Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/221 E. 2022/356 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/221 Esas – 2022/356
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/221
KARAR NO : 2022/356

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 22/04/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının ön incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacı ile davalı tarafın davalının işletmekte olduğu akaryakıt istasyonunun avlusuna iki adet kamelya yapımı ve bir kısım ahşap işçiliği için sözlü mutabakata vardıklarını, taraflar arasında yapılan mutabakat kapsamında davalı tarafından sunulan eski ahşapların kendi işlenecek kullanılabilir hale getirileceği ve ahşap malzemeden yetmeyenler ile kullanılamayacak olanların ikame edileceği ve iki adet kamelyanın yanı sıra ahşap dış cephe kaplamalar ve saçakların yapımının üstlenileceğini, davalının ise işin tamamlanması için kullanılması gereken sarf malzemesi ile işçilik ücretini piyasa bedelleri üzerinden ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmeye konu işleri tamamlayan davacının davalı tarafa 21/09/2021 tarihli faturayı göndererek alacağını talep ettiğini ancak davalı tarafın itiraz dilekçesi ile fatura muhteviyatını ve fer’ilerini kabul etmediğini beyan ettiği, arabuluculuk sürecinden de olumlu sonuç alınamadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 36.438,00 TL bedelli faturaya konu edilen 35.438,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari işlere yönelik temerrüt faiz oranında işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, davacıya yapılan iş kapsamında eksik ve ayıplı işe rağmen tüm ödemelerin yapıldığını, taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya göre yapılan işin bedelinin 15.000,00 TL olduğu hususunda anlaştıklarını, davacıya yapılan işler için gerekli olan tüm ahşap malzemelerin teslim edildiğini, köşe L çıtaları ya da Fatsa’dan 10*25*7 m keresteler davacı tarafından alınmadığını, bu ödemeleri kendilerinin yaptığını, davacının sadece müvekkili şirket tarafından demonte olarak teslim edilen ahşapları monte ettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.

Toplanan deliller;
Davacının tacir olup olmadığının araştırması için yazılan Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Terme Vergi Dairesi yazı cevapları.
Dava, eser sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkindir.
6102 s. Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesine göre, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar (ERİŞ Gönen, Gerekçeli- Açıklamalı İçtihatlı 6335 sayılı Kanunla güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, Mart 2013, 1. Cilt, Sh, 323).
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Somut olayda; uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların “mutlak ticari dava” olarak nitelendirilemeyeceği açıktır.O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü, uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olmasına ve her iki tarafın tacir olmasına bağlıdır.
Davalı tacir olup davacının tacir olmadığı sabittir. Zira, davalının ticaret sicil kaydının bulunmadığı işletme hesabına göre defter tuttuğu, gelir ve giderinin VUK 177. Maddesinde belirtilen sınırı aşmadığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup sadece davalının tacir olması işi ticari dava haline getirmeyecektir.
Buna göre, davacı her hâlde tacir değildir ve taraflar arasında bir tüketici işlemi de bulunmadığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerince çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin eldeki davaya bakmakta görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114(1)-c), 115/(2), 138(1) maddeleri gereğince davacının dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakta görevli mahkemenin Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
5-Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş olduğundan 6100 sayılı yasanın 331/2 hükmü gereğince davaya başka bir mahkeme tarafından bakılması halinde yargılama harç ve giderlerinin söz konusu mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, mahkememiz kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama harç ve giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/03/2022

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza