Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/392 E. 2023/637 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/392 Esas – 2023/637
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/392 Esas
KARAR NO : 2023/637

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … İ.
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …

DAVA : Tazminat (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2023
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının, davalıdan, projeksiyon perdesi satın aldığını ve kurulumu esnasında perde üzerinde üretimden kaynaklı kırışıklıklar bulunduğunun fark edildiğini, durumun davalıya bildirildiğini ve kırışıklıkların perde kullanıldıkça ortadan kalkacağı cevabının alındığını, ancak kırışıklıkların düzelmediğini ve böyle olunca akdin feshedilerek perde için ödenen 10.000-TL’nin davalıdan istendiğini, fakat davalının buna yanaşmadığını, aynı perdeyi 3.bir kişiden 17.750-TL’ye satın almak zorunda kaldıklarını beyanla, 10.000-TL’nin ödeme, 7.750-TL menfi zararının ise dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Zincirlikuyu Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden, İstanbul Ticaret Sicili ile Ticaret Odası’ndan yapılan araştırmalar neticesinde: Davalının sicil ve oda kaydının bulunmadığı, Zincirlikuyu Vergi Dairesi Müdürlüğü’ndeki mükellefiyet kaydı tahtında işletme defteri tuttuğu ve 2.sınıf tüccar olduğu anlaşılmıştır.
Dava, satış sözleşmesinden doğan ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Tacir’in tanımının yapıldığı 6102 sayılı TTK’nın 12. maddesine göre; “(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.”
Esnaf’ın tanımının yapıldığı TTK’nın 15. maddesine göre ise; “(1) İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanunu’nun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.”
TTK’nın 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmış olup, anılan maddenin 1. fıkrasında; “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…” sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olaya gelince; uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davacı tüzel kişi tacir olduğuna göre, davanın nispi ticari dava olarak kabulü için öncelikle davalının tacir olup olmadığına ve akabinde uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğup doğmadığına bakılmalıdır.
Eldeki davada, sicil ve oda kaydı bulunmadığı anlaşılan davalının, Zincirlikuyu Vergi Dairesi Müdürlüğü’ndeki mükellefiyet kaydı tahtında işletme defteri tuttuğu ve ticari faaliyetine 2.sınıf tüccar olarak devam ettiği görülmektedir. Dosyaya kazandırılan vergilendirmeye esas kazançlarını gösterir belgelerden de, gelirinin TTK’nın 11/2. fıkrası uyarınca çıkarılan kararnamede gösterilen 2022 ve 2023 yılı sınırlarını aşmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı tacir değil esnaftır ve davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesine olanak yoktur.
Bu sebeplerle, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinin görev alanında kaldığı değerlendirilmiş, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, mahkememizin görevsizliği sebebiyle ve 6100 s. HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nın 20. maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli Samsun Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İşbu gerekçeli kararın taraflara re’sen tebliğine, masrafın avanstan karşılanmasına,
Dair; gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 23/05/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.