Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/25 E. 2023/732 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/25 Esas – 2023/732
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/25
KARAR NO : 2023/732
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 10/07/2023

MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN 2022/630 E. SAYILI DOSYASI
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :

VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/05/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 10/07/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki ve sürücüsü bulunduğu … plakalı araç ile 28.01.2021 tarihinde davalı …’ın sürücüsü olduğu, davalı …’ın maliki ve davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olduğu … plakalı forkliftin çarpması neticesinde aracında hasar meydana geldiği, davacının aracının … Sigorta A.Ş tarafından trafik sigorta poliçesi, … Sigorta A.Ş ne kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, meydana gelen hasarın kasko poliçesince karşılanarak aracın tamir ettirildiğini, davacının aracında meydana gelen değer kaybının tahsili için davalı trafik sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmış ise de değer kaybı olarak 2.548,99 TL ödendiğini, yapılan değer kaybı ödemesinin zararı karşılar nitelikte olmayıp yetersiz olduğunu, değer kaybı zararı miktarının tam ve kesin olarak belirlendiğinde artırılmak üzere HMK 107. Maddesinde düzenlenen belirsiz alacak olarak ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL değer kaybı alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutularak tahsili ile hükmedilecek alacağı araç sürücü ve maliki yönünden kaza tarihinden, sigorta şirketi yönünden ise başvuru tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın pasif husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan reddini, davalının sevk ve idaresindeki aracın iş makinesi olması, uyarıcı levha bulunması ve çalışırken uyarıcı ses ikazı yapması ve çalışma alanı içerisinde bulunması nedeniyle, davacının sevk ve idaresindeki aracı ile kontrolsüzce kaza mahalline gelmesi olayında davacının %100 kusurlu olduğunu, trafik kazası tespit tutanağının bilimsel verilerden uzak kendi kanaatlerini belirtir şekilde tanzim edildiğini, davaya konu aracın değer kaybı ile ilgili davalı sigorta şirketi tarafından doğru olarak hesaplama yapılarak ödeme yapıldığını beyanla davanın husumet, dava şartı yokluğu dahil usul ve esas yönünden reddini, davacının kötü niyetli olduğu anlaşıldığından dava değerinin %20 si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve davalılara verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı aracın kusurunun bulunmadığını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, yetkili mahkemenin davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğunu bu nedenle dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından davalı şirkete başvuru yapılmadığını davanın usulden reddinin gerektiğini, davalı şirkete sigortalı aracın kusuru bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizin birleşen 2022/630 E. sayılı dosyasında davacı … vekili özetle, 28.01.2021 tarihinde dava dışı … davacı … adına kayıtlı araçla seyir halinde iken davalı … idaresinde bulunan … plakalı araca çarpması neticesinde iki araçlı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada …’nın tam ve %100 kusurlu olduğunu, trafik polis memurları tarafından %50’şer kusurlu olarak düzenlenen tutanağın hatalı düzenlendiğini, meydana gelen kaza nedeniyle kusur durumu dikkate alınarak 17.323,23 TL ödenmesi gerekirken davalı sigorta şirketince 775 TL ödendiği, bakiye olarak 16.548,23 TL ödenmesi gerektiği bu nedenle Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/30338 E. Sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını ancak davalılar tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edilerek takibin durduğunu, dava dosyasının mahkememizin 2022/25 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıların haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalılarına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu talep zamanaşımına uğradığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davalı şirketin sigortalı aracın kusuru oranında sorumluluğu bulunduğunu, meydana gelen kazada davalı şirketin teminatı kapsamına aldığı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını bu kapsamda davanın reddine karar verilmesini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz isteminin haksız ve mesnetten yoksun olduğunu, davalı şirketin davaya ihbar edilen olarak kabulüne, davanın usulden reddine, mahkemece usulden ret kararı verilmediği takdirde haksız, mesnetsiz,yasal mevzuata, hukuka ve hukukun genel ilkelerine aykırı açılmış olan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalısı … vekili cevap dilekçesinde özetle, birleştirilen dosya davacısının davasının hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olup reddinin gerektiğini, davalının kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, birleşen dosya davacısının iş makinesinde kazadan dolayı hasar meydana geldiğini iddia ettiğini meydana gelen kazada müvekkiline ait … plakalı araçta hasar meydana gelmiş iken davacıya ait iş makinesinde hasar oluşmadığını, sadece camının kırıldığını, sigorta şirketine başvurarak gerekli hasar ödemesini aldıklarını beyanla birleşen davanın reddine ve davacının kötü niyetli olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Arabuluculuk tutanağı, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, ödeme dekontu, Samsun İcra Dairesinin 2022/30338 sayılı takip dosyası, Adli Tıp Kurumu 07.07.2022 tarihli raporu, Otomotiv Bilirkişi tarafından düzenlenen 29.09.2022 tarihli bilirkişi raporu, 17.10.2022 tarihli bedel artırım dilekçesi, İ.T.Ü öğretim üyelerinden oluşan heyetten alınan 30.11.2022 tarihli bilirkişi raporu, Karayolları Fen Heyetinde görevli bilirkişi heyetinden alınan 24.04.2023 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; asıl dava bakımından değer kaybı talebine, birleşen dava bakımından ise icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından davacı …’nın 28.01.2021 tarihinde davalı … Sigorta Şirketinin trafik sigortacısı olduğu … plakalı iş makinesi ile çarpışması neticesinde … plakalı aracında meydana gelen değer kaybını talep ettiği, birleşen dosya davacısı … ise Samsun İcra Dairesinin 2022/30338 E. sayılı dosyası ile davalılar … ve … Sigorta A.Ş aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların süresi içerisinde yapmış oldukları itirazları üzerine takibin durduğu, davacının itirazın iptali ve takibin devamı için birleşen davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davalılar … Sigorta ve … Sigorta şirketi, süresinde yetki ilk itirazında bulunmuş ise de HMK 16. maddesine göre kazanın meydana geldiği yer ile diğer davalının ikametgahı mahkemesi de yetkili olduğundan yetki ilk itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalılar vekillerince zamanaşımı def’i ileri sürülmüş olup, yapılan incelemede; 2918 s. KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Somut olayda kazanın 28/01/2021 tarihinde gerçekleştiği, davanın 06/01/2022 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, zamanaşımı def’i de yerinde görülmemiştir.
… Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, 55 00180057 plakalı iş makinesinin 26/03/2020-26/03/2021 tarihleri arasında araç başı maddi hasarın 41.000 TL limit ile teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2022/30338 E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının …, borçluların … ve … Sigorta A.Ş olduğu, 16.548,23 TL cari hesap, 5.594,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.143,18 TL talep edildiği, takip dayanağının … adına kayıtlı forklift aracında meydana gelen zararın tazmini istemine dayandığı, ödeme emrinin …’ya 19.04.2022 tarihinde, … Sigorta A.Ş’ye 21.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların yasal süresi içerisinde itirazları üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Kusur oranı yönünden toplanan deliller ve yapılan değerlendirme;
28.01.2021 tarihli kaza tespit tutanağının incelenmesinde, kazanın oluşumunda … plakalı forklift sürücüsü …’ın 2918 sayılı K.T.K’nın 47/1-c (trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymamak) kuralını ihlal ettiği, … plakalı araç sürücüsü …’nın ise aynı kanunun 56/1-c (önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlememek, yakın takip) maddesini ihlal ettiği tespit edilmiştir.
Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 07.07.2022 tarihli raporunda özetle, davalı sürücü … idaresindeki forklift ile seyir halindeyken yaya geçidi için açılmış orta refüj aralığı üzerinden nizamlara aykırı bir şekilde kontrolsüzce dönüş manevrasına geçerek sol gerisinden gelen davacı idaresindeki otomobilin seyir istikametini kapattığı ve ani manevrası ile bu sürücünün tedbir almasını kısıtladığı olayda asli kusurlu olduğu, davacı sürücü … idaresindeki otomobil ile seyri sırasında yaya geçişi için bulunan orta refüj aralığından geçmek üzere, öngörülemez bir şekilde sağdan sola manevra ile dönüşe geçen davalı sürücü idaresindeki araca karşı kısa mesafeden alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı anlaşılmakla gerçekleşen kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı, davalı sürücü …’ın %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nın kusursuz olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce İstanbul Teknik Üniversitesinde görevli bilirkişi heyetinden alınan 26.11.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davalı …, yönetimindeki forklift ile kavşağa geldiğinde “SOLA DÖNÜLMEZ“ ikaz levhasına uyarak dönüş yapmaması gerektiği halde bunu yerine getirmediği gibi yolu kontrol etmesi halinde davacının yönetimindeki aracın gelişini görebileceğinden bunun önünü kapatacak şekilde giriş yapmasının tehlikeli olacağını göz önüne almadığı, Karayolları Trafik Kanununun 47. Maddesini ihlal ettiği, bu ihlalinin aynı kanunun 84. Maddesinde asli kusur kabul edildiğinden bu hareketinin kazanın meydana gelmesinde asli (% 75) oranında etkili olduğu, davacı …’nın yönetimindeki araçla seyredip kavşağa yaklaşırken süratini azaltıp dikkatini artırması halinde sağdan giriş yapan forklifti görebileceğinden zamanında tedbir alması gerektiği halde bunu yerine getirmediği, Karayolları Trafik Kanunun 52/a maddesini ihlal ettiği bu ihlalinin kazanın meydana gelmesinde tali (%25) oranında etkili olduğu kanaatine varıldığını, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinde düzenlenen raporda görüşün açık olduğu bir ortamda kavşağa yaklaşan davacının tedbir almasını değerlendirilmediği, bu şartlar altında kazanın davacının inisiyatifi dışında meydana geldiğinin kabul edilemeyeceği için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından davacının kusursuz görülmesine iştirak edilmediğini, davalı …’ın kural ihlali ve tedbirsizliği kazanın meydana gelmesinde asli (% 75) oranında etkili olduğu, davacı …’nın kural ihlali kazanın meydana gelmesinde tali (% 25) oranında etkili olduğu kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce Karayolları Fen Heyetinde görevli bilirkişi heyetinden alınan 24.04.2023 tarihli raporda özetle, olay mahalli CD görüntülerinden anlaşıldığı üzere; …, yönetimindeki forklift cinsi aracın orta ayırıcı ile bölünmüş Maçka sokağı takiben sol şerit üzerinde seyir halinde iken, olaya mahalli yaya geçidine geldiğinde taşıtların sola dönüşü için kavşak oluşturulmadığı halde yayalar için düzenlenmiş aralıktan sol tarafa dönüş manevrasına geçerek, arkasından gelen … plakalı aracın seyir şeridine engel oluşturarak, olayın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu bulunduğu, sürücü … yönetimindeki otomobil cinsi araç ile Maçka sokakta sol şeridi takiben seyir halinde iken sürücü beklentisi dışında, orta refüj üzerinden aniden sol tarafa dönüşe geçen forklift cinsi araca çarpmamak için önce orta refüje çıktığı, sonradan dönüşe geçen forkliftin sol yan kısmına çarptığı olayda alabileceği bir önlem bulunmadığından kusursuz bulunduğu değerlendirilmiştir. Alınan bu rapor dosya kapsamındaki kaza tespit tutanağı ve raporlar arasındaki çelişkiyi giderdiği, açıklayıcı ve denetime elverişli olup kaza anına ilişkin görüntülerde dikkate alınarak olayın oluşuna uygun olması nedeni ile hükme esas alınmıştır. Sonuç olarak asıl dava davacısı birleşen dava davalısı …’nın kazanın gerçekleşmesine herhangi bir etkisinin olmadığı, kusurunun bulunmadığı karşı araç sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
Asıl dava dosyasında Değer kaybı zararı yönünden yapılan değerlendirmede;
Mahkememizce otomotiv alanında uzman bilirkişiden alınan 29.09.2022 tarihli raporda özetle, kazanın oluş şekli, çarpma noktaları ve hasarlı kısımları değerlendirildiğinde ekspertiz raporunda kalem edilen parçaların dava konusu kazada meydana gelen hasar ile ilgili olduğu, dolayısıyla hasarın kaza ile uyumlu olduğunun değerlendirildiği, ekspertiz raporunda rapor edilen parça, malzeme ve işçiliklerin de piyasada faaliyet gösteren bakım ve onarım servislerinde yapılan araştırmalar sonucunda kaza tarihindeki piyasa fiyatlarını makul düzeyde yansıttığının belirlendiği, dava dosyasında mevcut tramer kaydına göre aracın dava konusu kazadan önce bir adet hasar kaydının bulunduğu, geçmiş hasarın nicelik ve nitelik olarak oldukça düşük olduğundan dolayı aracın değerinde reel piyasa şartlarına göre herhangi bir değer düşümüne sebep olmayacağı, araç üzerinde 27.09.2022 tarihinde fiziki inceleme yapıldığı, dava konusu hasar tutarının KDV dahil 31.215,84 TL, araç değerinin 190.000 TL, yaklaşık %16,5 ine tekabül eden bir oranda olduğu, 20.03.2020 tarihli ve 31074 sayılı Resmi Gazetede Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” adlı tebliğin 6. maddesinde belirtilen yönteme göre değer kaybı 5.415 TL olarak belirlendiği, ilgili tebliğdeki yöntemin yaşı ve kullanılmışlık düzeyi arttıkça piyasa şartlarına uygun değer kaybı hesabı yapmakta yetersiz kaldığının tecrübe edildiği, mevcut piyasada güncel internet ilanları üzerinden yapılan araştırmalara göre dava konusu kazadaki hasarına yakın emsalde hasarı olan aracın güncel piyasa değerinin 325.000-355.000 TL dolaylarında olduğu, pazarlık payı ile emsat alınan benzer hasar geçmişine sahip araçların hasar boyutundaki farklılıklar da değerlendirildiğinde dava konusu hasarının onarımına müteakip güncel piyasa değerinin 350.000 TL olacağı kanaatine varıldığı, buna göre dava konusu hasarı öncesi değeri ile hasarın onarımına müteakip piyasa değeri arasındaki fark 390.000-350.000=40.000 TL’dir ve bu fark olarak değerlendirilen değer kaybının aracın değerine oranının yaklaşık %10,25 olduğu, dolayısıyla bu değer kaybı oranı esas alınarak kaza tarihi itibariyle 190.000 TL piyasa değeri üzerinden yaşayacağı değer kaybının yaklaşık 20.000 TL olacağı, değer kaybına ilişkin davalı sigorta şirketince ödenen 2.548,99 TL mahsuplanarak 17.451 TL olacağı belirlenmiştir.
Davacı vekili 17.10.2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile toplam 17.451,00 araç değer kaybı alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, hükmedilecek alacağa davalı araç sürücüsü ve maliki yönünden kaza tarihinden, sigorta şirketi yönünden ise başvuru tarihine 8 iş g ünü ilavesi ile bulunan 04.06.2021 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklı araç değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda 6098 sayılı TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra 2. el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da, değer kaybının, işaret edilen bu esaslar dahilinde yapılacak inceleme ile belirlenmesi gerektiği yönünde içtihatta bulunulmuştur.
Bu sebeplerle; değer kaybının, objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki farkın, yani 20.000,00 TL’nin, davacının gerçek zararı olduğu, değer kaybı zararına ilişkin olarak davadan önce dava dışı ZMMS sigortacısınca 2.548,99 TL ödeme yapıldığı, kazanın münhasıran 55 0018-0057 plakalı iş makinası sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği, davacının kazanın gerçekleşmesine herhangi bir etkisinin olmadığı nazara alınarak (20.000,00-2.548,99)=17.451,00 TL bakiye değer kaybı zararının olduğu tespit edilmiş ve asıl davanın bedel artırım dilekçesi doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir. ,
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine 24/05/2021 tarihinde başvuru yapıldığına ilişkin evrakların dosya içerisine sunulduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden 8 iş günü sonrasına tekabül eden 07/06/2021 tarihinden itibaren temerrüde düştüğü, diğer davalıların kaza tarihinde temerrüte düştükleri anlaşılmakla bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği değerlendirilmiş, talep gibi yasal faize hükmedilmiştir.
Birleşen dosya yönünden yapılan değerlendirmede; … plakalı forklift sürücüsü …’ın kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğu, asıl dava davacısı birleşen dosya davalısı …’nın kazanın gerçekleşmesine herhangi bir etkisinin olmadığı, kusurunun bulunmadığı değerlendirilmekle süresi içinde takibe yapılan itirazın haklı olduğu değerlendirilmiş ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar dava reddedilmiş ve davalı kötüniyet tazminatı talep etmişse de yapılan değerlendirmede birleşen dava davacısının her ne kadar fazla takip başlatmakta haksız ise de kötüniyetli olmadığı anlaşılmakla davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmış, birleşen davada davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalıların görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin birleşen dosya davacısından yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Asıl davanın kabulü ile;17.451,00 TL’nin davalı … Sigorta Şirketi yönünden 07/06/2021 tarihinden diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 28/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.192,08 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL ve ıslah ile alınan 280,95 TL harcın mahsubu ile bakiye; 830,43 TL harcın asıl dava dosyası davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı ve 280,95 TL ıslah harcının asıl dava dosyası davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak asıl dava dosyası davacısına verilmesine,
4-Asıl dava dosyasında davacı tarafından yapılan 5.425 TL bilirkişi ücreti, 945 TL ATK ücreti ve 335 TL posta ücreti olmak üzere toplam 6.705,00 TL nin asıl dava dosyası davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak asıl dava dosyası davacısına verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulanan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin asıl dava dosyası davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak asıl dava dosya davacısına verilmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL arabulucuk ücretinin asıl dava dosyası davacısından alınarak Hazineye gelir kaydına,
B- Birleşen davanın reddine,
Davalı …’nın tazminat isteminin reddine
Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 282,61 TL’nin mahsubu ile bakiye; 102,71 TL’nin karar kesinleştiğinde birleşen dosya davacısına iadesine,
Birleşen dosya davacısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin birleşen dosya davacısı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dosya davalıları kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulanan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin birleşen dosya davacısından alınarak birleşen dosya davalılarına verilmesine,
Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600,00-TL arabulucuk ücretinin birleşen dava dosyası davacısından alınarak Hazineye gelir kaydına,
Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde birleşen dosya davacısı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, birleşen dosya ve asıl dava dosyası yönünden miktar itibariyle ayrı ayrı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023
Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza