Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/832 E. 2023/429 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/832 Esas – 2023/429
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/832 Esas
KARAR NO : 2023/429

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/07/2022
KARAR TARİHİ : 03/04/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 02/05/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Taraflar arasında, davacıya ait vinç’in, davalıya kiraya verilmesine yönelik bir hizmet alımı sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalının ücret ödemeye yanaşmadığını ve 20.11.2021 tarihli 82.600-TL bedelli fatura tutarını ödemediğini, cari hesap ilişkisi kapsamındaki toplam borcunun Aralık/2021 dönemi itibariyle 106.257,50-TL olduğunu, 18.01.2022 tarihli noter ihtarından sonra 25.257,50-TL ödeme yaptığını ve bu ödemenin 23.657,50-TL’sinin önceki borçlar, 1.600-TL’sinin de fatura bedeli için kabul edildiğini, davacının mezkur faturadan kaynaklı bakiye alacağının 81.000-TL olduğunu ve ihtarname masrafı ile birikmiş faiz toplamı üzerinden takip başlatıldığını, ancak davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin 2022/25326 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davalının yerleşim yerine göre davanın Ankara mahkemelerinde açılması gerektiğini, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu ve tek bir faturaya istinaden alacak isteminde bulunulamayacağını, alacak takip tarihi itibariyle muaccel olmadığından davanın reddi gerektiğini beyanla, davanın reddini ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2022/25326 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Alacaklı-davacı tarafından, borçlu-davalı aleyhine, 20.11.2021 tarihli fatura, cari hesap, ihtarname masrafları açıklaması düşülerek, 81.463,59-TL asıl alacak ve 2.419,58-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 83.883,17-TL üzerinden ilamsız icra yoluyla takibe girişildiği, ancak borçlu-davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların 2021 yılı Kasım ve Aralık dönemine ait Ba/Bs formları celp edilmiş olup incelenmesinden: Davaya konu faturanın davacının Bs ve davalının Ba bildirim formlarına konu edildiği görülmüştür.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden alınan davacının ticari defterleri hakkındaki bilirkişi raporunda özetle: Davacının e-Defter mükellefi olduğu ve defterlerini bu şekilde tuttuğu, defter beratlarının bulunduğu, kayıtların birbirini doğruladığı, takibe konu faturanın ticari defterlerde kayıtlı olduğu ve bu faturadan önce düzenlenmiş başkaca faturaların da bulunduğu, davacı tarafından düzenlenmiş fatura tutarları toplamı ile davalı tarafından yapılan ödemeler toplamına göre davacının alacak tutarının 31.12.2021 ve ihtarname tarihi itibariyle 106.257,50-TL, takip tarihi itibariyle ise 81.000-TL olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce talimat yoluyla mali müşavir bilirkişiden alınan davalının ticari defterleri hakkındaki bilirkişi raporunda özetle: Davalının e-Defter mükellefi olduğu ve defterlerini bu şekilde tuttuğu, defter beratlarının bulunduğu, kayıtların birbirini doğruladığı, takibe konu faturanın ticari defterlerde kayıtlı olduğu ve bu faturadan önce düzenlenmiş başkaca faturaların da bulunduğu, davacı tarafından düzenlenmiş fatura tutarları toplamı ile davalı tarafından yapılan ödemeler toplamına göre davalının borç tutarının 31.12.2021 tarihi itibariyle 106.257,50-TL, takip tarihi itibariyle ise 81.000-TL olduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Dava dilekçesiyle, taraflar arasında hizmet alımı sözleşmesi bulunduğu ve davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği bildirilmiş, davalının bakiye borcunu ödemeye yanaşmadığı ileri sürülerek aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali talep edilmiştir.
Davalının, ödeme emrine süresinde itiraz ettiği ve işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı, takibin 6098 s. TBK m. 146’da öngörülen zamanaşımı süresi içinde başlatıldığı görülmektedir. O halde, davalının hak düşürücü süre itirazı ile zamanaşımı def’i yerinde değildir ve reddedilmelidir.
6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi, genel yetkili mahkemeyi belirlemiş olup, bu maddede genel yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu vazedilmiştir. Yine, yasanın 10. maddesinde, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın “ifa yeri” başlıklı 89. maddesine göre, borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir ve aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Somut olayda; dava konusu, bir miktar para alacağına ilişkindir ve akdi ilişki inkar edilmediğine göre TBK’nın 89/1. ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca alacaklının şirket merkezinin bulunduğu Samsun mahkemelerinde de dava açabileceğinin kabulü gerekir. Bu sebeplerle, davalının yetki itirazı reddedilmiştir.
Açık hesap ilişkisi, taraflar arasında bulunan bir sözleşme kapsamında, önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. Takibe sıkı sıkıya bağlı olan eldeki davada taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesinin ilk üç fıkrasına göre; mahkeme, ticari davalarda, kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine tarafların ticari defterlerinin ibrazına karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bir önceki cümlede belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Eldeki davada; davacının ticari defterlerinde kayıtlı tüm faturaların davalının da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve tarafların defter kayıtlarının karşılıklı olarak birbirini doğruladığı, davacının takip tarihi itibariyle alacak tutarının her iki tarafın defterine göre 81.000-TL olduğu ve bu miktarın takipteki tutar ile örtüştüğü, ihtarname masrafına ilişkin noterlik makbuzunun da ödeme emri ile birlikte davalıya tebliğ edildiği görülmektedir. O halde, fatura tutarının bakiyesi 81.000-TL ile ihtarname masrafı 463,59-TL toplamı olan 81.463,59-TL üzerinden takip başlatılmasında bir isabetsizlik yoktur ve davalının bu yöne ilişkin takibe itirazının reddi gerekmektedir.
Takip öncesi dönem için temerrüt faizi istenebilmesinin temel koşulu, şayet borcun belli bir günde ödenmesi taahhüt edilmemişse, borçlunun temerrüde düşürülmesidir (Bkz: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 27.01.2015 tarih ve 19561/1052 sk.). Somut olayda, borcun ödenmesi gerektiğini havi 18.01.2022 tarihli ihtarnamenin davalıya 23.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve atıfet süresine göre davalının 01.02.2022 tarihinde temerrüte düştüğü, ancak davalının henüz atıfet süresi başlamadan 21.01.2022 tarihinde 25.257,50-TL tutarında ödeme yaptığı ve temerrüt tarihi itibariyle alacak tutarının 81.000-TL olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, 81.000-TL’ye temerrüt tarihi olan 01.02.2022 tarihinden takip tarihine kadar avans faizi işletilmelidir. Bu sebeplerle, davacının 81.000-TL için 1.922,36-TL ve noter masrafı 463,59-TL için 7,89-TL (ödeme tarihinden takip tarihine kadar) olmak üzere toplam 1.930,25-TL birikmiş faiz talep edebileceği değerlendirilmiş, (81.463,59-TL + 1.930,25-TL) 83.393,84-TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Alacağın faturaya dayalı olduğu ve noter masrafına ilişkin makbuzun ödeme emri ekinde davalıya tebliğ edildiği görülmüş, alacak likit kabul edilerek davacı yararına %20 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir. Reddedilen kısmın faize ilişkin olduğu ve bu kısım yönünden davacının kötü niyetli kabul edilemeyeceği değerlendirilmiş, davalının tazminat talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
i-Samsun İcra Dairesi’nin 2022/25326 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile, 81.463,59-TL asıl alacak ve 1.930,25-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 83.393,84-TL üzerinden takibin devamına,
ii-Takip tarihinden itibaren başlamak üzere 81.000-TL’ye avans, 463,59-TL’ye yasal faiz işletilmesine,
iii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-2004 s. İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca 16.678,76-TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 5.696,63-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.013,10-TL’nin mahsubu ile noksan 4.683,53-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından ödenen 1.013,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 2.108,10-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 2.095,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 13.343,01-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 489,33-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560-TL arabulucuk ücretinin takdiren tamamının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
10-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, davacı yönünden 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN, davalı yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
03/04/2023

Katip
¸

Hakim

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.