Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/917 E. 2023/564 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/917 Esas – 2023/564
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/917 Esas
KARAR NO : 2023/564

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- ..
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av.
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Değer Kaybından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacıya ait … plakalı araca, davalı …’a ait olan ve diğer davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın çarpması şeklinde gerçekleşen 10.01.2022 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın hasar gördüğünü ve buna bağlı olarak değer kaybettiğini, değer kaybı zararının tazmini için davalıya müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50-TL değer kaybı zararının kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: … plakalı aracın davalıya 20.02.2021-2022 vade tarihli ZMMS ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, nitekim davacının kasko sigortacısına davadan önce 23.256,11-TL tutarında ödeme yapılmak suretiyle sorumluluğun yerine getirildiğini, aksi kabul edilecek ise kusur ve değer kaybı konusunda tahkikat yürütülmesi ve rapor aldırılması, bakiye poliçe limitine göre değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı … vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını ve 2918 s. KTK’nın 97. maddesindeki zorunlu başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmediğini, davalının yerleşim yerine göre İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kazanın münhasıran … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği yönündeki iddianın, kaza tespit tutanağındaki kazanın gerçekleşmesinde tarafların eşdeğer kusurlu oldukları saptaması karşısında yerinde olmadığını, kusur ve değer kaybı konusunda tahkikat yürütülmesi ve rapor aldırılması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin talebi üzerine, dava … A.Ş.ye ihbar edilmiştir.
Hasar dosyası ile kasko hasar dosyası ve davacıya ait aracın tramer kayıtları ile araç sicil kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce Adli Trafik uzmanı bilirkişi ile otomotiv konusunda uzman akademisyen bilirkişiden alınan raporda özetle: Kazanın gerçekleşmesinde davacının %50 ve … plakalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu; davacıya ait aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değerinin 780.000-TL olup, kazadan sonraki 2. el piyasa değeri 710.000-TL’ye göre 70.000-TL tutarında değer kaybettiği mütala edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile; talep miktarını 26.743,89-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan araç değer kaybından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, 10.01.2022 tarihli trafik kazası sebebiyle davacıya ait araçta husule gelen değer kaybı zararının tazmini talep edilmiştir.
Burada öncelikle davalı … vekilinin dava şartı itirazları ile yetki ilk itirazı irdelenecek, akabinde davanın esası hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107/1. maddesinde; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davada, davacıya ait araçta oluşan değer kaybı zararı ancak tahkikat aşamasında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı vardır.
Davalı sigorta şirketine, işbu davadan evvel 29.07.2022 tarihinde gerekli belgeler eklenmek ve kep adresine e-mail gönderilmek suretiyle müracaat edildiği, ancak sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, sigorta şirketine müracaatta bulunulduğu ve bu suretle dava şartının yerine getirildiği kabul edilmeli, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı reddedilmelidir.
6100 sayılı HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, hem davacının yerleşim yeri hem de davaya konu kazanın gerçekleştiği yer Samsun olduğuna göre davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı vekilinin yetki itiraz yerinde değildir.
Davanın esasına gelince;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacıya ait araç ile … plakalı aracın çarpışması şeklinde gerçekleştiği ve mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre kazanın tarafların eş değer kusurları ile gerçekleştiği, davalı …’a … plakalı aracın maliki, sigorta şirketine ise bu aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40E. 2020/40K. sayılı kararı ile 29.12.2022 tarih ve 2021/82E. 2022/167K. sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Trafik kazalarından kaynaklı araç değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmakta ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra 2. el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da, değer kaybının, işaret edilen bu esaslar dahilinde yapılacak inceleme ile belirlenmesi gerektiği yönünde içtihatta bulunulmuştur.
Bu sebeplerle; değer kaybının, objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri (780.000-TL) ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri (710.000-TL) arasındaki farkın, yani 70.000-TL’nin, davacının gerçek zararı olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
Bu sebeplerle; davaya konu kazanın tarafların eş değer kusurları ile gerçekleştiği kabul edilmiş, davacıya ait araçta vaki trafik kazası sebebiyle 70.000-TL tutarında değer kaybı oluştuğu ve davalı …’ın işleten sıfatıyla bu tutarın tamamından sorumlu olduğu değerlendirilmiştir. Ancak, talepten fazlaya hükmedilemeyeceğinden (HMK m.26), davalı … hakkında da bedel artırım dilekçesindeki tutar (26.743,89-TL) üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutara gelince; sigorta şirketi, husule gelen zarardan, 2918 s. KTK’nın 93. ve Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik’in 24. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiği tarihte sigortaya konu motorlu aracın cinsine göre asgari tutarı belirlenen tarifedeki limitler uyarınca sınırlı sorumludur. Somut olayda; kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMMS poliçe limiti “maddi araç başına” 50.000-TL olup, sigorta şirketi oluşan zarardan ancak bu miktara kadar sorumludur. Toplanan delillerden; davacıya ait aracın tamirinin kasko sigortacısı Allianz Sigorta A.Ş. tarafından yaptırıldığı ve kasko hasar dosyası kapsamında üçüncü kişilere ödenen 23.256,11-TL’nin işbu davadan evvel davalı sigorta şirketinden rücuen tahsil edildiği, bakiye poliçe limitinin (50.000-TL – 23.256,11-TL) 26.743,89-TL olduğu anlaşılmaktadır. O halde, davalı sigorta şirketi, oluşan zarardan ancak 26.743,89-TL’ye kadar sorumludur. Nitekim, davacı vekili de, değer kaybı zararı 70.000-TL olmasına rağmen, bakiye poliçe limitini esas alarak bedel artırım talebinde bulunmuş ve mahkememizce de 26.743,89-TL üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davalıların, sigorta şirketine yapılan 29.07.2022 tarihli müracaattan 8 iş günü sonrasına tekabül eden 11.08.2022 tarihinde temerrüte düştükleri kabul edilmiş, sigortalı aracın ticari olduğu gözetilerek bu tarihten itibaren reeskont faizine hükmedilmiştir.
İşbu davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.) ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne; 26.743,89-TL’nin 11.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.826,87-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile noksan 1.290,17-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.519,4-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
08/05/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.