Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/146 E. 2023/908 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/146 Esas – 2023/908
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/146 Esas
KARAR NO : 2023/908

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av
DAVALI : 1- .
VEKİLİ : Av. D
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
Av.
DAVALI : 3- …
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/02/2022
KARAR TARİHİ : 07/09/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 14/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; Davalı …’a ait davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca arkadan çarptığını ve araçta hasar meydana geldiğini, aracın değer kaybettiğini, kazada müvekkile ait araçta herhangi bir kusurunun bulunmadığını, arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığını beyanla, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, 1.000,00 TL araç değer kaybının tüm davalılardan müteselsilen, 100,00 TL aracın kullanılamamasından kaynaklı zararın sigorta şirketi hariç tutulmak kaydı ile diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının mahrum kalınan karın kendilerine ödenmesine talebine itiraz ettiklerini, aracın onarımına ilişkin ekspertiz raporunun diğer davalı sigorta şirketinden temin edilmesi gerektiğini, davacının aracını kullanamadığını iddia ettiği süre içerisinde sigorta ya da kasko şirketinden ikame araç temin edip etmediğinin araştırılması gerektiğini beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, aracın kazadan öncede hasarlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, vekaletname ibraz edilmiştir.
Davalı … vekili 24/02/2022 tarihli, Davalı … şirketi vekili 02/03/2022 tarihli cevap dilekçelerini sunmuşlardır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine, Samsun İl Emniyet Müdürlüğüne, … şirketine, Samsun Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına, Türkiye Noterler Birliğine yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
Kusur ve otomotiv bilirkişisinden 17/11/2022 havale tarihli kök rapor, 02/02/2023 havale tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili 25/05/2023 tarihli ıslah dilekçesini sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan değer kaybı ve ikame araç bedeli zararının tazmini istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; 13/12/2021 tarihinde davacının maliki olduğu … plakalı araca davalı … yönetimindeki sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği, davacının aracında oluşan hasar sebebi ile uğranılan değer kaybı ve ikame araç bedeli zararının tazmininin talep edildiği görülmüştür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacıya ait araç ile sigortalı … plakalı aracın çarpışması şeklinde gerçekleştiği ve kazanın münhasıran sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği, davalı …’a araç işleteni olması, davalı sigorta şirketine ise bu aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40E. 2020/40K. sayılı kararı ile 29.12.2022 tarih ve 2021/82E. 2022/167K. sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Dosya arasına kazandırılan tescil kaydında her ne kadar davaya konu sigortalı aracın dava dışı … Dağ. A.Ş.’ne ait olduğu görülmüş ise de, tescil kaydında aracın muayene sırasında … reklam logolu olduğu belirtilmiştir. KTK’nun 85. maddesinin “motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” düzenlemesi gereği davalı …’ın işleten olarak araç maliki birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan poliçenin incelenmesinde; … plakalı aracın 10/12/2021-2022 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında olduğu ve kazanın poliçe teminat tarihleri arasında meydana geldiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın tazminat ilkesi başlıklı 1459. maddesinde belirtiliği gibi zarar sigortalarında asıl amaç sigorta ettirenin uğradığı gerçek zararın karşılanmasıdır. Sigorta poliçesinde gösterilen limit ise, sigortacının rizikonun gerçekleşmesi halinde sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmesi amacıyla konulur. Yoksa rizikonun gerçekleşmesiyle birlikte sigorta poliçesinde belirlenmiş olan azami miktarının tamamın ödenmesi diye bir şey söz konusu değildir.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda (…)(2) öngörülen usul ve esaslara tabidir. (Ek cümle:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda (…)(2) düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.(Ek fıkra:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.)” şeklindedir. Buna göre tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları çerçevesinde mümkün değildir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı Kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve 2021/82 E., 2022/167 K. sayılı Kararı ile 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresi ile 09/06/2021 tarihinde getirilen düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti, değer kaybı ve ikame araç bedelinin belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu aldırılmış olup, alınan 16/11/2022 tarihli raporda özetle; … plakalı aracın sürücüsü davalı …’in önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlememek (yakın takip) kuralını ihlal ederek kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığı, … plakalı araçta oluşan hasarın kaza ile uyumlu olduğu, hasar tutarının toplam KDV dahil 12.304,38 TL olduğu, araç değer kaybının 24.522 TL olduğu tespit ve değerlendirmesinde bulunulmuştur.
Alınan raporun ikame araç bedeli talebi yönünden eksik olduğu anlaşılmakla, dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan 02/02/2023 tarihli raporda; aracın makul onarım süresinin 7 gün olduğu, emsal araç kiralama bedelinin 1.000,00 TL olacağı, bunun kaza tarihine oranlanmasında kiralama bedelinin günlük 300,00 TL olacağı, buna göre araç mahrumiyet zararının 2.478,00 TL olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, bilirkişi raporunun incelenmesinde hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin itirazlarına itibar edilememiştir.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, araç mahrumiyetinden kaynaklı zararlar, dolaylı/yansıma zarar olarak nitelendirilmekte olup, ZMMS Genel Şartları ile poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamı dışındadır. Davalı sigorta şirketi, teminat dışında olduğu kabul edilen bu yöne ilişkin zararlardan sorumlu değildir (Bkz: İzmir BAM 11. HD.nin 23.01.2020 tarih ve 2045/95 sayılı ilamı, Yargıtay 17.HD.nin 19/04/2018 tarih ve 5631/4390 sayılı kararı). Nitekim dava dilekçesinde aracın kullanılamamasından kaynaklı zararın sigorta şirketinden talep edilmediği görülmüş, bu doğrultuda hüküm kurulmuştur.
Davacı vekilince 25/05/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile talepleri artırılmış, gerekli harcın yatırıldığı anlaşılmış, ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir. Islaha karşı davalı vekillerince itiraz edilmiş ise de ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı, ıslahın usulüne uygun yapıldığı anlaşılmakla itirazlara itibar edilmemiştir.
Davacı tarafça dava öncesinde davalı sigorta şirketine 06/10/2022 tarihinde başvuru yapıldığı, davalı sigorta şirketinin 8 iş günü sonrasına tekabül eden 19/10/2022 tarihinde temerrüde düştüğü, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren temerrüt oluştuğu kabulü ile bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesi çerçevesinde 24.522 TL değer kaybı ve 2.378 TL araç yoksunluk bedeli (davalı sigorta şirketi hariç) üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, kazaya karışan sigortalı aracın ticari kullanımda olduğu anlaşılmakla avans faizine hükmedilmiştir.
İşbu davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE; 24.522 TL değer kaybı ve 2.378 TL araç yoksunluk bedeli olmak üzere toplam 26.900-TL’nin (davalı … A.Ş.nin 24.522-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 13/12/2021 tarihinden, davalı … A.Ş. yönünden ise 19/10/2022 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.837,54 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 523,01 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 1.314,53 TL’nin davalılardan (davalı sigorta şirketi yönünden 1.152,09 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı ve ıslah harcı olarak yatırılan 523,01 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 538,50 TL tebligat ve posta gideri, 1.600,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.138,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.07/09/2023

Katip
¸

Hakim
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.