Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/448 E. 2023/650 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/448 Esas – 2023/650
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/448 Esas
KARAR NO : 2023/650

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 16/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; 19/01/2022 tarihinde davalı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken aracının sol ön kısımlarıyla önünde seyreden … sevk ve idaresindeki … plaklı otomobile arkadan çarpmasıyla ötelenen bu aracın da orta şeritte önünde seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen davaya konu trafik kazasında müvekkilinin kusurunun olmadığını ileri sürerek maliki olduğu … plakalı araçta meydana gelen hasarın tespitinin davalı sigorta şirketince yapıldığını, ancak gerçek hasar, değer kaybı ve çekici masrafı kaynaklı ödemeyi reddetmeleri sebebiyle bu zararların davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, kazada müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kazaya kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini belirterek, davacının araç onarım bedeli tazminatı, araç çekici ücreti ile araç değer kaybı tazminatı taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, kazada kendisinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kazaya kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini belirterek, davacının araç onarım bedeli tazminatı, araç çekici ücreti ile araç değer kaybı tazminatı taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ileri sürerek %50 kusuruna göre hasara ilişkin 27.000TL üzerinden mutabakat sağlandığını ve bu tutarın ödenmesi suretiyle tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, ayrıca çekici ücretine ilişkin talep edilen tutarın poliçe kapsamında karşılanabilecek bir meblağ niteliğinde olmadığını, aracın dava konusu kazadan önce ağır hasar kaydının olduğunu, daha önce de aynı bölgeden hasar almış olması, km’sinin 165.000’den fazla olması 3 veya daha fazla hasar geçmişi olması hallerinde değer kaybı oluşmayacağını, kabul anlamına gelmemekle beraber değer kaybının ZMSS Genel Şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, kaza araç ruhsatı, tramer kusur durum belgesi ibraz edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde hasar dosyası ve poliçe suretlerinin gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliğine yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde poliçe ve hasar bilgisi ile kaza tespit tutanağının gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından arabuluculuk son tutanağı ile kaza ilişkin görüntüleri içerir 1 adet CD ibraz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 24/10/2022 havale tarihli dilekçe ile ekinde ekspertiz raporu ve çekici ücretini gösterir fatura ibraz edilmiştir.
Şoförler ve Otomobilciler Odasına yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Ankara ATK’dan 15/12/2022 tarihli kusur raporu aldırılmıştır.
Makine mühendisi bilirkişiden 09/02/2023 havale tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından harçlandırılmış bedel artırım dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; 19/01/2022 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacının aracının hasarlandığı, hasar bedeli ve değer kaybı sebebi ile oluşan zarar ile çekici ücretinin tazmini istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilince zamanaşımı def’i ileri sürülmüş olup, yapılan incelemede; 2918 s. KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Somut olayda kazanın 19/01/2022 tarihinde gerçekleştiği, davanın 08/04/2022 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, zamanaşımı def’i de yerinde görülmemiştir.
Davalılarca ileri sürülen belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı iddiasına gelince; 6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107/1. maddesinde; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davada, davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı zararı ancak tahkikat aşamasında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup, bu durumda davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı vardır.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda (…)(2) öngörülen usul ve esaslara tabidir. (Ek cümle:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda (…)(2) düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.(Ek fıkra:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.)” şeklindedir. Buna göre tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları çerçevesinde mümkün değildir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı Kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve 2021/82 E., 2022/167 K. sayılı Kararı ile 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresi ile 09/06/2021 tarihinde getirilen düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti hususunda dosya Ankara ATK’ya gönderilmiş olup, alınan 15/12/2022 tarihli raporda özetle; kaza tespit tutanağı, çizilen krokiler, kaza sonrası fotoğrafları ve dosya arasındaki CD kayıtları incelenmesi akabinde sürücü …’nun, 19/01/2022 tarihinde sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracının sol ön kısımlarıyla önünde seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobile arkadan çarpmasıyla ötelenen bu aracın da orta şeritte önünde seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobile arkadan çarptığı olayda %100 kusurlu olduğu, diğer sürücüler … ve …’ın kusurunun bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Davalılarca ayrı ayrı kusur raporuna itiraz edilmiş ise de mahkemece denetlenen kamera görüntüleri, kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında raporun dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış, taraf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Hasar bedelinin ve değer kaybının belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu aldırılmış olup, alınan 06/02/2023 tarihli raporda özetle; … plakalı araçta oluşan hasarın kaza ile uyumlu olduğu, hasar tutarının toplam KDV dahil 87.972,37 TL olduğu, kaza tarihinde rayiç bedelin 149.000 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle uğrayacağı değer kaybının 30.000,00 TL olacağı, davacı tarafça bildirilen 300,00 TL çekici ücretinin piyasa şartlarına uygun olduğu tespit ve değerlendirmesinde bulunulmuştur. Rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalılar vekillerince ayrı ayrı rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, alınan raporun dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, Yargıtay 17. HD.nin 05.03.2015 tarih ve 24664/3863 sayılı kararında da belirtildiği üzere, davacıdan aracının eşdeğer parçalarla onarımını kabul etmesi beklenemeyeceği, yine Yargıtay 17. HD.nin 04.04.2016 tarih ve 14700/4229 sayılı kararında ifade edildiği üzere iskonto oranı esas alınarak indirim uygulanmasına olanak bulunmadığı, davacıya ait aracın kazadan önce ağır hasarlı olduğuna ilişkin tramer kaydı yahut bilirkişi tespitinin bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekilince 28/03/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davalı sigorta şirketinin bakiye poliçe limiti nazara alınarak onarım bedeli talebini 60.972,37 TL’ye, değer kaybı talebini 30.000,00 TL’ye ve çekici ücreti talebini 300,00 TL’ye çıkarttığı anlaşılmıştır. Davalı sigorta şirketinin davacı hasarı için yargılama sırasında 27.000,00 TL ödeme yaptığına ilişkin ödeme belgesini dosyaya sunduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı şirketçe sunulan 01/06/2022 tarihli müzekkere cevabında kasko sigortacısı … A.Ş.’ne 4.488,41 TL’lik ödeme daha yapıldığı ileri sürülmüş ise de, davacının kaza tarihinde geçerli kaskosunun bulunmadığı, yapılan ödemenin hasar gören dava dışı 3.kişiye yapılmış olduğu anlaşılmakla araç başına poliçe limiti belirlenirken söz konusu ödeme mahsup edilmemiştir.
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı tarihi gösterir belgenin dosya içerisine sunulmadığı, yapılan ödemenin de dava tarihinden sonra yapılmış olduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … ….’nden kaza tarihi olan 19/01/2022 tarihinden itibaren temerrüt oluştuğu kabulü ile bilirkişi raporu ve bedel artırım dilekçesi çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmiş, araçların kullanım tarzının hususi olduğu görülmekle yasal faize hükmedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin davalı sigorta şirketinden yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE, 91.272,37 TL’nin (davalı … A.Ş. yönünden poliçe limiti gereği 23.000-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılar … ve … ….’nden kaza tarihi olan 19/01/2022 tarihinden, davalı … A.Ş. yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.234,82 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 1.639,70 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 4.595,12 TL’nin (davalı … A.Ş. yönünden poliçe limiti gereği bakiye harç bulunmadığından) davalılar … ve … ….’nden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile karar ilam harcı olarak peşin ve ıslahla yatırılan 1.639,70 TL’nin (davalı … A.Ş. yönünden poliçe limiti gereği 1.571,13 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 477,75 TL tebligat ve posta gideri, 3.710-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 4.187,75 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 14.603,58 TL vekalet ücretinin (davalı … A.Ş. yönünden poliçe limiti gereği 9.200 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600,00-TL arabulucuk ücretinin davalı … A.Ş. alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.25/05/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.