Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/743 E. 2023/496 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/743 Esas – 2023/496
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/743 Esas
KARAR NO : 2023/496

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ..
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Değer Kaybından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2022
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 08/05/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın, davacıya ait … plakalı araca çapması şeklinde gerçekleşen 25.04.2022 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın hasar gördüğünü ve buna bağlı olarak değer kaybettiğini, değer kaybı zararının tazmini için davadan önce davalıya müracaat edildiğini ancak sadece 2.250-TL tutarında ödeme yapıldığını, bakiye zararın tazmini ile ilgili davadan önceki zorunlu arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100-TL’nin kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davalının yerleşim yerine göre davanın İstanbul Anadolu asliye ticaret mahkemelerinde açılması gerektiğini, … plakalı aracın davalıya 12.06.2021-2022 vade tarihli ZMMS ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, niteki davadan önce 2.250-TL tutarında ödeme yapılmakla sorumluluğun sona erdiğini, aksinin kabulü durumunda kusur ve değer kaybı konusunda rapor aldırılması gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Hasar dosyası ile davacıya ait aracın tramer ve sicil kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce Adli Trafik uzmanı bilirkişi ile otomotiv konusunda uzman ve aynı zamanda akademisyen bilirkişiden alınan raporda özetle: Kazanın gerçekleşmesinde davacının %75 ve sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu oldukları; davacıya ait aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değeri 150.000-TL olup, kazadan sonraki 2. el piyasa değerine göre 15.000-TL değer kaybına uğradığı mütala edilmiştir.
Davacı vekilinin kusur konusundaki ısrarlı itirazları üzerine Adli Trafik uzmanı bilirkişiden alınan ek raporda özetle: Kök rapordaki tespitlerin yerinde olduğu belirtilmiş ve kazanın gerçekleşmesinde davacının %75 oranında kusurlu olduğu tekrar edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile; talep miktarını 1.500-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan araç değer kaybından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, 25.04.2022 tarihli trafik kazası sebebiyle davacıya ait araçta husule gelen değer kaybı zararının tazmini talep edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, hem davacının yerleşim yeri hem de davaya konu kazanın gerçekleştiği yer Samsun olduğuna göre davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı vekilinin yetki itiraz yerinde değildir.
Davanın esasına gelince;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, … plakalı araç ile davacıya ait aracın çarpışması şeklinde gerçekleştiği ve davalı sigorta şirketine bu aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40E. 2020/40K. sayılı kararı ile 29.12.2022 tarih ve 2021/82E. 2022/167K. sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Trafik kazalarından kaynaklı araç değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmakta ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra 2. el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da, değer kaybının, işaret edilen bu esaslar dahilinde yapılacak inceleme ile belirlenmesi gerektiği yönünde içtihatta bulunulmuştur.
Bu sebeplerle; değer kaybının, objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki farkın, yani 15.000-TL’nin, davacının gerçek zararı olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin, davadan önceki ödemeye referans, tarafların kusur oranlarının da gösterildiği raporda kazanın gerçekleşmesinde davacının, sigortalı araç sürücüsü ile eşdeğer kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde kusur yönünden açıkça itirazda bulunmuş ve kusur konusunda da tahkikat yürütülerek rapor aldırılması gerektiğini ifade etmiştir. Mahkememizce alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında ise kazada davacının %75 ve sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Hal böyle olunca, kusur konusunda, bilirkişi ek raporundaki tespitlere itibar edilmiş, davacının %75 ve sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
Bu sebeplerle; davacıya (15.000-TL x %25) 3.750-TL tutarında tazminat ödenmesi gerektiği değerlendirilmiş, davadan önce ödenen 2.250-TL’nin mahsubuna göre bakiye tazminat tutarının (3.750-TL – 2.250-TL) 1.500-TL olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davalının, 20.05.2022 tarihli müracaattan 8 iş günü sonrasına tekabül eden 02.06.2022 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiş, sigortalı aracın hususi olduğu gözetilerek, bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
İşbu davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.) ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne; 1.500-TL’nin 02.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile noksan 75,29-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.662,91-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 1.500-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 14/04/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.