Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/869 E. 2023/610 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/869 Esas – 2023/610
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/869 Esas
KARAR NO : 2023/610

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Değer Kaybından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacıya ait … plakalı araca, davalı sigorta şirketine zorunlu trafik sigortası ile sigortalı … ve … plakalı araçların çarpması şeklinde gerçekleşen 25.11.2021 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın hasar gördüğünü ve buna bağlı olarak değer kaybettiğini, değer kaybı zararının tazmini için davadan önce davalıya müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla değer kaybı olarak şimdilik 100-TL’nin kaza tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, ayrıca taleplerin zamanaşımına uğradığını, … ve … plakalı araçların kaza tarihi itibariyle davalıya ZMMS ile sigortalı olduğunu, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kasko sigortacısı … A.Ş.ye davadan önce 36.797-TL tutarında rücu ödemesi yapıldığını ve sorumluluğun bu suretle sona erdiğini, aksi kabul edilecek ise kusur ve değer kaybı konusunda tahkikat yürütülmesi ve rapor aldırılması, sigorta şirketinin poliçe limitinin gözetilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Hasar dosyası ile kasko hasar dosyası ve davacıya ait aracın tramer kayıtları ile araç sicil kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce Adli Trafik uzmanı bilirkişi ile otomotiv konusunda uzman akademisyen bilirkişiden alınan raporda özetle: Kazanın gerçekleşmesinde … plakalı araç sürücüsünün %75 ve … plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu, davacının kazaya bir etkisinin bulunmadığı, davacıya ait aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değerinin 231.000-TL olup, kazadan sonraki 2. el piyasa değerine göre 19.000-TL tutarında değer kaybettiği mütala edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile; talep miktarını 19.000-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan araç değer kaybına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, 25.11.2021 tarihli trafik kazası sebebiyle davacıya ait araçta husule gelen değer kaybı zararının tazmini talep edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107/1. maddesinde; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davada, davacıya ait araçta oluşan değer kaybı zararı ancak tahkikat aşamasında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup, bu durumda davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı vardır.
Davalı vekilinin zamanaşımı def’ine gelince; 2918 sayılı KTK’nın 109.maddesinin ilk iki fıkrasına göre; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Eldeki davada, trafik kazası 25.11.2021 tarihinde gerçekleşmiş ve işbu dava 10.08.2022 tarihinde açılmış olup, davanın iki yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşıldığına göre, davalı vekilinin zamanaşımı def’i yerinde değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, … ve … plakalı araç sürücülerinin kusuru ile gerçekleştiği ve davacının kazanın gerçekleşmesinde bir etkisinin bulunadığı, davalı sigorta şirketine bu iki aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40E. 2020/40K. sayılı kararı ile 29.12.2022 tarih ve 2021/82E. 2022/167K. sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Trafik kazalarından kaynaklı araç değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmakta ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra 2. el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da, değer kaybının, işaret edilen bu esaslar dahilinde yapılacak inceleme ile belirlenmesi gerektiği yönünde içtihatta bulunulmuştur.
Bu sebeplerle; değer kaybının, objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri (231.000-TL) ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri (212.000-TL) arasındaki farkın, yani 19.000-TL’nin, davacının gerçek zararı olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
Davalı vekili, davacının kasko sigortacısına (kasko sigortacısı da davalının kendisi) davadan önce bir miktar ödeme yapıldığını ve zorunlu trafik sigortasından kaynaklı sorumluluğun bu suretle sona erdiğini ileri sürmüş ise de; … plakalı aracın ZMMS poliçesi kapsamında davacının kasko sigortacısına yapılan 36.797-TL tutarındaki ödemenin hasar ödemesi olduğu ve değer kaybı konusunda bir ödeme yapılmadığı, ayrıca bu ödemeye göre … plakalı aracın ZMMS poliçe limitinden (43.000-TL – 36.797-TL) 6.203-TL bakiye kaldığı görülmüş, kazaya sebep … plakalı diğer aracın da davalıya ZMMS ile sigortalı olması ve onun poliçe limitinden herhangi bir harcama yapılmaması karşısında, bu yöndeki iddianın sonuca etkili olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu sebeplerle; davacıya ait araçta vaki trafik kazası sebebiyle 19.000-TL tutarında değer kaybı oluştuğu değerlendirilmiş, … plakalı aracın ZMMS poliçe limitinin bakiye kısmı (6.203-TL) gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının, davadan önce temerrüte düşürülmediği ve dava ile mütemerrit olduğu değerlendirilmiş, sigortalı araçların hususi olduğu gözetilerek, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
İşbu davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.) ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne; 19.000-TL’nin (… plakalı aracın zorunlu trafik sigorta poliçesi yönünden 6.203-TL ile sınırlı olmak üzere) 10.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.297,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile noksan 909,80-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.560,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 15/05/2023
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.