Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2023/1199 E. 2023/1456 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1199 (İnceleme Aşamasında- Duruşmasız)
KARAR NO : 2023/1456 Başvurunun Esastan Reddi HMK. 353/1-b.1

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …. (….)
ÜYE : …. (….)
ÜYE : …. (….)
KATİP : …. (….)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2021/687 esas 2023/60 karar
KARAR TARİHİ: 16/01/2023
DAVACILAR : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : …
VEKİLİ : …
VEKİLİ : …
DAVA : Menfi tespit – ipoteğin fekki (kaldırılması)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2023 (istinaf için)
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/05/2023 (istinaf için)

Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/687 esas 2023/60 karar sayılı kararına karşı, davacılar vekili ve davalı ….vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvuru üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde neticeten ve özetle; Samsun İcra Dairesi’nin ….Esas sayılı takip dosyasından müvekkili davacılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe girişildiğini, ancak tapuda davacıların murisi ….adına kayıtlı olan …Mahallesi, …ada … parsel sayılı taşınmazda 22.07.2022 tarih ve ….yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş ipotek ile 23.01.2003 tarih ve ….yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş ipoteğin geçerli olmadığını, zira her iki ipotek senedindeki imzaların muris …’a ait olmadığını, ait olduğu saptansa bile …’ın ipotek tesis tarihi itibariyle hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığını, ipoteklerin “……” şirketinin ….’tan kullandığı kredilerin teminatı olarak verildiğini ve murisin vefatından 14 yıl sonra 2016 yılında …’tan kullandırılan kredi borcunun da teminatı olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, davalı …’ya alacağı takipten sonra temlik alması sebebiyle husumet tevcih edildiğini beyanla, davacıların Samsun İcra Dairesi’nin ….Esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini ve …ada…. parsel sayılı taşınmazda 22.07.2022 tarih ve …yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş ipotek ile 23.01.2003 tarih ve …..yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş ipoteğin fekkini, davalıların kötü niyet tazminatına mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı ….A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle: Zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, işbu davanın ipotek borçlusu ….’ın terekesi tarafından açılması gerektiğini ve mirasçılardan sadece üçü tarafından dava açılmasının mümkün olmadığını, takip konusu alacağın işbu davadan evvel diğer davalı …..’ya temlik edildiğini ve bu sebeple davalı bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, ipoteklerin muris ….tarafından, …..şirketinin …..’tan kullanacağı kredilerin teminatı olarak verildiğini ve ….A.Ş.ye temlik edilmiş olması sebebiyle ipotek haklarının davalı bankaya geçtiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ….vekili cevap dilekçesi ile özetle: Takip konusu alacağın ve alacağa bağlı ipotek haklarının işbu davadan evvel müvekkili davalıya temlik edildiğini ve davacıların muhatabının artık davalı …..olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, yapılıp bitirilen yargılama neticesinde;
“…Dava, bankacılık sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
İşbu davada, ipotek resmi senedinin borçlunun ehliyetsizliği ve senetteki imzaların borçluya ait olmaması sebebiyle geçersiz olduğu iddia edilmiş, borçlunun vefatından uzun yıllar sonra kullandırılan krediler sebebiyle ipotekli takip başlatılamayacağı ileri sürülerek, menfi tespit ve ipoteğin fekki talep edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun, “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin ilk fıkrasına göre; TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Eldeki davada, menfi tespit talep edilmiş ve ipoteğin fekki isteminde bulunulmuş olup, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı açıktır. Bu halde, davalı banka vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde değildir.
İpotek borçlusu ….01.05.2003 tarihinde vefat etmiş olup, veraset ilamına göre davacılar dışında 2 mirasçısı daha vardır. TMK’nın 640/2. maddesine göre, miras ortaklığında mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunmakta ise de, TMK’nın 702. maddesinin gerekçesinde ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği açıkça ifade edilmiştir. İpotek borçlusunun terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmakla birlikte, menfi tespit talebi yönünden mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır; zira menfi tespit davası, tereke üzerinde tasarruf işlemi olmayıp, terekedeki hakların korunmasına yönelik bir davadır. Buna göre, davanın mirasçılardan üçü tarafından açılmış olmasında usule aykırılık yoktur ve davalı banka vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davaya konu icra takibinin 03.11.2020 tarihinde başladığı ve bağlı ipotek hakları ile birlikte alacağın 05.11.2020 tarihli noter senedi ile davalı ….’ya temlik edildiği anlaşılmakta olup, davacı vekili de alacağın temlik edildiğine dava dilekçesinde işaret etmiştir. Yani, ipotek haklarının de devir ve temlik edildiği takip alacaklısının dava tarihi itibariyle davalı ….olduğu davacının da bilgisi dahilindedir. O halde, bankaya karşı menfi tespit isteminde bulunulmasına ve dava açılmasına olanak yoktur. Alacak devredildiğinde, devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı haklar da devralana geçtiğine ve bu konuda temliknamede açık hükümler bulunduğuna göre (6098 s. TBK m. 189), davalı ….A.Ş. hakkındaki dava husumet sebebiyle reddedilmeli ve banka lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmelidir.
Dava dilekçesinde ….yevmiye numaralı ipotek senedi ile ….yevmiye numaralı ipotek senedindeki imzaların muris ….’a ait olmadığı ve ayrıca murisin ipotek senetlerinin düzenlendiği dönemde hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; murisin vefatından sonra tapudaki intikaller 06.11.2013 tarihinde gerçekleşmiş olup, davacıların taşınmaz üzerindeki ipotekleri en geç bu tarihte öğrendiklerinin kabulü gerekir. İpoteklere, öğrenme ile takip tarihi arasında 7 yıl gibi uzun bir süre boyunca ses çıkarmayan davacıların, takipten hemen sonra ehliyetsizlik sebebini ileri sürmeleri ve imza inkarında bulunmaları iyi niyet ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Ayrıca, davacılar tarafından 6100 s. HMK’nın 208/4. maddesine uygun olarak açılmış bir dava da yoktur. Bu sebeplerle, hukuki işlemin sıhhatine ve imza inkarına yönelik itirazlara kıymet verilmemiş, bu konuda ayrıca bir tahkikat yürütülmemiştir.
Toplanan delillerden; davaya konu …ada …parsel (eski …nolu parsel) sayılı taşınmazda 22.07.2022 tarih ve …..yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş ipotek ile 23.01.2003 tarih ve ….yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş ipotek borçlusunun muris ….olduğu ve her iki ipoteğin …. Şti. …ve …isimli şirketin …..’tan kullanacağı kredilerin teminatı olarak verildiği, ……’ın 2004 yılında tüm hak – alacak ve borçları ile birlikte ……A.Ş.ye devredildiği, …. Şti. ….ve …isimli şirketin de 2009 yılında tür değiştirmek suretiyle …. A.Ş. olduğu, takibin dayanağı GKS’lerin 2013 ve 2016 tarihinde akdedildiği ve borcun bu GKS’ler kapsamında …A.Ş. tarafından ….Tic. ve San. A.Ş.ye kullandırılmış kredilerin yapılandırılması kapsamında 22.12.2017 tarihinde kullandırılan 1.000.274,82-TL bedelli krediden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Görülüyor ki, icra takibine konu borç, …. Şti. …ve … isimli şirketin …’dan kullandığı kredi ile ilgili değildir. Ayrıca, …. Şti. ….ve … isimli şirketin ….’dan kredi kullanıp kullanmadığı da ……A.Ş. tarafından herhangi bir bilgi – belge ibraz edilmediğinden öğrenilememiştir. …ve ….yevmiye numaralı ipotek senetlerinde, ipoteğin bundan sonra kullandırılacak kredi borcunun da teminatını teşkil edeceği belirtilmiş ise de, bu ifadenin ….’ın …A.Ş.ye devredilmesinden 10 yıl sonra ….A.Ş. nezdinde kullandırılan kredileri de kapsadığını söylemeye olanak yoktur. Nitekim, ……A.Ş. ile …..A.Ş. arasında akdedilen 2016 tarihli GKS’nin imzalanması sürecinde, ……A.Ş. de bu düşünceyle hareket etmiş olacak ki, 06.12.2016 – 08.12.2016 – 14.12.2016 tarihli her biri 1 Milyon-TL bedelli üç ayrı ipotek tesis edilmesini sağlamıştır. Buradan, ipoteklerin fek edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu sebeplerle, davanın kabulüne karar verilmiş, davalıların kötü niyetli oldukları saptanamadığı” gerekçeleri ile;
1-Davalı …..A.Ş.ye karşı açılan davanın reddine,
2-Davalı ….’ya karşı açılan davanın kabulüne; dair karar verilmiştir.
i-Davacıların Samsun İcra Dairesi’nin ……Esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine,
ii-….İli, …..İlçesi, ….Mahallesi, ….ada …parsel (eski ….nolu parsel) sayılı taşınmazda 22.07.2022 tarih ve ……yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş ipoteğin ve ayrıca 23.01.2003 tarih ve …..yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş ipoteğin fekkine,
3-Davacıların tazminat taleplerinin reddine,
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davalılardan ……yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, ancak diğer davalı … yönünden husumetten reddine karar verildiğini ve aleyhlerine vekalet ücretine hükmettiklerini, ….aleyhine açılan davalarının da kabul edilmesi gerekirken reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davalı ….’a davaya konu icra takibine dayanak kredi sözleşmelerinin ibrazı için süre verildiğini, sözleşmeleri dahi dosyaya sunamadıklarını, bu nedenle de ….. aleyhine açılan davanın da kabul edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davacı tarafların taleplerinin iki farklı yönden değerlendirildiğini, birincisinin ipoteğin tesis edildiği tarih itibari ile hukuki işlem ehliyetinin bulunmaması ve bu nedenle ipoteğin fekki talebi olduğunu, bu iddia ve taleplere iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesi ile itibar edilmediğini, bu hususta tahkikat yürütülmediğini, ikincisinin menfi tespit talebi yönünden yapılan değerlendirme olduğunu, bu talebin teminat ipoteği şeklinde tesis edilmiş bir ipoteğin, 10 yıl sonra kullandırılan bir kredinin teminatı olamayacağı gerekçesi ile kabul edildiğini, ipoteğin fekkine karar verildiğini, menfi tespit şeklinde kurulan bir hükmün sonucunda ayni bir hakkın fekkine karar verilemez bu husus usul hukukuna aykırı olduğunu, yine menfi tespit davası şeklinde kabul edilen bu davanın, dava öncesinde dava şartı arabuluculuk müessesine başvurulmaması nedeniyle reddinin gerektiğini,
son olarak tüm hissedarlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmaları nedeniyle de davanın reddinin gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık yerel mahkemece verilen kararda, dava konusu olaya uygulanması gereken usul ve yasa hükümlerine her hangi bir aykırılık, eksik inceleme ve/veya yanılgılı değerlendirme bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER: Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin …..esas …..karar sayılı kararına karşı, davacılar vekili ve davalı …..vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvuru üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; menfi tespit – ipoteğin fekki (kaldırılması) istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ve davalı …..vekili tarafından süresinde ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; Yine; HMK’nun 357. Maddesine göre de “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.”
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; davacılar vekili ve davalı …..vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili ve davalı ….’nın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı peşin alınmış olmakla, yeniden alınmasına yer olmadığına,
-Davalı …yönünden; karar tarihinde yürürlükte olan Harç Tarifesi gereğince alınması gereken 13.662,00 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.415,50 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 10.246,50 TL nin harcın istinaf başvurusunda bulunan davalı ….’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar ve davalı …..tarafından yatırılan istinaf gider avansından arta kalan tutarın HMK 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yerel mahkemesince İADESİNE,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekille temsil olunan taraflar lehine avukatlık ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nun 359/3.maddesi uyarınca Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25/05/2023

Başkan …. Üye… Üye…. Katip…
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır