Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2022/1274 E. 2022/1109 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1274
KARAR NO : 2022/1109

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/08/2022
NUMARASI : 2022/644 E. 2022/842 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 24/10/2022
Alacak istemine ilişkin olarak açılan davada Havza Asliye Hukuk Mahkemesi ile Samsun Ticaret Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak yaptığı itirazın iptali ile icra takibinin devamına, haksız yere borcunu inkar eden davalı borçlunun inkar nedeni ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Havza Asliye Hukuk Mahkemesince; davacı vekili tarafından açılan davanın itirazın iptali talebiyle ve Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla açıldığı gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, mahkemece verilen görevsizlik kararı kesinleştiğinde ve tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde başvuruları halinde dava dosyasının Samsun Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince; somut olayda uyuşmazlığın satım sözleşmesine dayalı düzenlenen fatura alacağına ilişkin olduğu, bu nevi davaların “mutlak ticari dava” olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davanın nispi ticari dava olarak kabulü için öncelikle tarafların tacir olup olmadığına ve akabinde uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğup doğmadığına bakılmalıdır. Davacı her ne kadar tacir ise de, mahkememizce yapılan araştırma neticesinde; davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, gelir ve giderinin VUK 177. Maddesinde belirtilen sınırı aşmadığı, davalının tacir olmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Dava, fatura alacağı nedeniyle davalı hakkındaki icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda; Samsun Esnaf ve Sanatkar Sicil Müdürlüğü ile Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazılarına göre, davalının kaydının bulunmadığının bildirilmesine, Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı HavzaVergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevaplarına göre, davalının işletme hesabına göre defter tuttuğunun bildirilmesine rağmen dosya kapsamı itibari ile, davalının Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşıp aşmadığının belirlenememesine göre, bu aşamada davalının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla; davanın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesince değerlendirilip sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Havza Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE ,
HMK’nın 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/10/2022

Başkan… Üye… Üye.. Katip…