Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2022/1145 E. 2022/1006 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1145
KARAR NO : 2022/1006

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2022
NUMARASI : 2022/567 E. 2022/783 K.

DAVACI : ….
VEKİLİ : …
DAVALI : …
İFLAS İDARESİ VEKİLİ : ….
DAVA : Alacak (İşçilik Alacaklarından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 05/10/2022

Alacak istemine ilişkin olarak açılan davada Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla) ile Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; Müvekkili davacının 15.08.2011 tarihinden 23.11.2020 tarihine kadar davalıya ait işyerinde çalıştığını, ancak iş akdinin ihbar önellerine riayet edilmeksizin feshedildiğini, davacının çalıştığı süre yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram – genel tatil günlerinde de çalıştığını, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretlerinin ve fazla çalışma ücreti ile UBGT ücretlerinin ödenmesi gerektiğini, ancak davalının buna yanaşmadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 600-TL kıdem ve 100-TL ihbar tazminatı, 100-TL yıllık izin ücreti, ayrıca 100-TL fazla çalışma ve 100-TL UBGT ücreti olmak üzere toplam 1.000-TL’nin kıdem tazminatı yönünden fesih tarihi, diğer alacak istemleri yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi’nce; somut olayda davalı şirketin dava tarihinden önce iflasına karar verilmesi sebebi ile dava “kayıt kabul davası” niteliğinde olup, iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle “Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK 114/c maddesi gereğince HMK 115/2 nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince, davaya konu kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının, ayrıca iflas karar tarihinden sonraki 2 aylık döneme tekabül eden fazla çalışma ve UBGT ücreti alacağının “masa alacağı” olduğu saptandığına göre, davanın kayıt kabul davası olarak nitelendirilmesine ve mahkememizin görevli kabul edilmesine olanak yoktur; genel hükümlere göre yargılama yapılacağından davanın 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca İş Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir. Davacının, iflas karar tarihinden önceki döneme tekabül eden fazla çalışma ve UBGT ücreti alacağı hakkındaki talebine gelince; bu iki alacak kalemi yönünden muacceliyet, fazla çalışmanın gerçekleştiği tarihte ve UBGT günlerinde gerçekleşmiş olup, iflas karar tarihinden önce muaccel hale gelmiş alacak olması hasebiyle “iflas alacağı” niteliğindedir. Davacı, iflas karar tarihinden sonra da çalışmaya devam etmiş ve sonraki döneme tekabül eden günler için de fazla çalışma ve UBGT ücreti talep etmiş olup, bu 2 aylık döneme tekabül eden alacak istemi, yukarıda da ifade edildiği üzere, “masa alacağı” mahiyetindedir. Bir kısmı iflas ve bir kısmı masa alacağı niteliğinde olduğu kabul edilen fazla çalışma ve UBGT ücreti hakkında birbirinden ayrı incelenme ve yargılama yapılmasının, dosyaya yansıması itibariyle bu yönde tefrik kararı verilmesinin, mahkememizce usul ekonomisine uygun düşmeyeceği değerlendirilmiş; iflas karar tarihinden önceki ve sonraki döneme tekabül eden tüm fazla çalışma ve UBGT ücreti hakkındaki alacağa yönelik davanın da İş Mahkemesinde görülmesinin, iş mahkemelerindeki yargılama ve ispat usulüne, ayrıca iş yargılamasına hakim olan işçi lehine yorum ilkesi dahil diğer ilkelere uygun düşeceği gerekçesiyle davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK m. 114/1-c uyarınca reddine” karar verilmiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 02/11/2020 tarih, 2016/30294 esas ve 2020/14181 karar sayılı ilamında; “İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi medeni usul ve icra hukuku kuralları üzerinde de etki meydana getirir. Bu etkilerden biri de görev kurallarında meydana gelen değişikliktir. Görev kurallarındaki değişikliği dava açıldıktan sonra işverenin iflas etmesi hali ve iflas kararı verdikten sonra işçinin işverene dava açması hali bakımından ayrı ayrı incelemek gerekir. İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de, yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvalı şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı kabul edilmiştir. 2004 sayılı Kanun’un 194. maddesinde ayrık tutulan “Müstacel haller” den maksat, acele görülmesi gereken ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalarda hakim takdir hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibarıyle 2004 sayılı Kanun’un 194. maddenin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeksizin yargılamaya devam edilmelidir. Bunun yanında kanunun lafzına göre davacıların müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hasıl olmakta ise de masaya dahil mal ve haklar bakımından muflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacel de olsa bu davalara taraf olmaya devam etmesine manidir. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas idaresi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı iflas idaresinin seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas idaresi muflisin yerini alarak davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü iş mahkemesinde devam olunur. Böylece işçinin alacağının tahsili amacıyla iş mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar verilmesi mahkemenin görevini etkilemez ise de, işveren muflisin yerine geçecek olanı etkiler. İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için 2004 sayılı Kanun’un 219/2. maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklar da red sebebleri ile birlikte sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi 2004 sayılı Kanun’un 232. maddesinde öngörülen sürede düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanun’un 166/2. maddesindeki usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebliğatı gösterir, adres ve tebliğat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki 2004 sayılı Kanun’un 235. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlıyacağı belirtildikten sonra, ayrıca 2004 sayılı Kanun’un 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı tutulan hükme göre, iflas masasına müracaat eden alacaklılar tebliğatı kabule elverişli adres gösterir, yazı ve tebligat masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın onbeş gün içinde açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. 2004 sayılı Kanun’un 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. Görevin belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi, buradaki mahkemenin yetkiside kamu düzenine ilişkindir. Bu durum karşısında iş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, 2004 sayılı Kanun’un 194. maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce iflası halinde ise yukarıda belirtilen şekilde hareket ile alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde, Asliye Ticaret Mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir.” olduğu hususu belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı şirket hakkında Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1023 esas 2020/558 karar sayılı ilamı ile davalı şirketin 30/09/2020 tarihinde iflasına karar verildiği, iş bu davanın ise davalı şirket hakkında verilen iflas kararından sonra açıldığı, bu nedenle davanın kayıt kabul davası olacağı gözetilerek uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesince değerlendirilip sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE ,
HMK’nın 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/09/2022

. Başkan… Üye… Üye… Katip…