Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/443 E. 2023/427 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/443 Esas – 2023/427
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/443 Esas
KARAR NO : 2023/427

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/04/2022
KARAR TARİHİ : 03/04/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 03/05/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalıya ait limon emtiasının, müvekkili davacıya ait araç ile Adana’dan alınarak Samsun Limanına taşındığını, ancak taşıma ücretinin ödenmediğini, taşıma faturasına istinaden davalı aleyhine takip başlatıldığını, fakat itiraz sebebiyle takibe devam edilemediğini, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin 2021/82046 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2021/82046 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Alacaklı-davacı tarafından borçlu-davalı aleyhine 22.10.2021 tarihli 5.434-TL bedelli faturaya istinaden bu miktar kadar asıl alacak üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği ve borçlu-davalının süresi içinde ileri sürdüğü itirazları üzerine takibin durduğu, işbu davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden davacının ticari defterleri hakkında alınan raporda özetle: Davacının defter kayıtlarının mevzuata uygun tutulduğu ve delil mahiyetini haiz olduğu, takibe konu 22.10.2021 tarihli e-Arşiv faturasının defterlerde kayıtlı olduğu, ancak fatura bedelinin kasa hesabı ile tahsil olarak defterlere kaydedildiği, yıl sonu kaydında davacının davalıdan alacaklı olarak herhangi bir kaydın bulunmadığı, davalı tarafından düzenlenmiş ürün hasar bedeline ilişkin 25.10.2020 tarihli e-Arşiv faturasının davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce, talimat yolu ile, mali müşavir bilirkişiden davalının ticari defterleri hakkında alınan raporda özetle: Davalının defter kayıtlarının mevzuata uygun tutulduğu ve delil mahiyetini haiz olduğu, takibe konu 22.10.2021 tarihli e-Arşiv faturasının ve ayrıca davalı tarafından düzenlenmiş ürün hasar bedeline ilişkin 25.10.2020 tarihli e-Arşiv faturasının davalının defterlerinde kayıtlı olduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraf vekillerine usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında, davalıya ait limon emtiasının Adana’dan alınarak Samsun Limanı’na taşınması ile ilgili bir sözleşme bulunduğu ve taşımanın davacı tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Davacı, taşıma ücretini talep etmekte, davalı ise emtianın taşınma sırasında hasarlandığını ve taşıma ücreti kadar zarar oluştuğunu, davacının artık ücret talep edemeyeceğini savunma yolu ile ileri sürmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 1/1 sayılı kararında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi 6102 s. TTK m. 21/2’de düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturanın karşı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü faturayı gönderen tarafta olup, faturayı gönderenin bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez 6102 s. TTK m. 21/2’de yazılı sekiz günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü karşı tarafa aittir. 6102 s. TTK m. 23/2 uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını 6100 s. HMK m. 222 uyarınca ispatlamış olur.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; takibe konu taşıma faturasının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakta olup, davalı her ne kadar emtianın taşınma sırasında hasarlandığını ve taşıma ücreti kadar zarar oluştuğunu ileri sürmüş, ürün hasar bedeline ilişkin 25.10.2020 tarihli e-Arşiv faturasına dayanmış ise de, davacının bu faturayı sekiz gün içinde davalıya iade ettiği görülmektedir. Buna göre; taşıma ücretinin davacıya ödenmesi gerekmektedir ve davalı bedel konusunda muaraza çıkarmadığından 22.10.2021 tarihli fatura bedeli davacıya ödenmelidir.
Taşıma ücretinin ödenip ödenmediğinin ispatına gelince; davacının bizzat kendi ticari defterlerinde ücretin ödendiği konusunda kayıt bulunmakta olup, davacı kaydın sehven yapıldığını, muhasebesel hatadan kaynaklandığını ileri sürmüş ise de, ticari defterlerdeki lehe/aleyhe kayıtların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği ve birbirinden ayrılamayacağı, ticari defterlerdeki kayıtların sahibi lehine ve aleyhine delil teşkil edeceği kuralı karşısında, bu yöndeki savunmaya itibar edilmesi mümkün değildir. O halde, tarafların ticari defterlerinden hareketle sonuca gidilmeli ve taşıma ücretinin davacının defterlerinde kayıtlı olduğu şekliyle ödendiği kabul edilmelidir.
Bu sebeplerle, taşıma ücretinin ödendiği kanaatine varılmış, takip yerinde olmadığından dava reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜY’ye göre belirlenen 5.434-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinden davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
03/04/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.