Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/209 E. 2023/432 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/209 Esas – 2023/432
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :…
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : …
DAVALI : ….
VEKİLİ : …

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2022
KARAR TARİHİ : 03/04/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 03/04/2023

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı kooperatifin … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası üzerinden davacıların murisi …’in mirasçılarının da aralarında olduğu borçlular aleyhine takibe giriştiğini ve borcun mirasçılardan …’in banka hesaplarına haciz konulması üzerine bu kişi tarafından ödenip takip dosyasının haricen tahsil ile kapatıldığını, oysa sözleşmedeki imzaların muris …’e ait olmaması sebebiyle kefaletin geçerli olmadığını ve bu durumda terekeye karşı takip başlatılmayacağını, takip dosyası haricen tahsil ile kapatılmış ise de borcu ödeyen …’in iç ilişkide davacılardan alacak isteminde bulunduğunu ve buna göre davacıların dava açmakta hukuki yararları olduğunu beyanla, davacıların … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesinde özetle: Takip dosyasının borç ödenmek suretiyle infazen kapatıldığını ve mirasçılar arasındaki iç ilişkinin davalı kooperatifi ilgilendirmediğini, kefaletin geçerlilik şartlarının sağlandığını ve aksine iddiaların asılsız olduğunu beyanla, davanın reddini dilemiştir.
… İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Alacaklı-davalı tarafından davacıların da aralarında bulunduğu borçlular aleyhine ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği ve 08.01.2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 08.01.2016 tarihli kefalet sözleşmesinin …’in terekesine karşı takibe girişilmesinin dayanağı olarak gösterildiği, genel kredi sözleşmesinin davalı kooperatif ile kooperatif ortağı … arasında akdedildiği, takip dosyasının haricen tahsil ile kapatıldığı ve kapalı olduğu görülmüştür.
Muris …’e ait veraset ilamı ile yurt dışına giriş-çıkış kayıtlarını gösterir İl Emniyet Müdürlüğü cevabi yazısı dosyamız arasına alınmıştır.
… 1. Asliye Hukuk mahkemesi’nin 18.11.2022 tarih ve … sayılı görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş ve esasın yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
Dava, kefalet sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
… İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının dayanağı davalı kooperatif ile kooperatif ortağı … arasında akdedilen 08.01.2016 tarihli genel kredi sözleşesi olup, …’in mirasçılarına 08.01.2016 tarihli kefalet sözleşmesine istinaden takip başlatılmıştır.
…’in mirasçıları arasında yer alan davacılar, kefalet sözleşmesindeki imzaların murise ait olmadığını ileri sürmekte olup, burada kefaletin geçerlilik şartlarının da mahkemece re’sen denetlenmesi gerekir. Ancak, işin esasına yönelik bu konularda değerlendirme yapmaya geçmeden evvel taraf ehliyeti ve hukuki yarar yönünden dava şartı incelemesi yapılmalıdır.
Muris …’in davacılar dışında 4 mirasçısının daha bulunduğu ve takibin tüm mirasçılara karşı başlatıldığı görülmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 640/2. maddesine göre, miras ortaklığında mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunmaktadır; ancak yasanın 702. maddesinin gerekçesinde, ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanacağı, elbirliği mülkiyetinde ortaklardan her birinin ortaklığa giren hakları dava veya diğer yollarla koruma yetkisine sahip olacağı, bununla birlikte davacının davasını kaybetmesinin diğer ortakların haklarını etkilemeyeceği ifade edilmiştir. Somut olayda, …’in terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi ise de, menfi tespit talebi yönünden mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı değerlendirilmelidir. Zira menfi tespit davası, tereke üzerinde tasarruf işlemi olmayıp, terekedeki hakların korunmasına yönelik bir dava olduğundan ve murisin kefalet sözleşmesine dayalı olarak sorumluluğu cihetine gidilemeyeceğine dair iddia karşısında mahkemece verilecek karar terekeye yönelik verilmiş bir karar olacağından, davaya devam edilebilmesi için dava dışı mirasçıların muvafakatinin alınmasına veya davaya katılımlarının sağlanmasına ya da terekeye temsilci atanmasına lüzum yoktur. Nitekim, Yargıtay HGK’nun 18.06.2019 tarih ve 2017/19-839 E. 2019/690 K. sayılı kararında da aynı yönde değerlendirmelerde bulunulmuş, 19. HD.nin yerleşik içtihatlarına aykırı ilk derece mahkemesinin direnme kararı yerinde görülmüştür. Buna göre, davanın mirasçılardan sadece üçü tarafından açılmış olmasında usule aykırılık yoktur.
Hukuki yarar dava şartına gelince;
Davacılar, … terekesinin, takibe konu borçtan, kefalet sözleşmesindeki imzaların murise ait olmaması sebebiyle sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüş, ancak davalıya karşı kefalet sözleşmesi sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti yönünde değil, takip dosyasında davalıya borçlu olunmadığının tespiti yönünde istemde bulunmuşlardır.
Oysa, 2004 s. İİK’nın 72/1. maddesinde, menfi tespit davasının takipten önce veya takip sırasında borçlu bulunulmadığı talebi ile açılabileceği vazedilmiş olup, işbu dava, hakkında istemde bulunulan takip dosyasının infazen kapatılmasından sonra açılmıştır.
İnfazen kapatılan bir icra takip dosyası hakkında borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunmakta hukuki yarar yoktur ve somut olay yönünden de davacıların işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Bu sebeplerle, hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmıştır. İhtiyati tedbir yönünde karar verilip uygulanmadığından davalının tazminat talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 955,17-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara iadesine,
3-Davalının tazminat talebinin reddine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2. maddesine göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.200-TL arabulucuk ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 03/04/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.