Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/253 E. 2022/223 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/253 Esas – 2022/223
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/253 Esas
KARAR NO : 2022/223

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının … isimli galeri işleticisi olduğunu ve davalı …’ın işletmeciliğini yaptığı … isimli galeriye araç sattığını, araç bedeli olarak davacıya davalı … tarafından keşide edilmiş …, …, …, …, … ve … numaralı çekler ile …’ın ortağı olduğu davalı şirket tarafından keşide edilmiş …, …, …, … ve … numaralı çeklerin verildiğini ancak bu çeklerin ödenmediğini, …, … ve … numaralı çeklerin tahsili için Samsun 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/10802 E.sayılı takip dosyası üzerinden takibe girişildiğini, fakat takip borçlusu davalı … tarafından imzaya itiraz üzerine açılan Samsun 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyasında çeklerdeki imzanın Kurtça Tatara’a ait olmadığı kabulü ile sonuca gidilip takibin durdurulduğunu, kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, … ve … numaralı çeklerin de tahsili için Samsun 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/10801 E.sayılı takip dosyası üzerinden takibe girişildiğini, fakat takip borçlusu davalı şirket tarafından imzaya itiraz üzerine açılan Samsun 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/377 E.sayılı dosyasında çeklerdeki imzanın şirket yetkili temsilcisi …’a ait olmadığı kabulü ile sonuca gidilip takibin durdurulduğunu; … isimli kişinin davalı …’a ait galeride çalıştığını ve davalıların elbirliği içinde davacıyı dolandırdıklarını, konu ile ilgili başlayan soruşturmada iddianame düzenlendiğini ve kovuşturmanın Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/338 E.sayılı dosyasında derdest olduğunu, kovuşturma aşamasında çeklerin ödenmediğinin saptandığını, ancak mezkur icra mahkemesi kararları sebebiyle çeklere istinaden takip başlatılamadığını, işbu davanın ödenmeyen çek bedellerinin tahsili amacıyla ikame edildiğini beyanla, çek bedelleri toplamı 269.500-TL’nin çeklerin vade tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte şimdilik 5.000-TL’sinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini ve hak düşürücü süre sebebiyle redde mahkum olduğunu, ayrıca taleplerin zamanaşımına uğradığını, davaya konu edilen çeklerdeki imzaların davalılara ait olmadığını, çeklerin davalı …’ın yanında çalışan … isimli kişi tarafından davalının bilgisi dışında imzalanıp davacıya verildiğinin ceza yargılaması sırasında açığa çıktığını, dolandırıcılık iddiasının mesnetsiz olduğunu beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu … ve … numaralı çeklerin davalı … tarafından İmaj İnş. Ltd. Şti. emrine düzenlendiği ve lehtar cirosundan sonra … tarafından davacıya cirolandığı, … numaralı çekin de davalı … tarafından hamiline düzenlendikten sonra … tarafından davacıya cirolandığı, …, … ve … numaralı çeklerin davalı Kurtça Tarar, …, …, 753197150, … ve … numaralı çeklerin ise davalı şirket tarafından hamiline düzenlendiği ve ilk ciro imzasının …’a ait olduğu anlaşılmıştır.
Samsun 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/10802 E. sayılı takip dosyası ile Samsun 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dava dosyası ve Samsun 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/10801 E. sayılı takip dosyası ile Samsun 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/377 E.sayılı dava dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/338 E. sayılı dava dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden; (davalı) … ile … hakkında yürütülen kovuşturmanın bozmadan sonra 2018/201 Esas sayılı dosya üzerinden devam edip (davalı) … hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’da olduğu anlaşılmıştır.
Davacının tacir olup olmadığı konusunda yapılan araştırma ile toplanan belgelerden: Ticaret Sicili kaydının bulunmadığı, ….nin ortağı ve yöneticisi olduğu, 15.08.2008 tarihinde başlayan vergi mükellefiyetinin 08.08.2016 tarihine kadar devam ettiği ve bu süre zarfına bilanço esasına göre vergilendirildiği anlaşılmıştır.
İşbu dava, evvela davalı … ile davalı şirket ve ayrıca … aleyhine ikame edilmiş olup 2018/939 Esas sayılı dosyada derdest iken, davacı vekilinin 29.12.2021 tarihli yenileme tensip zaptı 3 nolu ara kararı uyarınca ibraz ettiği 24.01.2022 tarihli dilekçesinde, davaya konu alacak isteminin kambiyo evrakına dayandığını ve davanın çek bedellerinin tahsili amacıyla açıldığını beyan etmesi üzerine davalı … ve şirket yönünden tefrik edilmiş ve mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir. Böyle olunca, … hakkındaki dava 2018/939 Esas sayılı dosyada kalmış, davalı … ile şirket hakkındaki dava ise bu dosya üzerinden devem etmiştir.
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklanan sebepsiz iktisap hukuki sebebine dayalı (TTK m. 732, eTTK m.644) alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, yukarıda da değinildiği üzere, 24.01.2022 tarihli dilekçesi ile, davaya konu alacak isteminin kambiyo evrakına dayandığını beyan etmiş, 28.02.2022 tarihli duruşmada da alacak isteminin kambiyo hukukuna dayandığını ve temel ilişkiye dayalı talepleri olmadığını açıkça ifade etmiştir.
Toplanan delillerden; davaya konu çeklerden keşide tarihi en geç olan çekin 05.04.2011 tarihli olduğu ve bu çekin dahi ibraz süresinin 15.04.2011 tarihi itibariyle sona erdiği anlaşılmaktadır. İbraz süresinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 726/1. maddesinde, hamilin keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat haklarının ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrayacağı düzenlenmiştir. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6/1. maddesi uyarınca, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabi olduğundan somut olayda eski yasanın uygulanması gerekmektedir. Bu durumda, davaya konu çeklerden en geç tarihli olan çeke ilişkin zamanaşımı süresi dahi 15.10.2011 tarihinde dolmuştur ve çeklerin tümü bu tarih itibariyle zamanaşımına uğramıştır.
Kambiyo hukukunda, hamilin müracaat hakkını kaybettiği veya senedin zamanaşımına uğradığı durumlarda, kıymetli evraka özgü imkanlardan faydalanılması mümkün değildir. Hamil böyle bir durumda, ya asıl borç ilişkisine dayanarak alacağını talep edecek ya sebepsiz iktisap davası (TTK m. 732) açacak ya da karşılığın intikali yolu (TTK m.733) ile talepte bulunabilecektir. Belirtmek gerekir ki, asıl borç ilişkisine dayanılan hallerde o ilişkinin tabi olduğu kurallar uygulanır; mesela o ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı esas alınır (Bkz: Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Turhan Kitabevi, 19. Bası, s. 204).
Somut olayda; davaya konu … ve … numaralı çeklerin davalı … tarafından İmaj İnş. Ltd. Şti. emrine düzenlendiği ve lehtar cirosundan sonra … tarafından davacıya cirolandığı, …, … ve … numaralı çeklerin ise davalı …, …, …, 753197150, … ve … numaralı çeklerin de davalı şirket tarafından hamiline düzenlenip ilk ciro imzasının …’a ait olduğu anlaşılmaktadır; ki çeklerdeki konumuna göre davacı ilk cirantadan sonraki cirantadır.
Çeklerin düzenlenmesine esas borç ilişkisi ancak keşideci ile lehtar arasındaki ilişki olabileceğinden somut olayda davacının keşideci konumundaki davalı … ile davalı şirketten asıl borç ilişkisine dayalı olarak talepte bulunması mümkün değildir. Başka bir deyişle, zamanaşımına uğramış bir kambiyo senedine dayalı talep hakkını ileri sürme imkanını kaybeden hamilin temel ilişkiye dayalı olarak keşideciye müracaat edebilmesi için temel ilişkisinin tarafı olması zorunludur ve bu bağlamda keşideciye başvurabilecek olan yegane kişi lehtardır. Yani, senedi lehtardan devralan sonraki hamillerin temel ilişkiye taraf olmadıklarından keşideciye başvurmalarına olanak yoktur (Bkz: Abuzer Kendigelen, Kıymetli EVrak Hukuku, Onikilevha, 10.Bası, s. 285). Buna göre; dava, 6102 s. TTK m. 818/1-m delaletiyle Kanun’un 732. maddesi kapsamında açılmış sebepsiz iktisap davası olarak nitelendirilmelidir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 732/son maddesi uyarınca, sebepsiz iktisap hukuki sebebine istinaden ileri sürülecek taleplerde zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır. Kambiyodan kaynaklı sebepsiz iktisap davasında zamanaşımının bir yıl olduğunu öngören hüküm 6102 sayılı TTK’nın 732/son hükmü ile getirilmiş ise de, 6762 sayılı TTK’nın 644. maddesinden kaynaklı sebepsiz iktisap davasında da ayı bir yıllık süre uygulanmaktaydı. Somut olayda, davaya konu çeklerden en geç tarihli olan çeke ilişkin zamanaşımı süresinin dahi 15.10.2011 tarihinde sona erdiği saptanmış olmasına göre, sebepsiz iktisap zamanaşımı süresi de bu tarihten itibaren bir yıl sonrasına tekabül eden 15.10.2012 tarihi itibariyle dolmuştur.
Davaya konu …, …, …, … ve … numaralı çeklerle ilgili Samsun 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/10801 E. ve 2010/10802 E. sayılı takip dosyaları üzerinden icra takibine girişilmiş ise de, hem çekler hem de sebepsiz iktisaptan kaynaklı alacak istemi yönünden zamanaşımının takip tarihleri itibariyle dolduğu anlaşılmaktadır. Yani, takipler sebebiyle zamanaşımının kesildiğinden söz edilmesine olanak yoktur. Kaldı ki, davacı vekili de zamanaşımını kesen sebeplerin (TTK m.818/1-p delaletiyle m.750, eTTK m.662) varlığı konusunda bir iddiada bulunmuş değildir.
Son olarak, davalı … ile …’ın sanık olarak yargılandığı Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/338 E. sayılı (bozmadan sonra 2018/201 E.) dosyası sebebiyle ceza zamanaşımı süresinin somut olayda uygulanabilir olup olmadığına da bakılmalıdır. Davaya konu alacak istemi kambiyo evrakına istinat edilmiş olup, değerlendirmenin kambiyo hukuku kurallarına riayetle yapılması gereklidir. Ki, uzamış ceza zamanaşımının kambiyo evrakı yönünden uygulanması mümkün değildir (Bkz: Yargıtay 11. HD.nin 27.09.2004 tarih 14182/8884 sk.). Başka bir deyişle, temel ilişkiye dayalı olmayan işbu davada uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasına olanak yoktur.
Davalı … ile AGT …. vekili süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunmuş olup, bu yöne ilişkin itiraz yerindedir ve davanın zamanaşımı sebebiyle reddi gerekmektedir.
Bu sebeplerle, sebepsiz iktisap hukuki sebebine dayalı işbu davanın zamanaşımına uğradığı değerlendirilmiş, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 28/02/2022

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.