Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1421 E. 2023/584 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLET ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP …

DAVACILAR : …

VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : …
DAVA TARİHİ : 26/12/2022
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
KARAR YAZIM T. : 15/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 26/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle;müvekkili … ile davalı arasında 24/12/2004 yılında … ve Ticaret Limited Şirketi adıyla eşit hisselerle ortak bir şirket kurulduğunu, bu ortaklıkta şirket müdürü ve münferiden şirketi temsile yetkili olarak …’ın seçildiğini, 05/12/2012 yılında şirket adı değiştirilerek … Araçlar Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi haline dönüştüğünü, 08/04/2021 tarihinde davalının hissesini davacının oğlu … Sanayia devrettiğini, davalının ortaklığın bitme aşamasına geldiği dönemlerde bankadan şirket adına nakit olarak para çektiğini, aynı dönemlerde 40 adet taşınmaz satın aldığı bilgisine ulaştıklarını davalının şirket aleyhine yaptığı işlemler nedeniyle müvekkilinin ve şirketin ticari ve finansal kaybının tespit edilerek bu zararın şirkete iade edilmesi talebiyle ve kanunda yer alan dayanaklarla iş bu davayı açtıklarını beyanla TTK 553 ve TTK 555 maddeleri gereği davalının şirkete bağlılık yükümlülüğüne aykırı davranması ve kusurlu işlemleri nedeniyle şirketin uğradığı zararın tespiti ile zarar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şimdilik 1.000,00 TL bedelin davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 03/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle;TTK 560 maddesinde belirtilen zarar ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 2 yılık ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süreleri söz konusu olacağını, dava konusu olayda bahsi geçen 2 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin söz konusu olacağını, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğu halde davacı tarafından arabuluculuğa başvurulmadan iş bu davanın açıldığını, öncelikle iş bu davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesini, davacı şirketin iş bu davayı açabilmesi için bir genel kurul kararına gerek olduğunu, dava dilekçesinde bu yönde bir karar alındığına dair herhangi bir açıklama olmadığı gibi dosyaya sunulan herhangi bir delil ve belge bulunmadığını beyanla cevap dilekçesinin kabulüyle beyan ve itirazları doğrultusunda sair yönleriyle usul ve yasaya aykırı, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle arabuluculuk yoluna gidilmeden dava açıldığında dava şartı yokluğundan usulden reddini, dosyanın esasına geçilmesi durumunda esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 03/03/2023 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;TTK 560 maddesine göre sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar hükmüne göre resmi ayrılığın 2021 yılında gerçekleştiğini, 2021 yılına kadar şirket hesaplarının kontrolünde olan birine karşı hak düşürücü sürenin varlığını iddia etmenin doğru olmadığını, davanın konusunun her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmamasından dolayı arabulucuğun gerekmediğini, müvekkili davacı şirketin sorumluluk davası açılması yönünde genel kurul kararının 12/01/2023 tarihli dilekçesi ile verilen süre gereği dosyaya ibraz edildiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili 27/03/2023 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle;davacılar tarafından açılan davanın, şirket müdürünün şirkete ve pay sahiplerine karşı sorumluluğunu düzenleyen TTK md. 553/1’inci maddesine göre açıldığından dolayı mutlak ticari dava olması nedeniyle zorunlu dava şartı arabuluculuk sürecine tabi olduğunu, davacılar vekilinin cevap dilekçesinde müvekkilinin 2021 yılına kadar davacı şirketin sorumlu müdürü olarak devam ettiği dönemde şirketin para çekmeye yetkili tek kişi olduğunu fırsat bilerek ve ödemeleri geciktirerek şirketi zor duruma düşürmeye çalıştığı iddialarının asılsız olduğunu, bu hususa dava dilekçesinde değinilmediğini iddianın genişletilmesine muvafakatleri olmadığını, zamanaşımı itirazlarını yinelediklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller:
Davacı şirkete ait defter kayıtları karşılaştırma tablosu ve ticaret sicil gazetesi çıktıları, gerçek kişi tarafların nüfus kayıtları, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, davacı vekili 12/01/2023 tarihli dilekçesi ile davalı hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurul kararını ibraz etmiş, TTK, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulculuk Kanunu, Yargıtay kararları ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve GEREKÇE:

Dava, TTK 553 vd maddelerine dayanan şirket müdürünün sorumluluğuna dayanan tazminat davasıdır.
1-Tüm dosya kapsamından;davacı ile davalı arasında 2004 yılında … Otomotiv San. Tic. ve Ltd. adında eşit hisselerle kurulan şirketin daha sonra ad değiştirerek … Araçlar Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. haline dönüştüğü, 2015 yılında yaşanan anlaşmazlıklar neticesinde davalının hisselerini davacının oğluna devrederek ortaklıktan ayrıldığı, davalının şirketi münferiden temsile yetkili olduğu dönemde yaptığı işlemlerle şirketi zarara uğrattığından bahisle TTK 553 ve 555 maddeleri gereği davalının kusurlu işlemleri neticesi şirketin uğradığı zararın tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesi talep ve dava edilmiştir.
2-Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarından dava edilen dönemde davalı … davacı şirketin temsile yetkili yöneticisi olduğu görülmektedir. Bu halde iş bu davalı yönünden davanın dayanağının TTK 553. maddesi olması gerekmektedir. Zira anılan maddeye göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
3-01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesi eklenmiş olup konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerini içerir ticari davalar hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulculuk Kanununun “dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A (Ek 06/12/2018-7155/23.md) maddesinde “arabuluculuğa başvurmanın dava şartı olarak kabul edilmesi halinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya 1 haftalık kesin süre içinde eksikliğin tamamlattırılması için süre verileceği, verilen sürede eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın usulden reddedileceğine” arabuluculuğa başvurulmadan davanın açıldığının anlaşılmasının halinde ise herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmesi yapılmıştır.
5-Açıklanan yasal düzenleme karşısında iş bu davanın arabuluculuğa tabi olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Dava, TTK 553 vd maddelerine dayanan ticari nitelikte tazminat davası olup, mahkememiz görevlidir. Davacı taraf davalı eski yöneticinin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusuruyla ihlal ettiği iddiasıyla tazminat talebinde bulunmuştur. Buna göre davanın konusu TTK 5/A maddesi kapsamında bir miktar paranın ödenmesine ilişkindir. Dolayısıyla 6325 sayılı yasa kapsamında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesi zorunlu olup, dava şartıdır.
6-İş bu dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğu HMK 114/2 maddesi gereği özel dava şartı niteliğindedir. HMK 138 maddesi gereği mahkememizce öncelikle dava şartlarının incelenmesi gerekmektedir. Dosya kapsamından ve davacı vekilinin beyanlarından dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunun yapılmadığı, dolayısıyla özel dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın özel dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 114/2, 115/2 gereği USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına.
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye…
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!