Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2023/192 E. 2023/196 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/192
KARAR NO : 2023/196

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2022
NUMARASI : 2022/1014 Esas, 2022/1033 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : ….
DAVALILAR : ….
VEKİLİ : ….
DAVALILAR : ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :22/11/2021

KARAR TARİHİ :09/02/2023
KARARIN YAZILMA
TARİHİ :15/02/2023
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi ve Vezirköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/11/2019 tarihinde müvekkili şirkete …. poliçe numaralı Kasko Sigporta Poliçesi sigartalanan …. plakalı araç ile davalı ….nin sevk ve idaresindeki, muris ….’ye ait …. plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kaza tespit tutanağı ile yapılan incelemede davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazaya karışan sigortalı araçta gelen maddi hasarın karşılığının tespiti için ekspertiz raporu düzenlendiğini, neticede kaza nedeniyle sigortalı lehine 23/01/2020 tarihinde 96.027.86 TL ödendiğini, T.T.K.nun 1472. maddesine göre; sigortacı, hasar bedelini ödedikten sonra kanunen sigortalısının yerine halef olacağından davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın kusuru nedeniyle yapılan ödemenin tahsili için dava açılması gereği doğduğunu, 23/12/2020 Ticari Uyuşmazlıklarda Yapılan Arabuluculuk Son Tutanağı ile anlaşma sağlanamadığı için vc yasa gereği zorunlu çözüm yolu olan arabuluculuk girişimden olumlu netice alınamadığından iş bu davanın zarureti hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerden ötürü fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 48.013,93 TL’nin ödeme tarihi olan 23.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Vezirköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesinin benimsendiği, buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği, somut olayda, davacı nezdinde kasko poliçesi bulunan … plakalı aracın (plaka değişikliği sonrası alınan plaka numarası) ruhsatı incelendiğinde kullanım amacının yük nakli-ticari olduğu, dolayısıyla ticari nitelikte uyuşmazlığa bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nce; davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için her iki tarafın tacir ve işin ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmekte olup, eldeki davada davalıların tacir olduklarına dair herhangi bir iddia olmadığı, tüm dosya kapsamından davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı, kazaya karışan aracın ticari nitelikli olmasının tek başına davayı ticari dava haline getirmeyeceği, dava dışı sigortalının tacir olduğuna ilişkin iddia ve delil bulunmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik karar verilmiştir.
Dava, kasko poliçesine istinaden dava dışı üçüncü kişi olan sigortalıya yapılan ödemenin halefiyet gereği rücuen haksız fiil failinden tahsiline yönelik tazminat davasıdır.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda dava, sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2020 tarih,2019/3314 Esas ve 2020/910 Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Vezirköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE ,
HMK’nın 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09/02/2023

Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza