Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1424 E. 2023/928 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1424 Esas – 2023/928
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1424 Esas
KARAR NO : 2023/928

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 21/09/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; 14/07/2022 tarihinde müvekkili …’nun olduğu … plakalı araç ile davalı şirket tarafından sigortalanan işleteni dava dışı … olan … plakalı aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, meydana gelen kazada davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracının zarar görerek maddi hasar ve değer kaybına uğradığını belirterek, munzam zarar dahil fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla yargılama sırasında kusuru ortaya çıkabilecek kişi, kurum veya kuruluşlara karşı dava açma hakkı saklı tutarak ve teselsül hükümlerine dayanarak müvekkilinin aracında meydana gelen zararın davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı olarak belirlenen 15 günlük sürenin henüz dolmadan huzurdaki davanın açıldığını, davacının aracındaki onarımın kasko sigortacısı tarafından yapıldığını, davacı tarafın aracını yaptırdığını ve iş bu davadan önce kendi kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketine başvuruda bulunmuş olup kendi kasko şirketleri tarafından zararın karşılandığını, halefiyet ilkesi gereği başvuran tarafın dava açma hakkı bulunmadığını, başvuranın zararı karşılanmış olduğundan ve bu tür sigortalardaki asıl amacın gerçek zararı karşılamak olduğundan başvuranın müvekkili şirketten tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, değer kaybı yönünden de mahkemece gerekli incelemeler yapılarak tespit edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, ekspertiz raporu, arabuluculuk tutanağı, sigortaya başvuru evrakı, ruhsat fotokopisi ve vekaletname sunulmuştur.
Davalı vekili 23/01/2023 tarihli cevap dilekçesini sunmuştur.
… Sigorta şirketine, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine, Türkiye Noterler Birliğine yazılan yazılara cevap verilmiştir.
Adli trafik uzmanı ve otomotiv konusunda uzman bilirkişi heyetinden 02/07/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili 17/08/2023 tarihli bedel artırım dilekçesini sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan hasar bedeli ile değer kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; davacının maliki olduğu … plakalı araçta 14/07/2022 tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan hasar bedelinin sigorta şirketi tarafından karşılanmayan kısmı ile değer kaybı zararının tazminini talep ettiği görülmüştür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacıya ait araç ile sigortalı … plakalı aracın çarpışması şeklinde gerçekleştiği ve kazanın münhasıran sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği, davalı sigorta şirketine bu aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40E. 2020/40K. sayılı kararı ile 29.12.2022 tarih ve 2021/82E. 2022/167K. sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
i-Hasar bedeline ilişkin zarar yönünden:
Davalı sigorta şirketi, 6102 sayılı TTK’nın 1459. maddesi uyarınca, davacıya ait araçta oluşan gerçek zararı tazminle yükümlüdür. Yani, davacı, zarar gören konumunda olup, aracında oluşan gerçek zararın tazmini gereklidir. Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 05.03.2015 tarih ve 24664/3863 sayılı kararında da belirtildiği üzere, aracının eşdeğer parçalarla onarımını kabul etmesi kendisinden beklenemez ve aracının orijinal parça kullanılarak tamiri gerekir. Yine, Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 08.10.2012 tarih ve 6514/10716 sayılı kararı ile 04.04.2016 tarih ve 14700/4229 sayılı kararında ifade edildiği üzere, davacıya ödenecek tazminat belirlenirken, yedek parça tedarikçisi ile sigortacı arasında yapılan anlaşmalar gereği uygulanan iskonto oranı esas alınarak yedek parçaların rayiç değerinde indirim yapılmasına olanak yoktur. Ayrıca, davacının aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 08.10.2012 tarih ve 6514/10716 sayılı kararı ile 04.04.2016 tarih ve 14700/4229 sayılı kararında da belirtildiği üzere 3065 sayılı KDV Kanunu kapsamında olup, KDV’ye tabidir. Ezcümle, davacıya ait aracın onarımı için gerekli masrafın, orijinal parça bedelleri esas alınarak ve iskonto uygulanmadan, KDV dahil belirlenmesi gerekir.
Mahkememizce alınan 02/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait … plakalı aracın davaya konu kazadan evvel aynı bölgeden birden fazla kazasının daha bulunduğu, orijinal parça, iskontolu, KDV dahil onarım bedelinin 39.690,27 TL olduğu, aracın kaza tarihi öncesi piyasa değerinin 203.000,00 TL olacağı, her ne kadar araç benzer bölgelerden daha evvel hasara uğramış ise de davaya konu kazada şasesinin de zarara uğradığı, bu nedenle bir miktar değer kaybı yaşayacağının kabul edildiği, buna göre değer kaybının 15.000,00 TL olacağı kanaati bildirilmiştir.
Somut olayda; davacıya ait aracın tamirinin orijinal parçalar ile dava dışı kasko sigortacısı tarafından tedarik edildiği, onarımın gerçekleştirildiği, onarım faturalarının dava dışı kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ne kesildiği ve KDV yükümlülüğünün kasko sigortacısında olduğu, kasko tarafından yapılan ödemenin davalı trafik sigortacısına rücu edildiği, davalı şirketin kasko sigortacısına 39.690,27 TL ödeme gerçekleştirdiği, davacının aracının bu şekilde onarımının sağlandığı anlaşılmaktadır. Nitekim tramer kayıtlarından davacının benzer nitelikteki önceki zararında da bir kısım parçalarının onarım yolu ile hasarın giderildiği anlaşılmaktadır. Bu halde kasko sigortacısı tarafından aracının onarımı gerçekleştirilen davacının, sigorta şirketinin tedarik şirketleri ile arasındaki ilişkileri ve bu cümleden olmak üzere iskonto olanaklarını kullanarak aracı daha az maliyetle onarmış olmasına, aracı tamir edilen sigortalının iskontosuz rakam üzerinden tazminat talep edebileceği şeklinde bir hukuki sonuç bağlamak mümkün değildir. Davacının hasar bedeli talebinin reddi gerekmektedir.
ii-Değer kaybı zararı yönünden:
Trafik kazalarından kaynaklı araç değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmakta ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra 2. el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da, değer kaybının, işaret edilen bu esaslar dahilinde yapılacak inceleme ile belirlenmesi gerektiği yönünde içtihatta bulunulmuştur.
Buradan hareketle; değer kaybının, objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, hükme esas alınabilir nitelikteki bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacıya ait aracın kaza sebebi ile şasesinin zarar gördüğü nazara alınarak 15.000,00 TL değer kaybına uğradığı kabul edilmiş, davacının bu yöndeki talebinin kabulü gerekmiştir.
Davacı tarafça dava öncesinde davalı sigorta şirketine 01/12/2022 tarihinde başvuru yapıldığı, davalı sigorta şirketinin 14/12/2022 tarihinde temerrüde düştüğü kabulü ile bilirkişi raporu ve bedel artırım dilekçesi çerçevesinde 15.000,00 TL değer kaybı zararı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, zarar gören aracın ticari kullanımda olduğu anlaşılmakla avans faizine hükmedilmiştir.
İşbu davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 15.000 TL değer kaybı bedelinin 14/12/2022 temerrüt tarihinden itibarin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 350,55 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 674,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile karar ilam harcı olarak peşin ve ıslahla yatırılan 350,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ödenen 81,25 TL tebligat ve posta gideri, 3.000 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.081,25 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 3.060,84 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda HMK 341/2 maddesi gereği KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.14/09/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.