Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/334 E. 2023/647 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/334 Esas – 2023/647
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/334 Esas
KARAR NO : 2023/647

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 16/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; davalı tarafından Samsun İcra Dairesinin 2016/145171, 2016/123028, 2016/116134 ve 2016/54179 esas sayılı dosyaları ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takiplerin dayanağını oluşturan bonolarda bulunan imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin icra takiplerine konu senetler sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, davalı takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğundan her bir icra dosyası için ayrı ayrı %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER:
Samsun İcra Dairesinin 2016/145171, 2016/123028, 2016/116134 ve 2016/54179 esas sayılı dosyaları uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
… A.Ş’ne, İlkadım İlçe Nüfus Müdürlüğüne, YEPAŞ’a yazılan yazılara cevap verildiği, eklerinde evrak asıllarının gönderildiği görülmüştür.
Samsun İcra Müdürlüğünün 2016/145171, 2016/123028, 2016/116134 ve 2016/54179 esas sayılı dosyalarına konu senet asılları celb edilmiştir.
İstanbul ATK’dan21/03/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedindeki imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile Samsun İcra Dairesi’nin 2016/145171, 2016/12308, 2016/116134 ve 2016/54179 Sayılı dosyalarına konu senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığını ve davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla borçlu olmadığının tespiti amacıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davacının imza incelemesine esas olmak üzere imza asıllarını içerir belge asılları celp edilmiştir.
Adli Tıp Kurumundan alınan 24/03/2023 tarihli raporda özetle; inceleme konusu yapılan belgelerde “ödeyecek” bölümünde atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında tersim biçimi işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, aldırılan bilirkişi raporunda incelemeye tabi tutulan mukayese belgelerdeki imza tarihlerinin davaya konu senetlerin düzenleme tarihlerinden önceki tarihlere ait olmaları, rapordaki inceleme yöntemlerinin açıkça gösterilmiş olması, raporun kesin olarak tespitte bulunulmuş olması birlikte değerlendirildiğinde 24/03/2023 tarihli raporun hükme esas alınmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır. Nitekim davalı tarafça rapora itiraz edilmediği görülmüştür.
Senede karşı mutlak def’iler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün ya da bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren def’ilerdir. Bu def’ilerin bir kısmı mutlak, bir kısmı nispi (kişisel) def’i niteliğindedir.
Hangi definin mutlak, hangisinin nisbi def’i sayılacağı, “görünüşe itimat (güven)”, “iyiniyet” ilkesiyle, “kambiyo senetlerine ilişkin işlemlerdeki emniyetin korunması” ilkelerinden hangisine öncelik tanınacağı sorunuyla ilgilidir. Bu iki çıkarın karşılıklı olarak çatıştığı bazı durumları yasa yapıcı özel olarak ele alıp hangi çıkarın korunacağını kendisi (örneğin; TTK m. 659/2, 680, TBK m. 19/2, 605/2, TMK m. 990’da olduğu gibi) düzenlemiştir.
Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış olması” vb. def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 05.05.2010 tarih ve 12-74/243 sayılı kararı ile 06.07.2011 tarih ve 19-413/476 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı, takibe dayanak senetlerdeki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını, dolayısıyla senetlerin sahte olduğunu iddia ettiğine göre, sahtelik iddiasının mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebileceği açıktır. Senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunun ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu, takibe konu senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığı hususunun açık ve kesin şekilde tespit edilmiş olduğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca, menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması durumunda, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davacı borçludadır. Davalının icra takibinde haksız olduğu yargılama sonunda belirlenmiş ise de, icra takibinde haksızlık, icra takibinin salt bu nedenle kötüniyetle başlatıldığının kabulü için yeterli değildir ve takibin kötüniyetli olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığı değerlendirildiğinden (Bkz: Yargıtay 23. HD.nin 19.11.2015 tarih ve 10397/7441 sayılı kararı), davacının davalı yönünden kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE, Samsun İcra Dairesi’nin 2016/145171, 2016/123028, 2016/116134 ve 2016/54179 Esas sayılı dosyaları ve takibe konu senetler bakımından davacı yanın davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 511,03 TL karar ilam harcından peşin alınan 127,93 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 383,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 127,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ödenen 182,53 TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Mahkememiz ara kararı gereği suçüstü ödeneğinden karşılanan 5.850-TL ATK fatura ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 7.480,98 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda HMK 341/2 maddesi gereği KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.
25/05/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.