Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/251 E. 2023/707 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/251 Esas – 2023/707
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/251
KARAR NO : 2023/707

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : … –
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 22/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ladik İcra Müdürlüğünün 2021/71 E. Numaralı dosyasındaki takibe konusu senedin dolandırıcılık suçundan tutuklu … tarafından kötü niyetli olarak doldurularak alacaklı olarak görünen …’e verildiğini, 02.02.2021 tarihinde …’ın davacının yanına gelerek ot ve saman almak istediğini, ödemeyi de senede bağlamak istediğini söylemiş, davacının teklifi kabul etmesi üzerine davacıya fatura kesmesi gerektiği, gider göstereceğini söyleyerek boş senetlere imza attırdığını, davacının ilerlemiş yaşı ve yakın zamanda geçirmiş olduğu kaza sebebiyle gözlerinde ciddi bir görme sorunu yaşadığını, bununla birlikte düzenli olarak kullandığı psikolojik ilaçlarında etkisi ile imza attığı belgelerin ne olduğunu anlayamadığını, …’ın senetleri alırken lehtar olarak kendisini göstermediği, kendi ismini hiçbir senede karıştırmadan senetlere lehtar olarak … ve … isimli şahısları yazdığını, ilgili kambiyo senedinin lehtar, ödeme tarihi gibi asli unsurları sonradan doldurulmak suretiyle senette tahrifat yapıldığını, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen aşırı yararlanma ve hile hükümleri gereği senedin iptalinin gerektiğini, davacının senedin imza tarihinden önce geçirmiş olduğu kaza sonucu algılama yeteneğinde ciddi düşüş olduğunu, davacının sol gözünde %32 oranında engel olduğunu, yüz felci %15, işitsel olarak %24 oranında engel durumu olmak üzere %60 oranında engelli olduğunu beyanla haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine karşı zorunlu olarak dava açıldığı için davacı lehine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının davasının hukuki dayanaktan yoksun ve soyun iddialar ihtiva ettiğini, davacı ile davalı aralarında bulunan borç ilişkisi ile ilgili olarak takibin durdurulmasını talep ettiğinden ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, dava konusu kıymetli evrakın tüm zorunlu unsurları taşıdığını, davacının yazı ve rakamların bilirkişiye gönderilmesi talebinin yargılama sürecinin uzatma amacı taşıdığını beyanla davacının davasının ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Ladik İcra Dairesi’nin 2021/71 E. Sayılı dosyası, Ladik Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/284 soruşturma sayılı dosyası, Ladik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/28 E. Sayılı dosyası, Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/100 E. Sayılı dosyası, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulunun 26.12.2022 tarihli raporu, Ondokuz Mayıs Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 01.03.2023 tarihli raporu ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, kambiyo senedinin irade sakatlı sebebi ile geçersiz olduğundan bahisle açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile Ladik İcra Müdürlüğünün 2021/71 Sayılı dosyasına konu senetteki imzanın müvekkilinden aldatma yolu ile alındığını, davalı taraf ile aralarında herhangi bir ilişki bulunmadığını beyanla senet sebebi ile borçlu olmadığının tespiti amacıyla iş bu davayı açtığı, davalının ise davanın reddini istediği anlaşılmaktadır.
Ladik İcra Dairesi’nin 2021/71 E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 06.02.2021 tanzim, 30.03.2021 vade tarihli 48.000 TL bedelli senede dayalı olarak takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 08.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği, ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile 22.02.2022 tarihinde takibin kesinleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; takibe konulan senet incelendiğinde, 06/02/2021 düzenleme tarihli, 48.000 TL bedelli, 30.03.2021 vade tarihli keşidecisi …, lehdarının … olduğu görülmüş senedin zorunlu unsurları taşıdığı ve kambiyo senedi vasfında olduğu anlaşılmıştır.
Ladik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/28 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından davalılar … ve ….’ne karşı 10.04.2021 ödeme tarihli 50.000 TL bedelli senet ile ilgili olarak davalılara borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, yargılama sırasında Adli Tıp 4.İhtisas Kurulundan alınan raporla, hâlihazırda fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekât serbestîsi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı, zekâ geriliği, demans denilen bunama hali veya organik defisiter araz tespit edilmediği, dava dosyasının tetkikinde; işlem tarihinde herhangi bir akli arıza içinde olduğuna delalet edecek tıbbi bir bulguya rastlanmadığı, kişinin işlem tarihinde menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre …’un senet imzalama tarihi olan 02.02.2021 tarihinde ve hâlihazır durumu ile fiili ehliyetine haiz olduğu tespit edilmiş, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan 01.03.2023 tarihli raporda özetle davacı …’un görme engelinin bono üzerinde yazılanları algılayamayacak mahiyette olmadığı kanaatine varılmıştır.
Ladik Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/284 soruşturma numaralı dosyası ile davacının şikayetçi olduğu, yapılan soruşturma sonrasında Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/100 E. Sayılı dosyası ile yargılamaya devam edildiği, mahkemece 08.06.2022 tarihli celsede dinlenen sanık … beyanında, kendisinin 2020 yılının eylül ayında Amasya’da kiralık araç şubesi açtığı, şubenin adının Amasya 25 Rent A Car olduğu, …’ı şahsen tanımadığı, … ve …’u ise hiç tanımadığını, Fevzi’nin araç kiraladığını ve ara ara para gönderdiğini, 2021 yılının ramazan ayında Fevzi’nin kendisine 48.000 TL kadar cari borcu oluştuğunu, bu sebeple Fevzi’nin köydeki evine gittiğini, alacağını istediğinde kendisine alacaklı olduğu bir senedin bulunduğu söyleyip dava konusu senedi verdiğini, senedin daha önceden doldurulmadığını, üzerinde sadece imza olduğunu, Fevzi’nin evinde bir kişi daha olduğunu, o kişinin kendisini senedin borçlusu olan … olarak tanıttığını, şüphelenmediği için kimliğini görmeye gerek duymadığını, bu kişinin sonradan dosya sanıklarından … olduğunu öğrendiğini, bu iki kişinin kendisine senedi doldurarak verdiklerini, senedi Erzurum’a döndükten sonra icraya koyduğunu, çelişki üzerine sorulunca sanık …’ın kendisine borcu kendisinin ödeyeceğini söylediğini, borç ödenmeyince senedi icraya koyduğunu, daha sonradan Fevzi’nin yaptıkları sahtekarlıklardan bahsettiğini, kendisinin parasını ödeyeceğini söylediğini, senedi de …’a vereceğini söylediğini, olayın böyle kapacağını söylediğini, güvendiği için ilk başta olanları bu şekilde anlatmadığını, … isimli kişiyle ticaretinin söz konusu olmadığını beyan etmiştir.
Davacı taraf ileri derecede görme bozukluğu ve yaşlı olduğundan bahisle takibe konu senedin kendisinden hile yolu ile alınmış olduğunu beyan etmiş olup davacının iddiasının dayanağı senedin hükümsüzlüğüne ilişkindir. Borçlunun kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır. Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık, temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda kural olarak davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgililerine karşı öne sürülebilen mutlak defilere dayanmaktadır. Örneğin kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmi ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar, hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/19-659 Esas 2022/82 Karar)
Mahkememizce alınan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan 01.03.2023 tarihli rapor ve Ladik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/28 E. Sayılı dosyasında alınan Atk raporundan davacının görme engelinin bono üzerinde yazılanları algılayamayacak mahiyette olmadığı ve hâlihazırda fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekât serbestîsi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı bulunmadığı tespit edilmiştir.
TBK’nun 74. maddesine göre hukuk hakimi ceza hukukunu sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz, ancak ceza hakiminin tespit ettiği maddi vakıalar hukuk hakimi yönünden de bağlayıcı niteliktedir. Bu sebeple mahkememizce yargılama sırasında Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/100 E. Sayılı dosyası bekletici mesele yapılmıştır.
Kural olarak; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri kanunda öngörülen sınırı geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. (HMK m. 200/1)
Buna göre davacı, hukuki ilişkinin değeri itibarıyla iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı yoksa iddianın ikrar, yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
HMK’nın 187. maddesinde; ispatın konusunun, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalardan oluştuğu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilebileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmadığı hükme bağlanmıştır.
Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir (YHGK 09.11.1955 gün E:4-79 K:78; YHGK 25.06.1975 gün E:4/681 K:879).Ancak davalı taraf Vezirköprü ağır Ceza Mahkemesinin 2022/100 esas sayılı dosyasında bulunan 08.06.2022 tarihli celsedeki beyanında davacı ile aralarında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacıdan alacaklı olmadığını, senedin kendisinin de herhangi bir bilgisi olmadan dava dışı … tarafından aldatma suretiyle alındığını beyan ve ikrar etmiştir.
Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda verilen ikrar mahkememizce de bağlayıcı nitelikte ve kesin delil mahiyetinde olduğundan davacının menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Menfi tespit davalarında, davacı lehine tazminata hükmedilebilmesinin koşulu, davanın kabul ile sonuçlanması ve davalının takibe girişmekte kötü niyetli olduğunun ispatıdır. Her ne kadar mahkememizce kötüniyet tazminatı yönünden ceza mahkemesinin sonucu beklenecek idiyse de davacı vekili son duruşmada alınan beyanında dosyanın mevcut hali ile karara çıkmasını talep etmiş olup mahkememizce ispat yükü kendisine düşen davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak ceza mahkemesi dosyasının beklenmesinden vazgeçilmiştir. Somut olayda, davalının davada haksız olduğu saptanmış ise de kötü niyetle takibe giriştiği ispatlanamamıştır. Bu sebeple, davacının tazminat talebi reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Davacının Ladik İcra Müdürlüğünün 2021/71 Esas sayılı takip dosyası ve takip dosyasına konu 06/02/2021 keşide tarihli, 30/03/2021 vade tarihli, lehtarı …, keşidecisi … olarak görülen 48.000,00 TL bedelli senet sebebi ile davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Davacının tazminat isteminin reddine
2-Alınması gereken 3.278,88 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Mahkememizce suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 119,50 TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
6-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin yüzünde davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023

Katip
¸e-imza

Hakim¸e-imza