Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/579 E. 2023/603 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : … Esas
KARAR NO : …

HAKİM :…
KATİP :…
DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili davacı aleyhine icra takibine girişildiğini, ancak takibe konu 56.000-TL’lik faturanın geçerli olmadığını, zira bu faturanın itiraz süresi içinde davalıya iade edildiğini, kaldı ki taraflar arasında geçmişte var olan çay alım-satımına ilişkin sözleşme ilişkisinin 1 yıl önce sona erdiğini beyanla, davacının takip dosyası ve dayanak fatura sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın reddini talep etmiştir.
… … Hukuk Mahkemesi’nin 05.04.2023 tarih ve … sayılı görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş ve esasın yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
Davacının tacir olup olmadığı konusunda yapılan araştırma ve celp edilen belgelerden; Ticaret Sicili kaydının bulunmadığı, 05/02/2019-10/09/2021 tarihleri arasında vergi mükellefi olarak bilanço esasına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır.
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
6102 s. Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesine göre, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Somut olayda; uyuşmazlık, satış sözleşmesinden (TBK m. 207 vd.) kaynaklanmakta ve faturaya dayanmakta olup, bu nevi davaların mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davalının tüzel kişi tacir olduğu anlaşıldığına göre, davanın nispi ticari dava olarak kabulü için öncelikle davacının dava tarihi itibariyle tacir olup olmadığına ve akabinde uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğup doğmadığına bakılmalıdır.
Yukarıda işaret edildiği üzere; davacının, dava tarihi itibariyle Ticaret Sicili’nde kaydı yoktur ve 05.02.2019 tarihinde başlayan ticari faaliyetinin takip ve işbu dava tarihinden çok önce 10.09.2021 tarihinde terk ile sona erdiği anlaşılmaktadır. Dosyayı, görevsizlik ile mahkememize gönderen … … Hukuk Mahkemesi kararında da mükellefiyet kaydının 10.09.2021 tarihinde sona erdiğine işaret edilmiştir.
Davacı, vergi mükellefi olduğu dönem zarfında bilanço esasına göre defter tutmuş ise de bu durumun, dava tarihi itibariyle vergi mükellefi dahi olmaması karşısında bir önemi yoktur. Zira görevli mahkeme, Yargıtay (Kapatılan) 23. HD.nin 09.10.2015 tarih ve 5264/6438 sayılı kararında da belirtildiği üzere, dava tarihindeki şartlar esas alınarak belirlenir. Başka bir deyişle; kişinin, tacir iken tarafı olduğu bir sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlığın, onun ticareti terk edip mükellef kaydının sicilden terkin edilmesinden sonra dava edilecek olması durumunda, davanın, dava tarihi itibariyle tacir sıfatı bulunmadığından genel mahkemelerde açılması gerekir. Nitekim, İstanbul BAM 37. HD.nin 14.02.2022 tarih ve 1318/300 sayılı kararı ile 05.06.2020 tarih ve 2411/1138 sayılı kararında ve ayrıca Gaziantep BAM 4. HD.nin 02.03.2021 tarih ve 143/312 sayılı kararında da aynı değerlendirmelerde bu…Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kabul edilerek, karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, mahkememizin görevsizliği sebebiyle ve 6100 s. HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin … … HUKUKMAHKEMESİ olduğunun tespitine,
3-İşbu kararın istinaf edilmeksizin kesinleşecek olması halinde dosyanın HMK’nın 21/1-c maddesi uyarınca yargı yeri belirlenmesi için … BAM’a gönderilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.