Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/883 E. 2023/572 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/883 Esas – 2023/572
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/883 Esas
KARAR NO : 2023/572

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : ..
VEKİLLERİ : Av
DAVALI : 1- … A.Ş.
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 2- … –
3- …
VEKİLİ : Av.
İHBAR OLUNAN : … A.Ş. –

DAVA : Tazminat (Cismani Zarardan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 29/05/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacıya ait … plakalı araca, davalı …’a ait olan ve diğer davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpması şeklinde gerçekleşen 23.10.2021 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın hasar gördüğünü ve buna bağlı olarak değer kaybettiğini, ayrıca tamiri süresince kullanılamadığını, zarardan … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğunu, ancak sigorta şirketinin davadan önce yapılan başvuruya kayıtsız kaldığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla değer kaybı zararı olarak 200-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan, araç mahrumiyet zararı olarak 200-TL’nin ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … ile …’tan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Müvekkili davalılar yönünden zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, kusur ve değer kaybı konusunda tahkikat yürütülmesi ve rapor aldırılması gerektiğini, araç mahrumiyet zararının istenemeyeceğini ve koşullarının oluşmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: … plakalı aracın davalıya 18.09.2021-2022 vade tarihli ZMMS ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacıya araçta değer kaybı oluşmadığından ödeme yapılmadığını, aksinin kabulü halinde kusur ve değer kaybı konusunda tahkikat yürütülmesi ve rapor aldırılması gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı işleten ve sürücü vekilinin talebi üzerine dava … A.Ş.ye ihbar edilmiştir.
Hasar ve servis dosyası ile davacıya ait aracın tramer kayıtları, ayrıca kazaya karışan araçların sicil kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacıya ait araç ile emsal bir aracın kaza tarihi itibariyle kiralanacak olması durumunda ödenecek günlük kira parasının KDV dahil ne kadar olabileceği Samsun Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’ndan sorulmuş olup, cevabi yazı ile; 500-TL olabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce Adli trafik uzmanı bilirkişi ile otomotiv konusunda uzman akademisyen bilirkişiden alınan raporda, özetle: Kazanın münhasıran … plakalı araç sürücüsü …’ın kusuru ile gerçekleştiği, davacının kural ihlali ve kusurunun bulunmadığı; davacıya ait aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değerinin 1.058.000-TL olup, kazadan sonraki 2. el piyasa değerine göre 22.000-TL tutarında değer kaybettiği, aracın makul tamir süresinin 8 gün olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; talep miktarını değer kaybı yönünden 22.000-TL’ye, ikame araç bedeli yönünden ise 3.500-TL’ye artırmıştır.
Bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi davalılara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan değer kaybı zararı ile araç mahrumiyet zararının (ikame araç bedelinin) tazmini istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 109.maddesinin ilk iki fıkrasına göre; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Eldeki davada, trafik kazası 23.10.2021 tarihinde gerçekleşmiş ve işbu dava 16.08.2022 tarihinde açılmıştır. Davanın iki yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşıldığına göre, davalı işleten ve sürücü vekilinin zamanaşımı def’i yerinde değildir.
Davanın esasına gelince;
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacıya ait araca … plakalı aracın çarpması şeklinde gerçekleştiği ve kazanın münhasıran davalı …’ın kusuru ile gerçekleştiği, davalı … ile …’a bu aracın sırasıyla maliki ve sürücüsü, sigorta şirketine ise zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet tevcih edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40E. 2020/40K. sayılı kararı ile 29.12.2022 tarih ve 2021/82E. 2022/167K. sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
i-Değer kaybı yönünden:
Trafik kazalarından kaynaklı araç değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmakta ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra 2. el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da, değer kaybının, işaret edilen bu esaslar dahilinde yapılacak inceleme ile belirlenmesi gerektiği yönünde içtihatta bulunulmuştur.
Bu sebeplerle; somut olay bakımından da değer kaybının, objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri (1.058.000-TL) ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri (1.036.000-TL) arasındaki farkın, yani 22.000-TL’nin, davacının gerçek zararı olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
ii-Araç mahrumiyet zararı (ikame araç bedeli) yönünden:
Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören, haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilecektir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 50/2. maddesi uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 29.09.2022 tarih ve 26777/11236 sk.). Somut olayda, davacının, makul tamir süresi boyunca aracını kullanamadığı ve en az araç kira parası kadar zarara uğradığı, amortisman indirimi yapılmasını gerektirir herhangi bir sebep bulunmadığı kabul edilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda, makul tamir süresi 8 gün olarak belirlenmiş olup, Samsun Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’ndan gelen cevabi yazıda günlük kira parasının 500-TL olduğu ifade edilmiştir. Buna göre, davacının 8 günlük araç mahrumiyet zararının (8×500) 4.000-TL olduğunun kabulü gerekmektedir. Ancak talep aşılamayacağından ıslah dilekçesi ile istenen 3.500-TL üzerinden hüküm kurulmalıdır.
Bu sebeplerle; davalı işleten ve sürücü yönünden (22.000-TL + 3.500-TL) 25.500-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, sigorta şirketi hakkındaki talep de yerinde görülerek, onun yönünden değer kaybı tutarı (22.000-TL) üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davalı işleten ve sürücünün kaza tarihinde, sigorta şirketinin ise 01.06.2022 tarihli müracaattan 8 iş günü sonrasına tekabül eden 14.06.2022 tarihinde temerrüte düştüğü değerlendirilmiş, sigortalı aracın ticari olduğu gözetilerek, mezkur tarihlerden itibaren avans faizine hükmedilmiştir.
İşbu davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davalı işleten ve sürücü vekilinin zorunlu arabuluculuk dava şartı itirazı reddedilerek, davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne; 25.500-TL’nin (davalı HDI Sigorta A.Ş.nin 22.000-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalı … ile … yönünden 23.10.2021, davalı HDI Sigorta A.Ş. yönünden 14.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.741,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile noksan 1.232,56-TL’nin (davalı HDI Sigorta A.Ş.nin 993,48-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.987,70-TL yargılama giderinin (davalı HDI Sigorta A.Ş.nin 1.714,87-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 08/05/2023

Katip
¸

Hakim
¸
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.