Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2022/1233 E. 2022/1026 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1233
KARAR NO : 2022/1026

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2022
NUMARASI : 2021/1135 ESAS 2022/649 KARAR

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : …
VEKİLİ : …
DAVA : Hisse Devrinin İptali
DAVA TARİHİ : 18/12/2020
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 06/10/2022
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi ve Samsun 3.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, müşterek muris …’nun boşandığı ilk eşi …’den olan tek çocuğu, davalılardan …’ın murisin muvazaalı olarak boşandığı ikinci eşi, diğer davalıların ise murisin ikinci eşi …’dan olan müvekkilinin baba bir kardeşleri olduğunu, murisin sahibi ve yetkilisi olduğu davalı …..nin faaliyetleri ile bir çok gelir elde ettiğini, murisin mirasçısı olan müvekkilinden mal kaçırmak gayesi ile davalı şirketteki hisselerini muvazaalı olarak farklı zaman dilimlerinde davalılara devrettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müşterek muris …’nun mirasçısı olan müvekkilinden mal kaçırmak gayesi ile diğer davalılara yapmış olduğu davalı şirkette bulunan hisselerinin devirlerinin iptaline ve terekeye iadesine, bu durumun mümkün olmaması halinde tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının geçmiş tarihte dava sebebi ve konusu işbu dava ile birebir aynısı olan Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/141 Esas sayılı dosyasında açtığı davasının usulden reddine yine Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/627 Esas sayılı dava dosyasında açtığı davasının ise görevsizlik kararı verildiğinden, derdestlik dava şartı nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının işbu dosyadaki davasında ise mahkememizin görevli olmaması nedeni ile davanın görev dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davalı şirket hisse devirlerinin yasal düzenlemelere uygun olarak yapıldığını, muvazaa iddiasının gerçek dışı ve kötü niyetli olduğunu, davacıların talebinin zamanaşımına uğradığını, murisin içerisinde bulunduğu ekonomik zorluklar nedeni ile bir takım menkul ve gayrimenkul mal varlıklarını sağlığında satmak zorunda kaldığını, murisin sağlığında yapmış olduğu bu tasarrufların tamamen ekonomik zorluklar nedeniyle mecburiyetten yapılan tasarruflar olduğunu ve murisin mirasçısı olan davacıdan mal kaçırma kastının olmadığını beyan ederek davanın esastan da reddini talep etmiştir.
Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, ” dava konusu Anonim şirket hisse devri olup, bu hisselerin devrinin ne şekilde yapıldığı ve yapılması gerektiği, muris ile diğer davalılar arasında yapılan hisse devrinin geçerli olup olmadığı, muvazaa nedeniyle iptalinin gerekip gerekmediği hususlarında 6102 sayılı TTK’daki ilgili hükümler de gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği, bu nedenle TTK’nın 4/1.a maddesi uyarınca davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ” miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarının (ticari şirket hisseleri) 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olmasının, davayı ticari dava kılmayacağı, davanın (iddianın) temelinin muris muvazaası olduğu, genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muris muvazaasına konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığı, bunu değerlendirme görevinin de 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu” gerekçesiyle karşı yönde görevsizlik kararı verilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6100 sayılı HMK nun Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi” başlıklı 2.maddesine göre; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.
Dava, muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali ve mümkün olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde ticari davalar sayılmış olup, 5271 sayılı TMK’nın 576. maddesi hükümlerine göre açılacak davalar, TTK’nın 4. maddesi kapsamındaki ticari dava niteliğinde olmadığından, davanın görülüp sonuçlandırılmasının Ticaret Mahkemesinin görevine girmediği, ihtilafın, Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
HMK’nın 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/10/2022

Başkan… Üye… Üye… Katip…