Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/375 E. 2022/341 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/375 Esas – 2022/341
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
SAMSUN GEREKÇELİ KARAR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/375
KARAR NO : 2022/341

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2022
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 22/04/2022
Mahkememizde görülen İtirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 10/01/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, davalı aleyhinde davacı sigorta şirketince yapılan ödemenin tahsili amacıyla Terme İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, 19/02/2021 tarihinde müvekkil şirkete ekli … Poliçe Numarasına ait Kasko Sigorta Poliçesi sigortalanan 28 TB 512 plakalı araç ile davalıya ait ve davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kaza tespit tutanağı ile yapılan incelemede davalı araç sürücüsünün asli kusurlu bulunduğunu, kazaya karışan sigortalı araçta gelen maddi hasarın karşılığının tespiti için ekli ekspertiz raporu düzenlendiğini, kaza nedeniyle sigortalı araç lehine 38,392,00 TL ödendiğini, yapılan araştırmada … plakalı araç hakkında düzenlen ve kaza tazminini kapsayan Zorunlu Karayolları Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi olmadığından Maddi zararın tazmini zorunlu trafik sigorta potiçesinden giderildiğini, T.T.K.nun 1472’inci maddesine göre; sigortacı, hasar bedelini ödedikten sonra kanunen sigortasının yerine halef olacağından davalının maliki ve sürücüsü olduğu aracın kusuru nedeniyle yapılan ödemenin tahsili için huzurdaki davaya konu icra takibi ile işbu hasar ödemesinin tazmini talep edildiğini beyanla davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin devamına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesini sunmadığı anlaşılmıştır.
Terme 1.Asliye Hukuk Mahkemesi yargı yerinin Samsun Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle12/01/2022 tarih ve … sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş ve esasın 2022/375 sırasına kaydedilmiştir.
Dava, kasko poliçesine istinaden dava dışı üçüncü kişi olan sigortalıya yapılan ödemenin rücuen haksız fiil failinden tahsil edilmesine yönelik sigorta şirketince başlatılan Terme İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ticari davalar TTK’nun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davacı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda; davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için her iki tarafın tacir ve işin ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmekte olup tarafların tacir olduklarına dair herhangi bir iddia olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmaktadır ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gereklidir. Nitekim, Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 09/06/2020 tarih ve 1635/3293 sk.nda da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Bu sebeplerle, mahkememizin karşı görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Mahkememizin eldeki davaya bakmakta görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114(1)-c), 115/(2), 138(1) maddeleri gereğince davacının dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine, Mahkememizin karşı görevsizliğine,
2.Davaya bakmakta görevli mahkemenin Terme Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Terme 1.Asliye Hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde merci tayini için dosyanın Samsun bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
4-Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurularak kesinleşmesi halinde HMK 20.maddesi gereği kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Terme Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Dair,tarafların yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar, açıkça okunup usülen anlatıldı.15/04/2022

Katip
¸

Hakim
¸