Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/992 E. 2022/1013 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/992 (İnceleme Aşamasında /Duruşmasız)
KARAR NO : 2022/1013 İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine
HMK 353/1-b-1

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/485 Esas, 2021/621 Karar
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : Alacak (İhale Sonucu Yapılan Ticari Nitelikteki Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2017
KARAR TARİHİ : 25/04/2022 (İstinaf için)
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2022 (İstinaf için)

.. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dava dosyasında verilen alacak (ihale sonucu yapılan ticari nitelikteki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin kısmen kabulüne karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … tarihinde yapılan ihale ile davalı işletmeye ait beş trafo merkezinde bakım ve güvenik hizmetleri hariç işletme hizmetleri yükümlülüğünün alındığını, …tarihleri arasında …sayılı ihale kanununun 3/g maddesine istinaden …tarafından ihale edilen hizmet alımlarında uygulanacak götürü bedel sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili şirketin Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde iş yerini tescil ettirdiği, işin bitiş tarihinin… olduğu, sözleşme süresince davalı işletmenin müvekkili şirketin keseceği hizmet faturalarını eksik hesaplayarak bildirdiği, bunun nedeninin fiyat farkı hesaplanacak değerin bulunmasında toplam hizmet bedelinden düşülmesi gereken işçilere ödenecek ücretlerin sözleşmeye aykırı olarak brüt ücret olarak değerlendirilmesi olduğu, davalı işletmenin hazinece müvekkiline sağlanan teşvik kapsamında verilen %5 prim iadesine de el koyduğunu, sözleşme ve hizmet bedeli hesap tablosunun ekte olduğunu, işe başlama tarihinden itibaren vardiyalı olarak çalışan her eleman için 60 TL/ay yemek bedeli, 75 TL/yıl olan iş elbisesi ve izole ayakkabı verileceği ve uygulama tutarının ikinci ve takip eden yıllar için DİE’ ce açıklanan Üfe artış oranı kadar artırılacağı, 7,3,3 maddesinde trafo merkezlerinde çalışan işçilere ödenecek ücretlerin trafo kapasitesine bağlı olarak tablo halinde gösterildiği, davalı işletmenin eskalasyon hesaplamalarını tabloda belirlenen ücretin brüt ücret olduğu iddiası ile yaptığı, sözleşmenin 15.3a maddesinde asgari ücretin değiştirilmesi halinde personele ödenecek en az ücretin eski ve yeni asgari ücretler arasındaki artış oranı kadar artırılacağı, bu artıştan doğan farkın verilecek fiyat farkı olarak belirlendiği, fiyat farkının belirlenebilmesi için doğrudan sözleşmenin 7.3.3 maddesine atıf yapıldığı, bu maddede gösterilen ücretlerin net asgari ücret ve katları olduğu, tahsil fatura edilemeyen fiyat farkı alacağını hesaplarken asgari ücret değişim dönemlerinde eşkale edilen ücret olarak net asgari ücret ve fazlasının değer olarak alındığı, ücretin net ya da brüt olarak hesaplanmasının eşkale edilecek tutarın büyüklüğünü doğrudan etkilediği, davalı şirketin hesaplarını yaparken brüt asgari ücreti değer olarak kabul ettiği sözleşmenin 15.3b maddesinde ihale tarihi itibariyle işveren tarafından karşılanacak olan sosyal sigorta primi ve işsizlik sigortası primine ilişkin toplam tutarda, asgari ücret değişikliği veya sigorta primi alt sınır değişikliği ile prim oranları değişikliği gibi sebeplerle meydana gelen fark fiyat farkı olarak ödenir ifadesinin bulunduğu, 2009/139 no lu genelgede sermayesinin %50 fazlası kamuya ait iş yerlerinin teşvikten yararlanamayacağının düzenlendiğini, davaların kabulü ile sözleşmenin 7,3,1,7,3,2,7,3,3,15,3a,15,3b,15,3c,15,4 maddelerine göre verilen hizmetten doğan ancak tahsil/fatura edilmeyen 145.819,32 TL(KDV hariç) fiyat farkı alacaklarının ve sosyal güvenlik priminde yapılan %5 indirim konusu 22.394,02 TL alacağın doğduğu tarihten itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan .. tarihli sözleşme ile trafo merkezlerinin işletmesi hizmet alımı işinin istisna kapsamında açık ihale edilen hizmet ihalesi olduğunu, hizmet alımının 5 yıllık götürü bedel olduğunu, 5 yıllık ücretin aylık olarak ödeneceğini, alacağın 5 yıllık zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.maddesinde sözleşmenin götürü bedel üzerinden yapıldığı, yapılacak ödemenin nasıl olacağının 7. Maddesinde sözleşme bedeline dahil olan giderlerin neler olduğunun açıkça belirtildiğini, işçilik hesaplarının kamu ihale kurumu web sayfasına göre belirlendiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, madde 6.1-sözleşmenin beş yıllık toplam götürü bedelinin 1.137.120,00 TL olduğu, işe başlama tarihinden itibaren 1.Hizmet yılında ödenecek toplam bedel sözleşme bedelinin 1/5 i ile bu sözleşmenin 15.3 maddesindeki fiyat farklarının toplamı olacağını, ikinci ve takip eden yıllar için bir önceki yılda ödenen toplam bedelin, bu sözleşmenin 7.3.5 maddesine göre personele ödenen ücretler hariç kalan kısmı Die nin açıkladığı üfe kadar artırılacağını, grup içinde yer alan her trafo merkezinin aylık ödentileri, gruba ait yıllık hizmet bedelinin gruptaki trafo merkezi sayısına bölünmesi ile bulanacak bedelin 1/12 si esas alınarak bulunacak bedel (hizmet değerlendirme puanı ve yüklenici kusuru dikkate alınarak hesaplanacak) aylık işletme hizmet bedeli karşılığı olacağını, madde 6.2-yüklenici belirlenen bedel üzerinden işletme hizmet bedeli adı altında fatura keserek Teiaş’ a teslim edeceğini, 7.3.1 işe başlama tarihinden itibaren vardiyalı olarak çalışan her eleman için her ay 60 TL ay yemek bedeli nakdi olarak ödeneceğini, bu ödemenin ikinci ve takip eden yıllarda Die’ ce açıklanan üfe artış oranı kadar artıralacağını, 7.3.2 işe başlama tarihinden itibaren vardiyalı olarak çalışan her eleman için 1. Yılda toplam bedeli en az 75 TL olan, yüklenicinin kendi armasını taşıyan biçim ve evsafı Teiaş’ ca uygun görülen bir adet iş elbisesi ve bir adet altı izole ayakkabı (bot) ayni olarak verileceğini, bu uygulamanın tutarı ikinci ve takip eden yıllarda Die’ ce açıklanan Üfe artış oranı kadar artırılacağını, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet vereceğini, işçi ve işveren tarafından ödenen SGK primlerini ve işsizlik primlerini de kapsadığını, 5 puanlık indirimin hazine tarafından karşılandığını, bu yöndeki talebin kendilerine değil Hazine ye yönetilmesi gerektiğini, yapılan işlemin 25/10/2008 tarih ve 27035 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına dair Tebliğin 4. Maddesine istinaden yapıldığını, davacının bazı hesaplar yaparak 22.394,02 TL talep ettiği, bu talebin haksız ve hukuka aykırı olduğu, davanın tebligat yokluğu, yetkisiz mahkemede açılmış olması, tarafına husumet yönetilmesinin mümkün olmaması, alacağın zamanaşımına uğraması sebebiyle davanın reddine, açılan davanın yasa, yönetmelik ve ihale sözleşme metinlerine aykırı oması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Sözleşme, SGK kayıtları, alacak tablosu, hesap dökümü, fiili devir protokolü.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, …karar sayılı kararında: Davacı ile davalı arasında … tarihinde yapılan ihale ile davalı idareye ait …. trafo merkezlerinin bakım ve güvenlik hizmetleri hariç işletilmesi hususunda yükümlülüğünün davalı şirketçe alındığı ve … sayılı Kamu İhale Kanunun 3/g maddesi istisna kapsamı uyarınca ihale edilen hizmet alımlarında uygulanacak götürü bedel sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresi boyunca davalının davacı şirketin keseceği hizmet faturalarını eksik hesaplayarak bildirdiği bunun nedeninin sözleşmenin 15.4 maddesine göre fiyat farkı hesaplanacak değerin bulunmasında toplam hizmet bedelinden düşülmesi gereken işçilere verilecek ücretlerin sözleşmeye aykırı olarak brüt ücret üzerinden değerlendirmesi olduğu, davalı tarafından hazinece davacıya sağlanan teşvik kapsamında verilen % 5 prim iadesinin davacıya verilmeyerek davalının uhdesinde kaldığı ve yine davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak faturadaki hakedişlerden kesilen haksız kesintiler olduğu iddia edilmiş olup, tüm dosya kapsamı ve dosyadaki mevcut deliller kapsamında hüküm kurmaya elverişli 26.06.2020 tarihli raporda davacının sözleşme kapsamında sözleşmenin 7.3.3 maddesine göre personel ücretlerinin net asgari ücret olarak tarif edildiği ve net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği, ancak davalı tarafından davacı tarafa ödemelerin brüt asgari ücret üzerinden ödendiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin belirtilen maddelerinde gösterilen tabloda ücretlerin net olarak yazıldığı, davalı tarafın asgari ücretlerdeki artışların ödenmesinde hangi gerekçe ile brüt asgari ücret üzerinden ödeme yapıldığı hususunun sözleşme üzerinde yapılan incelemeden tespit edilemediği, bu yönde yapılan bilirkişi hesaplamasına göre davacının fiyat farkı alacağının toplam 164.550,84 TL (KDV hariç) olduğu, yine 5510 sayılı yasa gereği hazinece karşılanan %5 Sosyal Güvenlik Prim indiriminin davalı tarafından hakedişlerden kesilmesinin yerinde olmadığı ve fatura edilen ve hizmet faturalarından düşülen 5510 sayılı yasa gereği hazinece karşılanan tutarın kdv sinin de davacıya iadesi gerektiği, zira 5510 sayılı kanunun 81/I bendi uyarınca gösterilen şartların yerine getirilmesi halinde malullük yaşlılık ve ölüm sigortaları priminden işverin hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutarın hazinece karşılanacağı hüküm altında alınmış olup, bilirkişilerin yapmış olduğu hesaplama sonucu bu tutarın 19.532,76 TL olduğu ve davacının bu tutarı talep edebileceği, dosya eki içerisinde yer alan …. tarihli ihtarname ile davacının söz konusu kesintileri davalı kurumdan talep ettiği, ihtarnamenin … tarihinde davalıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ şerhinin dosya içerisine sunulduğu, davalıya ihtarname ile 7 gün mühlet verildiği, davacı vekili tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen tutar üzerinden hizmet alacağının ıslah edildiği ve ıslah dilekçesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiği, davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yasal faiz ve %5 SGK prim indirimi kalemi bakımından 22.394,02 TL talep edilmiş olduğu, davacı her ne kadar dava dilekçesinde tazminat konusu alacağın doğduğu tarihten itibaren faiz uygulanmasını talep etmiş ise de ihtarname ve ıslah tarihleri dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 184.083,60 TL’nin 165.352,08 TL’sine ihtarname tebliği ile verilen 7 günlük mühlet süresi dikkate alınarak belirlenen temerrüt tarihi olan 07/03/2012 tarihinden, 18.731,52 TL’sine ıslah tarihi olan 23/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin sonuç ve vicdani kanaate varılarak karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Bkz. Yarg. 11 .HD 14.12.2015 tarih, 2015/6074 Esas, 2015/13450 Karar, Samsun BAM 3. HD 15.03.2021 tarih, 2021/296 Esas, 2021/492 Karar, Ankara BAM 4. HD 16.09.2021 tarih, 2019/2751 Esas, 2021/2084 Karar) -Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 164.550,84 TL hizmet bedeli ile 19.532,76 TL teşvik bedeli olmak üzere toplam 184.083,60 TL’nin 165.352,08 TL’sine temerrüt tarihi olan 07/03/2012 tarihinden, 18.731,52 TL’sine ıslah tarihi olan 23/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine; karar verilmiştir.
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan dava konusu hizmet sözleşmesinin ana maddelerinden bir tanesi davalı şirket tarafından müvekkil şirkete ödenecek toplam hizmet bedeli olduğunu, başlangıçta sözleşme ile belirlenen hizmet bedeline bir itiraz söz konusu olamaz. Sözleşmenin 15. Maddesi “fiyat farkı” başlıklı olduğunu, fiyat farkı, hizmetin verildiği dönem boyunca gerçekleşecek asgari ücret farklarından (15.3) ve “bir önceki yıl” gerçekleşen toplam hizmet bedeli ile bu bedelden işçilere ödenen net ücretler düştükten sonra kalan tutara, DİE nin açıkladığı ÜFE oranı kadar uygulanarak bulunacak yeni hizmet bedeli arasındaki farktan (15.4) oluştuğunu, dava konusu olay, sözleşmenin 15.4 maddesine göre yapılması gereken fiyat farkı artışlarının, davalı şirket tarafından sözleşmeye uygun yapılmamış olmasından kaynaklandığını, sözleşmenin fiilen uygulanmaya başladığı tarihten bir yıl sonra hesaplanmaya başlanılan fiyat farkları, yine sözleşme hükümlerine göre davalı şirket tarafından yapılmakta ve ilan edildiğini, ilk derece mahkemesi ilamında kabul edildiği üzere, davalı şirket tarafından yapılan fiyat farkı hesaplamaları, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, bu uygunsuzluk, sözleşmenin yürütümü sırasında müvekkil şirket tarafından vurgulanmış; doğru fiyat farkının ne kadar olması gerektiğini hesaplayan hizmet bedeli tabloları ile desteklenmiş; hatta sözleşmeye uygun hesaplanmış hizmet bedeli üzerinden kesilen faturalar ile uygulamaya konulmaya çalışılmış; en sonunda da davalı şirket uygulaması ile bulunan hizmet bedeline göre kesilen faturanın, sözleşmeye göre olması gereken alacağın tamamını ihtiva etmediği şerhi ile düzenlenen hak ediş talep yazıları davalı şirkete sunulmuştur. Ancak davalı şirket bu konuda kendisine yapılan uyarılara kayıtsız kalmış, sözleşmeye uygun hesaplamaları dikkate almamış, kesilen faturaları iade etmiş ve fiyat farkı konusunda daha fazla itirazda bulunmaması için müvekkil şirketi sertçe uyardığını, dava dilekçemizin ekinde yukarıda sözünü ettiğimiz itiraz yazıları, fiyat farkı hesaplama tabloları, davalı şirket tarafından iade edilen faturalar vb. Bulunduğunu, temerrüt (gecikme) faizi; borçlunun, para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren, alacaklının zararın varlığını, miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın borçlunun ödemesi gereken, miktarı yasalarla belirlenmiş asgari bir tazminat türü olarak tanımlanabileceğini, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğini, borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle borçlu temerrüde düşmüş olur. İlk derece mahkemesi kararı ile davalı şirketin yasaya, sözleşme hükümlerine ve hukuka aykırı olarak, müvekkil şirketin hak ettiği 5510 sayılı yasadan kaynaklanan teşvik tutarlarına el koyduğu hüküm altına alınmıştır. Teşvik primlerine el koyma biçimi olarak davalı şirketin benimsediği yöntemler, bu teşvik tutarlarının ait oldukları aya ilişkin kesilen hizmet faturalarından indirilerek mahsubu ve hak ediş ödemelerinden kesinti yapılarak tahsili olduğunu, bu mahsup ve kesintilerin ne zaman yapıldığı da dava dosyasına ibraz edilen yazışma ve belglerde belli olduğunu, dolayısıyla uygulanacak avans faizinin başlangıç noktası, fiilen bu tutarlara el konulduğu tarih olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı taraf ihaleye teklifini sunarken ihale teknik ve idari şartnamesini incelemiş ve yapılacak işin niteliğini çalıştıracağı işçilerin ne şekilde çalışacağını bilerek teklifini hazırladığını, davacı taraf bütün bu hususları bilmesine rağmen basiretli bir tacirin göstermesi gerektiği basiret ve özeni göstermediğini, davacı, işçilerinin yıllık ücretli izin bedeli, ulusal bayram ve tatil günleri çalışması, fazla çalışma ücreti vs. için ödenen ücretlerin hesaplamada dikkate alınmadığını beyan ettiğini, davacı taraf ihaleye teklif fiyatını hazırlarken bu durumun bilincinde olması gerektiğini, bu sebeple tarafımıza yüklenecek bir kusur dahi söz konusu olmaksızın davacı kendi saiki ile yanıldığını zımni olarak beyan etmekte ve kendi yüklenmesi gereken gider kalemlerini müvekkil şirketten talep etmekle birlikte davacının talebi ile aynı doğrultuda bilirkişi raporu sunulduğunu, dava konusu ihalenin idari şartnamesinde kaç çalışan olduğu ve bu çalışanlara asgari ücretin ne kadar fazlasının maaş olarak ödeneceği belirtilmiş ve firma da teklifini ona göre vermiş ve sözleşme de bu teklife göre imzalandığını, bilirkişi raporunda hesaplamaları kabul etmemekle birlikte, teklifin ilk yıla göre verildiği ve sonrasına da ÜFE uygulandığı düşünüldüğünde, kalan miktarlara uygulanan ÜFE’nin, teklif bileşenindeki ücretler kısmına etkisi hesaplanmadığını, istekli sıfatıyla ihalede teklif ettiği rakam üzerinden sözleşme imzalayan davacı tarafın, daha sonraki yıllara sarkan –ücret vesaire dahil- miktarlara, o yıllarda oluşan ÜFE miktarı hakedişlerde uygulanmıştır. Bu ÜFE zammının oluşturduğu fark raporda dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda davacının SGK prim indiriminden yararlanması gerektiği değerlendirmesi yapılarak doğrudan hesaplama yapılmasıda hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle davacının bu prime hak kazanması için mevzuatta belirtilen şartları taşıması gerekmekte olup davacı şirket bütün şartlara haiz olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:…Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, …karar sayılı dava dosyasında verilen Alacak (ihale sonucu yapılan ticari nitelikteki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin kısmen kabulüne karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda;
İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; alacak (ihale sonucu yapılan ticari nitelikteki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, “… -Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 164.550,84 TL hizmet bedeli ile 19.532,76 TL teşvik bedeli olmak üzere toplam 184.083,60 TL’nin 165.352,08 TL’sine temerrüt tarihi olan 07/03/2012 tarihinden, 18.731,52 TL’sine ıslah tarihi olan 23/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine; ” karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; Yine; HMK’nun 357. Maddesine göre de “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.”
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/(1)-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/(1)-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ile davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf başvurusu ile birlikte yatırılan gider avansından, kullanılmayan kısmın HMK.nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
4-Davacıdan alınan istinaf karar harcı yeterli olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Tarifesi gereğince istinaf eden davalıdan alınması gereken 12.574,75 TL istinaf nispi karar harcından toplam olarak peşin alınan 3.143,69 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 9.431,06 TL harcın davalı’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından kendisini vekil ile temsil ettiren taraf vekilleri lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Tarafların iş bu hükmü tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a sunulmak üzere dairemize veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine yada ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz edebileceğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi. 25/04/2022

Başkan-… Üye-… Üye-… Katip-…
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸