Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/65 E. 2022/362 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/65 Esas – 2022/362
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
SAMSUN GEREKÇELİ KARAR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/65
KARAR NO : 2022/362

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2022
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 27/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Samsun’da Jak elektronik ünvanı ile düğün-eğlence- konser ve bunun gibi organizasyon işlerinde ve ayrıca müzikli faaliyetlerde orkestralara ses sistemleri kurma işini yaptığını, bu işlemlerde kullanılacak Sounderaf VI 1 Digital Mikser cihazını davalı firmadan fatura mukabilinde satın aldığını, cihazın kullanım esnasında aniden kapanmasından dolayı sorunlar yaşadığını ve cihazın kullanılamaz hale geldiğini, cihazla alakalı davalı tarafla sürekli görüşme içerisinde olduklarını ancak sorunun çözülmemesi üzerine cihazdaki sorunun giderilmesi hususunda kargo ile davalı firmaya gönderildiğini, cihazın uzun süre davalı firmada kaldığını sorununda çözümlenmediğini ve cihazın gönderilmediğini, dava açmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunduklarını ancak bir sonuç alamadıklarını, firmaya gönderilen 15/08/2018 tarihinden yaklaşık olarak 1,5 sene sonra arabuluculuk sürecinin sonu olan 30/01/2020 tarihinden sonra 05/02/2020 tarihli ihbarname ile dava konusu imalat hatasından kaynaklı ayıplı cihazın müvekkiline teslim için gönderildiğini ve aynı ihbarnamede ayrıca cihazda ana kart değişimi gerektiği ve bunun bedelinin de 5.298,20 ABD doları olduğunu, ana kart değişimi yapılamayacağının belirtildiğini belirterek Davacı tarafından davalıdan satın alınan Sounderaf V1 1 Digital mikser cihazının gizli ayıp niteliğinde imalat hatasından kaynaklanan katasından kaynaklanan arızası neticesinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla gizli ayıp niteliğindeki arızanın giderilmesi için şimdilik 5.298,20 USD onarım bedeli ile bunun KDV bedelinin ve bu arızası neticesi fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla cihazdaki değer kaybı tutarı için şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ana kartın değişimi ile tamir ve onarımı neticesi suretiyle giderilememesi durumunda cihazın misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin 5 yıllık zaman aşımına uğradığını, ayıp ihbarının süresinde ve kanuna uygun şekilde yapılmadığını, davacının dava konusu malı tamir amacı ile servise gönderdiğini ve kullanıma dayalı yaşanan arızadan kaynaklı olması ve servis süresinin de dolmuş olması sebebiyle yaptırılmamış olup iş bu davayı açarak kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Toplanan deliller,
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan cihazın 15/08/2018 tarihinde davalı tarafa gönderildiğine dair kargo teslim alma belgesi, davalı tarafından davacıya gönderilen 05/02/2020 tarih ve Ankara ….Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihbarnamesi, sevk irsaliyesi ve whatsapp yazışmaları dosyaya sunulmuş, Turkcell Aş tarafından gönderilen yazı cevabı, cevap dilekçesi ekinde dava knousu ürüne ait fatura, Ankara ….Noterliğinin 05/02/2020 tarih ve 03610 yevmiye sayılı ihbarnamesi, iade belgesi, servis raporu, fiyat teklif bildirimi dosyaya sunulmuş, 19 Mayıs Vergi Dairesi’nden gelen cevabi yazısı, Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazısı, Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazısı dosyamız arasına alınmıştır.
Dellilerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Dava, satış sözleşmesine dayalı olarak teslim edilen malın ayıplı olması iddiasına dayalı malın bedelinin tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Tacir’in tanımının yapıldığı 6102 sayılı TTK m.12’ye göre, “(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.”
Esnaf’ın tanımının yapıldığı TTK m.15’e göre, “(1) İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.”
Bu açıklamalar ışığında, somut olaya bakıldığında; davanın satış sözleşmesine dayalı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden doğan alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme mevcut değildir. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü, uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olmasına ve her iki tarafın tacir olmasına bağlıdır.
Davacının tacir olmadığı sabittir. Zira, davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, esnaf ve Sanatkarlar Odası kaydının bulunduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, gelir ve giderinin VUK 177. Maddesinde belirtilen sınırı aşmadığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup sadece davalının tacir olması işi ticari dava haline getirmeyecektir.
Buna göre, davacı her hâlde tacir değildir ve taraflar arasında bir tüketici işlemi de bulunmadığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerince çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. madde gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
3.HMK’nın 20(1) maddesi gereğince işbu kararın kesinleşmesi ve iki haftalık başvurusu süresinde talep halinde dava dosyasının belirtilen görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi halde dosyanın mahkememizce açılmamış sayılmasına,
4.HMK’nın 331/2 maddesi de gözetilerek harç ve yargılama giderlerinin iki haftalık başvuru süresi içerisinde talep olması halinde görevli mahkemede gözetilmesine, bu süre içerisinde başvuru olmaması halinde ise, HMK 20/(1) son cümlesine göre daha sonra talep halinde gerektiğinde mahkememizce karar verilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzünde verilen karar, açıkça okunup usülen anlatıldı.31/03/2022
Katip

¸

Hakim
¸