Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/21 E. 2023/126 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/21 Esas – 2023/126
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 28/02/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmanın özeti;
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle, 21.08.2021 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plaka nolu aracın …’ın sevk ve idaresindeki … plaka nolu davacıya ait araca çarpması şeklinde meydana geldiğini, sigorta şirketlerinin mutabakatı sonucunda %100 kusurlu olduğu kabul edilmiş, davacının aracında meydana gelen zararın davacının kasko şirketi tarafından karşılandığını, karşı tarafın aracındaki hasarın ise davacının zorunlu trafik sigortası şirketi tarafından karşılandığını, davacının … plakalı aracın kaza tarihine kadar tüm bakımlarının zamanında ve yetkili serviste yapıldığını, kaza gerçekleşene kadar geçen süre içerisinde araca ait çok düşük bir kaza kaydının mevcut olduğunu, onun haricinde değişen ve boyanan herhangi bir parçasının bulunmadığını, kaza tarihinde aracın yaklaşık 79.000 km olduğunu, kaza neticesinde davacının aracında 22.256,82 TL tutarında maddi hasar meydana geldiğini, gerçeğe aykırı ve sigorta şirketlerinin beyanları ile kusurun tamamının davacıya atfedildiği kusur oranını kabul etmediklerini, trafik kazası neticesinde davacının aracında önemli derecede hasar meydana geldiğini, davalı tarafın haksız fiilinden oluşan zararlardan dolayı davacının aracının piyasa değerinin altına düştüğünü beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL değer kaybı zararının kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle, sigorta şirketinin zarara uğrayan üçüncü kişi yararına sözleşme ile sınırları çizilen hesaplama yöntemleri ve limitlerle sorumlu olduğunu, Borçlar Kanunu kapsamında arta kalan sorumluluk işleten veya haksız fiil faili sürücüye ait olduğunu, trafik sigorta sözleşmesi kapsamında sorumluluğun belirlenmesi gerektiğini, davalı şirketin ekspertiz incelemesi yapması ve gerçek zararın tespit etmesinin engellendiğini, davacı tarafın zararı bilebilecek durumda olduğunu, dolayısıyla belirsiz alacak ve kısmi dava yoluyla talepte bulunamayacağını, sigorta şirketine başvuru zorunluluğunun tam olarak yerine getirilmediğini, yasal faiz işletilmesini gerektiğini beyanla başvurunun öncelikle dava şartı eksikliğinden reddine, esasa girilmesi halinde dosyanın esastan reddine, aksi yönde kanaat halinde kusur ve müterafik kusur indirimleri uygulanarak karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. yetkilisi ve davalı … cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, bu yönden davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafça talep edilen tazminatın muhatabının mevzuat gereği davalı sigorta şirketi olduğunu, meydana gelen trafik kazasına kuralları ihlal ederek kazanın oluşmasına davacı tarafın sebebiyet verdiğini, kaza tespit tutanağına ekli trafik kazası fotoğraflarından da anlaşılacağı üzere davacının aracında hiçbir değer kaybının oluşmadığını beyanla zamanaşımı definin kabulüne, aktif husumet itirazlarının kabulüne, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller;
Arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, … tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi, hasar dosyası, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden temin edilen tramer kaydı, Türkiye Noterler Birliğinden temin edilen dava konusu araca ait tescil belgesi, Adli Tıp Kurumu 07.07.2022 tarihli kusur raporu, Otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 27.10.2022 tarihli bilirkişi raporu, bedel artırım dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan değer kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 21.08.2021 tarihinde davacıya ait … plakalı araç ile davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacıya ait araçta oluşan bakiye değer kaybı zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını ıslah dilekçesi ile artırmıştır.
2918 s. KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacıya ait araç ile davalı …’un sürücüsü olduğu, Caner Döküm San.Tic. Ltd.Şti. adına kayıtlı … plakalı aracın çarpışması şeklinde gerçekleştiği ve davalı sigorta şirketine … plakalı aracın sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Davalı sigorta şirketi davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını belirtmişse de zarar, ancak tahkikat sürecinde alınacak bilirkişi raporları ile belirli hale geleceğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında bir isabetsizlik yoktur. Yine, dava, sadece sigorta şirketi bakımından ticari dava olduğundan davalı işleten ve sürücünün zorunlu arabuluculuk sürecine dahil edilmemesi usuli eksiklik değildir. Bu halde, davalı işleten ve sürücü vekilinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür. 2918 s. KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Somut olayda kazanın 21.08.2021 tarihinde gerçekleştiği, davanın 06/01/2022 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, zamanaşımı def’i de yerinde görülmemiştir.
Davaya konu aracın tramer kaydı ve hasar kaydı dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigortası Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 03.10.2020-03.10.2021 tarihleri arasında maddi araç başına 41.000 TL teminat bedeli ile sigortalandığı tespit edilmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumunun 07.07.2021 tarihli raporunda özetle, sürücü … sevk ve idaresindeki otomobilin seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, hızını azaltması, kavşağı kontrol etmesi ve sağından gelen sürücü … idaresindeki kamyonete kavşakta ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeden, aksine kontrolsüzce sağından gelen sürücüye ilk geçiş hakkını bırakmadan kavşağa girmesi sonucu kamyonet ile kavşak içinde çarptığı olayda asli kusurlu olduğu, sürücü …’un sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyri sırasında olay yeri kontrolsüz dört yönlü kavşağa geldiğinde, kavşakta diğer sürücü idaresindeki araca göre seyrettiği yolun konumu itibariyle ilk geçiş hakkı her ne kadar kendisine ait olsa da, hızını azaltması, kavşağı kontrol etmesi ve geçiş için güvenli bir ortam oluştuğunda geçişini yapması gerekirken, yeterince müteyakkız davranmayıp, kavşağa girmesi sonucu solundan gelen sürücü … idaresindeki sağ yan ön kısımları ile kavşak içinde önlemsizce çarpışması neticesi meydana gelen olayda tali kusurlu olduğu sonuç olarak sürücü …’ın %75 oranında, sürücü …’un %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 27.10.2022 tarihli raporda özetle, bir aracın hasarının onarımına müteakip yaşayacağı değer kaybını genel olarak marka, model, yaşı, km’si, hasarın niceliği ve niteliği ve hasar geçmişinin belirleyeceğini, … plakalı aracın … model … dizel yakıtlı otomatik vites bir araba olduğu, kaza tarihinde yaklaşık 5 yıllık bir araç olup, kullanılmışlık düzeyinin yıllık ortalama olarak normal ve yaşı itibariyle düşük olduğu, Türkiye Sigorta Birliğince ilan edilen kasko değerinin güncel olarak 491.796 TL, kaza tarihi itibariyle 251.426 TL olduğu, kasko değer listeleri normal kullanılmışlık düzeyinde ve hasar geçmişsiz araçların piyasa değerini pandemi süreci haricinde makul düzeyde doğru yansıttığı, kaza tarihi pandemi sürecine bağlı piyasalarda yaşanan belirsizliklerin etkili olduğu süreç dahilinde olduğu için kasko değerinin piyasa rayicini yeterince doğru yansıtmayacağı değerlendirilerek, mevcut piyasa güncel internet ilanları üzerinden yapılan araştırmalara göre aracın kaza tarihi itibariyle piyasa değerinin yaklaşık 295.000 TL olduğunun tespit edildiği, tramer kaydına göre dava konusu aracın kazadan önceki hasar kaydının incelenmesinde aracın değerinde herhangi bir düşüme sebep olacak nitelik ve nicelikte olmadığı, ekspertiz raporuna göre toplam hasar tutarının KDV hariç 20.030 TL olduğu, (17.870 TL parça+2.160 TL işçilik) , KDV dahil ise 23.635 TL olduğu, hasarın onarımına ilişkin 11.09.2021 tarihli faturaya göre KDV dahil 22.256,82 TL olduğu, ekspertiz raporu ile faturada kalem edilen parça, malzeme ve işçiliğin tutarlı olduğu görülerek hasar toplam tutarının fatura edilen tutar olduğu kanaatine varıldığı, hasarın nitelik olarak düşük olduğu ancak onarımın orjinal parçalar kullanılarak yapıldığı için hasar niceliği, niteliğine kıyasla yüksek olduğu, yaklaşık olarak belirlenen %5 değer kaybı oranı esas alınarak davacının … plakalı araçta meydana gelen hasarın onarımına müteakip yaşayacağı değer kaybının piyasa şartlarına, yani objektif (reel) esasa göre 15.000 TL olacağı, Adli Tıp Kurumunun 07.07.2022 tarihli raporuna göre davacı taraf sürücüsünün kazada %75 oranında kusurlu olduğu tespiti esas alındığında davacının talep edebileceği değer kaybı zararının 3.750 TL olacağı kanaatine varılmıştır.Alınan bu rapor olayın oluşuna uygun olmakla hükme esas alınmıştır.
6102 sayılı TTK’nın tazminat ilkesi başlıklı 1459. maddesinde belirtiliği gibi zarar sigortalarında asıl amaç sigorta ettirenin uğradığı gerçek zararın karşılanmasıdır. Sigorta poliçesinde gösterilen limit ise, sigortacının rizikonun gerçekleşmesi halinde sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmesi amacıyla konulur. Yoksa rizikonun gerçekleşmesiyle birlikte sigorta poliçesinde belirlenmiş olan azami miktarının tamamın ödenmesi diye bir şey söz konusu olmadığıdır.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde olup, maddede italik olarak yazılı kısımların, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı ile Anayasaya aykırı olduklarına karar verilmiştir. Buna göre ve kararın gerekçesinde belirtildiği üzere, tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı Kararı ile, 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, bu nedenle öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir. Mahkememizce bu yönteme uygun olarak alınan 27/10/2022 tarihli rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülmekle hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 14/12/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 3.750,00 TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Toplanan delillere ve mahkememizce oluşan kanaate göre; kazanın gerçekleşmesinde davacının %75, davalının %25 kusuru ile meydana geldiğinin değerlendirildiği, araçta kaza sebebiyle oluşan değer kaybının 15.000 TL olduğu, davacının kendi kusuruna karşılık gelen miktarı davalılardan isteyemeyeceği, bu sebeple davacının talep edebilceği miktarın (15.000,00 *75/100) 3.750,00 TL olduğu, tespit edilen zarardan davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren aracın trafik sigortacısı olması sebebiyle TTK hükümleri doğrultusunda sorumluluğunun olduğu ve zararın teminat kapsamında bulunduğu, davalı ….’nin işleten olması sebebi ile KTK 85. Maddesi kapsamında, davalı …’un sürücü olması ve TBK’nun haksız fiil hükümleri ve KTK kapsamında zarardan sorumlu oldukları değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılmışsa da verilen kesin süre içinde başvuru tarihini gösterir belge ibraz edilmediğinden sunulan belgelerden dosya kapsamından da başvuru tarihi anlaşılmadığından davalı sigorta şirketinin dava tarihinde diğer davalıların kaza tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği değerlendirilmiş, talep gibi yasal faize hükmedilmiştir.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalılardan … nin arabuluculuk görüşmelerine katıldığı, diğer davalıların görüşmelere katılmadığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin davanın sadece davalı sigorta şirketi yönünden ticari dava olduğu gözetilip sigorta şirketinden tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Kabulü ile; 3.750,00 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 21/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 256,16 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL peşin harç ve 55,50 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye; 119,96 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 55,50 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 216,90 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 950 TL bilirkişi ücreti, 945 TL ATK rapor ücreti ve 463,45 TL posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam; 2.358,45 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 3.750,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL arabulucuk ücretinin davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
9-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekili ve davalı vekili ile davalı …’un yüzüne karşı,kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza