaşılamadığını, bu nedenlerle davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen reeskont avans faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, ” Hakimler ve Savcılar Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren açılan davalar yönünden uygulanması gerektiği göz önüne alındığında, eldeki iş bu davanın dava tarihinin 17/08/2022 tarihli olduğu, davacının, ticari faaliyeti olduğu, taraflar arasında ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı olarak davacı tarafça davalı aleyhine icra takibinin başlatıldığı ve iş bu davanın başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu,” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nce; “uyuşmazlık, taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisine dayanan fatura alacağından kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, davanın nispi ticari dava olarak kabulü için öncelikle tarafların tacir olup olmadığına ve akabinde uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğup doğmadığına bakılması gerektiği, eldeki dosyada tarafların gerçek kişi olduklarının görüldüğü, mahkemece Çarşamba Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ve Çarşamba Ticaret Borsası’ndan taraf kayıtlarının sorulduğu anlaşılmış, vergi dairesinden tarafların gelirine ilişkin araştırma yapılmadığının görüldüğü, İlk Derece Mahkemesince davacının müteahhitlik işi ile iştigal ettiği, davacının tacir olduğu, uyuşmazlığın davacının ticari işletmesinden kaynaklandığının kabulü ile, TTK’nın 19/2 maddesi gerekçe gösterilerek mahkememizin görevli olduğu yönünde hüküm kurulmuş ise de, ticari davalarda teselsül karinesinin uygulanamayacağı, tarafların VUK’nun 177. maddesinde belirlenen sınırları aşıp aşmadığı yönünde araştırma yapılmadığı veya bu yönde bilirkişi raporu alınmadığı, kaldı ki davalının tacir olduğuna ilişkin bir iddia ve delilin dosyada bulunmadığı, şu hali ile davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesine de olanak olmadığı, şu halde uyuşmazlığın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerekmekte olduğu,” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri 5235 sayılı Kanun’un üçüncü fıkrasında hükme bağlanmış ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemelerin, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanunu’nun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. TTK’nın 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Yapılan açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa gelindiğinde ise nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması gerekmekte olup, tarafların tacir olduğuna ilişkin dosya kapsamı itibari ile bir araştırma yapılmamış olması nedeni ile davanın TTK 4.maddesi gereğince nispi ticari dava niteliğinde olmadığının kabulünün gerekmesine, yine uyuşmazlığın TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarından olmadığından mutlak ticari dava olarak da kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın genel hükümler uyarınca Çarşamba 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce değerlendirilip sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çarşamba 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
HMK’nın 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/07/2023


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza