Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/39 E. 2023/530 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/39 Esas – 2023/530
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : S…
VEKİLİ :…
DAVALI : A…

DAVA : İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2023
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 28/04/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalının, …e … numaralı su abonesi olduğunu ve birikmiş fatura borçlarını ödemediğini, aleyhine başlatılan icra takibine de itiraz ettiğini, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, Merkezi Takip Sistemi’nin …Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, CEVAP dilekçesi ile özetle: 2006 – 2008 yıllarında … Belediyesi’ne ait Mezbahaneyi işletmesi sebebiyle su abonesi olduğunu ve işletmeyi kiralarken … Belediyesi’ne ödediği teminatın su borcu sebebiyle gelir kaydedildiğini, borcun bu suretle sona erdiğini, bu sebeplerle SASKİ’nin alacak isteminde bulunamayacağını, ayrıca takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Merkezi Takip Sistemi’nin…Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Alacaklı-davacı tarafından borçlu-davalı aleyhine ferileriyle birlikte toplam 3.920,65-TL üzerinden takibe girişildiği, ancak borçlu-davalının süresi içinde ileri sürdüğü itirazı üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
Abonelik dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Samsun Ticaret Sicili ile Ticaret Odası’na ve Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne, ayrıca … Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan; davalının Ticaret Sicili ile Ticaret Odası’nda ve ayrıca Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Müdürlüğü’nde kaydının bulunmadığı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ndeki ticari kazanç niteliğindeki mükellef kaydının 26.07.1996 – 30.06.2010 tarihleri arasında faal olduğu, ancak mükellef kaydının 30.06.2010 tarihi itibariyle terk sebebine bağlı olarak sona erdiği anlaşılmıştır.
Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
6102 s. Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesine göre, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda; uyuşmazlık, abonelik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davacının tüzel kişi tacir olduğu anlaşıldığına göre, davanın nispi ticari dava olarak kabulü için öncelikle davalının dava tarihi itibariyle tacir olup olmadığına ve akabinde uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğup doğmadığına bakılmalıdır.
Yukarıda işaret edildiği üzere; davalının, dava tarihi itibariyle Ticaret Sicili’nde ve Esnaf Odası’nda kaydı yoktur ve ayrıca 26.07.1996 – 30.06.2010 tarihleri arasında vergi mükellefi olup ticari kazanç elde etmiş ise de mükellef kaydı takipten yıllar önce 30.06.2010 tarihinde terk sebebine bağlı olarak sona ermiştir.
Görevli mahkeme, Yargıtay (Kapatılan) 23. HD.nin 09.10.2015 tarih ve 5264/6438 sayılı kararında da belirtildiği üzere, dava tarihindeki şartlar esas alınarak belirlenir. Başka bir deyişle; kişinin, tacir iken tarafı olduğu bir sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlığın, onun ticareti terk edip mükellef kaydının sicilden terkin edilmesinden sonra dava edilecek olması durumunda, davanın, dava tarihi itibariyle tacir sıfatı bulunmadığından genel mahkemelerde açılması gerekir. Nitekim, İstanbul BAM 37. HD.nin 14.02.2022 tarih ve 1318/300 sayılı kararı ile 05.06.2020 tarih ve 2411/1138 sayılı kararında ve ayrıca Gaziantep BAM 4. HD.nin 02.03.2021 tarih ve 143/312 sayılı kararında da aynı değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Burada, üzerinde önemle durulması gerekli bir husus daha var ki; abonelik sözleşmesinin “ticaret işletmeciliği aboneliğine” ilişkin olduğu böyle bir olayda, işin davacı yönünden “ticari iş” olduğu sabit olsa bile uyuşmazlıkla ilgili davanın salt bu sebeple “ticari dava” olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle davalı için de ticari iş sayılması, kendiliğinden davanın ticari dava olması sonucunu doğurmaz. Yargıtay (Kapatılan) 20. HD.nin 05.12.2019 tarih ve 5524/7143 sayılı kararında da belirtildiği üzere, işin ticari iş olması, davanın doğrudan ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Somut olayda, davalının dava tarihi itibariyle tacir ve uyuşmazlığın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerekir ki, davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılabilsin.
Bu sebeplerle; davalının, dava tarihi itibariyle tacir sıfatının bulunmadığı ve uyuşmazlığın mahkememizin görevi dışında kaldığı değerlendirilmiş, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu düşüncesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, mahkememizin görevsizliği sebebiyle ve HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nın 20. maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İşbu gerekçeli kararın taraflara re’sen tebliğine, masrafın avanstan karşılanmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 28/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.