Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/491 E. 2023/537 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/491 Esas – 2023/537
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/491
KARAR NO : 2023/537

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 02/05/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 24/05/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı/borçlu şirket …. ile davacı şirket arasında hazır beton üretim, teslim ve satış sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlu …’in ise iş bu sözleşmeye garantör olarak imza attığını, sözleşme gereği davalı/borçlu şirketin müvekkil şirketlerden çeşitli ürünler sipariş ettiğini ve şirkete teslim ettiğini fakat 28.08.2021 düzenleme tarihli 27.11.2021 faiz başlangıçlı 9.302,40 TL tutarlı, 31.08.2021 düzenleme tarihli 30.11.2021 faiz başlangıçlı 4.200,03 TL tutarlı, 14.09.2021 düzenleme tarihli 14.12.2021 faiz başlangıçlı 20.720,16 TL tutarlı, 28.09.2021 düzenleme tarihli 28.12.2021 faiz başlangıç tarihli 19.040,15 TL tutarlı, 14.10.2021 düzenleme tarihli 13.01.2022 faiz başlangıç tarihli 9.240,07 TL tutarlı, 21.10.2021 düzenleme tarihli 20.01.2022 faiz başlangıç tarihli 6.720,05 TL tutarlı, 07.12.2021 düzenleme tarihli 08.03.2022 faiz başlangıç tarihli 3.177,03 TL tutarlı toplam 72.399,89 TL kısmi ve işlemiş faiz miktarı 5.310,30 TL toplamı olarak 77.710,19 TL takip çıkış miktarlı Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/20807 E. Sayılı dosyası ile davalı borçlular hakkında icra takibi başlatıldığını davalıların borca, borç ilişkisine, faize, takibe ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı tarafla yapılan arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, taraflarca akdedilen sözleşme gereği teslim edilen malların bedelinin davalılarca ödenmediğini, davalıların itiraz dilekçesinde faize itiraz etmişlerse de bu iddiaların mesnetsiz olduğunu beyanla davalılar hakkında Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/20807 E.sayılı dosyasından başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin satış değil eser sözleşmesi olduğu, akdedilen sözleşmede ücretin götürü bedel şeklinde kararlaştırıldığını, ücretin götürü bedel olarak belirlendiği sözleşmede 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun m.480/1 maddesinin dikkate alınması gerektiğini, somut olayın özelliğine göre istisna fıkra olan TBK m.480/2 maddesinin taraflar için uygulanmasının beklenemeyeceğini, davacının basiretli tacir olarak pandeminin tüm Türkiye’ye yayılmasından itibaren neredeyse iki ay sonra yapılan dava konusu sözleşmenin uyarlanmasını istemeyeceğini, istese dahi bu talebini mahkeme yoluyla ileri sürmesi gerektiğini, davacının kararlaştırılan birim fiyatı yukarıda açıklanan hiçbir şart gerçekleşmediğinden kendi başına arttırarak müvekkile fatura kesmesinin kötü niyetli olup bundan sonra da edimini yerine getirmiş olduğundan dolayı söz konusu haksız talebini mahkeme yoluyla ileri sürmesinin mümkün olmadığını, davacının kararlaştırılan bedeli çek ve kredi kartı yoluyla ödediğini beyanla itirazın iptali davasının esas ve usulden reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Arabuluculuk son tutanağı, Ulus Vergi Dairesinden temin edilen BS formları, Gaziler Vergi Dairesinden temin edilen BA formları, … cevabı, fatura sureti, Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan 23.12.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 06.03.2023 tarihli ek rapor, İnşaat Mühendisi ve Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 06.01.2020 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri Mali Müşavir bilirkişi tarafından incelenmiş, bilirkişi 23.12.2022 tarihli raporunda özetle, tarafların Türk Ticaret Kanununun 12 v.d maddelerinde de tanımlandığı şekilde, tüzel kişi tacir oldukları ve uyuşmazlık konusu alım satım işlemini işletmeleri bağlamında gerçekleştirdiği, davacı/alacaklı ile davalı/borçlu aralarında 20.05.200 tarihinde yazılı bir mal teslim sözleşmesi akdedilmiş olduğu, faturaların da bu sözleşmenin sonucu olarak düzenlenmiş olduğu, buradan hareketle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğu, Türk Ticaret Kanununun 89. ve devamı maddelerinde hüküm altına alınmış olduğu üzere taraflar arasında yapılmış bir cari hesap sözleşmesi bulunmamasına rağmen, söz konusu hükümler doğrultusunda cari hesap işletilmekte olduğu, dava konusunun da herhangi bir fatura olmayıp, 72.399,89 TL tutarındaki cari hesap bakiyesinin oluşturduğunun tespit edildiği, davalı, davacı ile yapmış oldukları sözleşme ile belirlemiş oldukları C30/37 özelliğindeki hazır betonun m3 birim fiyatının 156,02 TL olarak belirlenmesine rağmen 232,29 TL olarak uygulanmış olduğunu ileri sürmesine karşı, Türk Ticaret Kanununun 21. Maddesine rağmen, davalı tarafın fatura içeriğine itirazının bulunduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, davacının incelenen ticari defterlerinin, TTK’nın 64 vdr. Maddeleri ile HMK’nın 222. Maddelerinde öngörülen şartları taşımakta olduğu, defter kayıtlarının, Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın 28.12.2012 tarih 28502 Sayılı Resmi Gazetede ortaklaşa yayımlanmış olan ticari defterlere ilişkin tebliğ hükümlerine uygun olduğu gibi VUK uyarınca yayımlanmış olan ‘Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve Tek Düzen Hesap Planı’ hükümlerine uygun olduğu, sonuç olarak davacının, davalıdan ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle alacak asıl olarak 72.399,89 TL alacaklı olduğu, bu tarihten sonra davalının herhangi bir ödeme yapmamış olduğu ve bu tutar kadar itirazın iptalinin yerinde olacağı, davacının takip tarihinden (10.03.2022), dava tarihi olan 19.04.2022 tarihine kadar TCMB tarafından 3095 sayılı kanun uyarınca ilan edilmiş olan %15,75 avans faizi oranı ve 40 gün üzerinden 1.249,64 gecikme faizine itirazın yerinde olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazları bilirkişinin 06.03.2023 tarihli ek raporu ile değerlendirilmiş, raporda özetle davacının incelenen 2020,2021 ve 2022 ticari defterlerinin TTK’nın 64. Ve 65. Maddeleri ile HMK’nın 222. Maddesinde öngörülerine uygun olduğu, muhasebe kayıtlarının Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve Tek Düzen Hesap Planı uyarınca yerine getirilmiş olduğunun tespit edildiği, davacı ticari defter kayıtlarına göre, 2020 yılında teslim karşılığı toplam 19.022,94 TL tutarında fatura, 2021 yılında teslimler karşılığı toplam 463.376,95 TL fatura olmak üzere toplam 482.399,89 TL fatura düzenlemiş olduğu, davacının, davalıdan yapmış olduğu tahsilatlar toplamı, 2020 yılında 225.000 TL tutarında 3 adet çek ile 2021 yılında 185.000 TL olmak üzere toplam 410.000 TL tutarında tahsilat yapmış olduğu, davacının 72.399,89 TL davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce İnşaat Mühendisi ve Mali Müşavir bilirkişiden alınan 06.01.2023 tarihli raporda özetle, davalının 2020,2021 ve 2022 ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ve tespitler sonucunda, davalı …… Şirketinin 2020,2021 ve 2022 yılları ticari defterlerinin 3568 Sayılı Kanun’da belirtilen Tek Düzen Muhasebe Uygulama Tebliğlerine, Muhasebe Standartlarına, Türk Ticaret Kanunu ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun da belirtilen esaslar çerçevesinde usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının ticari defterleri lehine delil olarak değerlendirilebileceği, davalı … Müh. … Şti.’nin ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya herhangi bir borcunun olmadığı, ticari defter kayıtlarına göre 139.632,11 TL davacıya fazla ödeme gözüktüğü, davalı şirketin takip tarihinden sonra davacıya herhangi bir ödemede bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenmiş faturaların ve takibe konu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların bağlı olduğu vergi dairelerinden gelen BA/BS formlarında yer alan bilgilerin birbiriyle uyumlu oldukları ve birbirini teyit ettiği, ayrıca davalı BA formlarının ticari defterleri ile uyumlu olduğu, dosyada mübrez davacı ve davalı arasında yapılan 20/05/2020 tarihli Hazır Beton Üretim Teslim ve Satış Sözleşmesi imzalandığı, … ile … …. arasında 20/05/2020 tarihinde Hazır Beton Üretim, Teslim ve Satış Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme göre 1 m3 C30/37 betonunun fiyatının 156,02 TL olarak belirlendiği, sözleşmeden sonra yaklaşık 15-17 ay sonra beton dökümünün gerçekleştirildiği, beton dökümlerinde m3 fiyatlarının 232,29 TL ve 264,24 TL olarak güncellendiği, dökültüğü tarih itibariyle belirlenen fiyatların pisaya rayiç fiyatlarını yansıttığı ve herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan 20/05/2020 tarihli Hazır Beton Üretim, Teslim ve Satış Sözleşmesinde ‘Fiyatlara KDV dahil değildir, ödeme vadesinin başlangıç tarihi faturanın düzenlenme tarihinden itibarendir. Gelen fiyat değişiklikleri, değişikliğin yapıldığı tarihten itibaren tarafınıza yansılatılacaktır’ açıklamalarının yer aldığı, bu nedenle sözleşmede belirlenen beton m3 fiyatının yaklaşık 15-17 sonra güncellenerek faturalandırılmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı tespit edilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı dava dilekçesi ile fatura alacağının tahsili istemi ile başlatılan ve davalının itirazı üzerine duran Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2022/20807 Esas sayılı takip dosyasının devamını sağlamak amacı ile eldeki davayı açmış davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2022/20807 sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilmiş olup incelenmesinden; takip alacaklısı davacı tarafından, takip borçlusu davalılar aleyhine, 72.399,89 TL asıl alacak, 5.310,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.710,97 TL üzerinden takibe girişildiği, ödeme emrinin takip borçlusu davalı … …. ve davalı …’e 15.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusu davalıların 17/03/2021 tarihli süresinde ileri sürdüğü itirazları üzerine takibin durduğu, davanın 19/04/2022 tarihinde açıldığı, itirazın davacıya tebliğine ilişkin mazbataya rastlanılmadığından açılan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında 20/05/2020 tarihli sözleşmenin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme niteliği itibari ile eser sözleşmesidir.
Eser sözleşmelerinde, kural olarak işin sözleşme ve eklerine uygun olarak yapılıp bedeline hak kazanıldığını kanıtlamak yükleniciye, bedelin ödendiğini ispatlamak ise iş sahibine aittir.
Dava itirazın iptali davası olup niteliği gereği takibe sıkı sıkıya bağlı olduğundan takip talebinde belirtilen borç sebebi kapsamında değerlendirme yapılması gerekmektedir. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Takip talebinde borç sebebi olarak 28/08/2021 tarihli … nolu 9.302,40 TL bedelli, 31/08/2021 tarihli … nolu 4.200,03 TL bedelli, 14/09/2021 tarihli … nolu 20.720,16 TL bedelli, 28/09/2021 tarihli … nolu 19.040,15TL bedelli, 14/10/2021 tarihli … nolu 9.240,07 TL bedelli, 21/10/2021 tarihli … nolu 6.720,05 TL bedelli, 07/12/2021 tarihli … nolu 3.177,03 TL bedelli faturalar gösterilmektedir. Buna göre Yargıtay HGK’nun 25.04.2018 tarih ve 19-903/974 sayılı kararında da belirtildiği üzere, yalnızca takibe konu faturanın ve faturaya ilişkin ödemelerin taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda inceleme yapılmalı ve sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı vekili, kararlaştırılan işi eksiksiz yapıp teslim ettiğini, iş kapsamında kesilen faturaların davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise takibe konu faturalar kapsamında ödeme yapıldığını, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ileri sürmektedir. Taraflar arasında takibe konu edilen fatura kapsamındaki işin teslim edildiği hususunda davalı muaraza çıkarmamış olup bu halde, iş sahibi konumundaki davalının öncelikle takibe konu faturalara yönelik ödemeye ilişkin hususu usulü dairesinde ispat etmesi gerekecektir.
Davalı her ne kadar fatura içeriğinin uygun olmadığını belirtmişse de davaya konu takibin dayanağı fatura olup, 6102 s. Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. maddesine göre, bir faturayı alan kişi, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, bu yönde bir uyuşmazlık bulunmaması ya da sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktarlar kesinleşir. Böyle bir halde, yapılan işin miktarı ve bedelinin, itiraz edilmeyip kesinleşen faturalardaki miktar ve tutar kadar olduğu kabul edilir ve işin miktarı ve bedelinin tespiti konusunda ayrıca araştırma yapılmaz (Bkz: Yargıtay 15. HD.nin 19.02.2018 tarih ve 4742/652 sk.).
Taraf defterlerinin incelenmesine yönelik olarak alınan bilirkişi raporlarından takibe konu faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu, tarafların 2021 yılı ticari defterlerindeki mal satışına ilişkin kayıtların davalı tarafından itiraz edilen takibe konu olmayan 14 adet e arşiv faturası dışında birbiri ile örtüştüğü, takibe konu faturalar kapsamında dosya arasında bulunan BA-BS formlarında yer alan bilgilerin de birbiri ile uyumlu oldukları, faturaların davalı tarafından defterine itiraz edilmeksizin kaydedildiği, böylelikle içeriğinin kesinleştiği, takibe konu faturalar toplamının 72.399,89 TL olup davacı ve davalı defterine göre davalının fatura kesim tarihlerinden sonra olmak üzere 2021 yılında 185.000,00 TL tutarında ödeme yaptığı, davalının ödeme husunda üstüne düşen ispat külfetini yerine getirdiği, davacının yemin deliline de dayanmadığı dikkate alınarak takibe yapılan itirazın haklı olduğu değerlendirilmiş ve davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuştur. Bu sonuca, itirazın iptali davalarındaki takiple sıkı sıkıya bağlılık ilkesinden hareketle ve yalnızca takibe konu fatura ile bu faturaya ilişkin ödemenin taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı değerlendirilerek ulaşılmıştır (Bkz: Yargıtay 19. HD.nin 14.02.2018 tarih ve 15633/622 sayılı kararı).
Davacı defterinde kayıtlı olan ancak davalı defterinde yer almayan ve fakat takibe de konu yapılmayan faturalar toplamı ise 212.372,03 TL’dir. taraf defterlerine göre davacının birbiri ile uyumlu olan tutar kadar 2020-2021 yılında 269.669,68 TL tutarında ürün teslim ettiği ancak davalıdan 410.000,00 TL ödeme aldığı görülmektedir. Davacının defterinin bakiye vermesi takibe konu faturalardan kaynaklanmayıp kendisinin düzenlediği ancak davalı defterinde kaydı olmayan davacı defterinin incelenmesine yönelik olarak alınan 06/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunun 3-4. sayfalarında belirtilen 14 adet faturadan kaynaklanmaktadır. Davalı davacı tarafından kendisine tebliğ edilen bu faturaları kabul etmemiş fatura içeriğine itiraz etmiş ve cevabı ihtarnamelerle iade etmiştir. Bu faturalar ise takibe konu yapılmamış olup iş bu yargılamanın konusunu teşkil etmemektedir.
Davalı taraf alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminat talebinde bulunmuş ise de İİK 67. maddesine göre tazminata hükmedebilmek için davacının haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması gerektiği, dava reddedilmiş olmakla, davacı haksız olmakla birlikte aynı zamanda takibi başlatmakta kötü niyetli olduğuna dair kanaat verici bilgi, belge bulunmadığından bu talebinde reddi gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalının arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davanın reddolması sebebiyle davacıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 938,55 TL harcın mahsubu ile bakiye; 758,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 12.433,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
8-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/05/2023
Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza
s