Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1411 E. 2023/920 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1411 Esas – 2023/920
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1411
KARAR NO : 2023/920

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …

VEKİLİ : Av.
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 04/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirket ile aralarında akdedilen anlaşmaya nazaran davalı şirketin çeşitli tarihlerde meyve ve sebze taleplerinde bulunduğunu, ancak söz konusu sebze ve meyveler davalı tarafa teslim edilmiş olmasına rağmen bakiye borcu olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalı hakkında Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/85731 sayılı dosyasıyla taraflar arasındaki anlaşmaya binaen faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının borca itiraz ederek takibi durduğunu, icra dosyası kapsamında tüm ferileriyle birlikte 23.295,05 TL borcu kaldığını ve bu yönden takibin devamına karar verilmesini, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen ticari temerrüt faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Toplanan Deliller;
Arabuluculuk tutanağı, Samsun İcra Dairesinin 2022/85731 sayılı dosyası, fatura suretleri, ticaret sicil gazetesi örnekleri, Vergi Dairesi cevapları, Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 23.08.2023 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davacının davalı adına fatura düzenlenerek teslim edilen sebze ve meyverlerin borcunun ödenmemiş olması nedeni ile Samsun İcra Dairesi’nin 2022/85731 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği ve eldeki davanın da 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Samsun İcra Dairesinin 2022/85731 E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde, dosyamız davacısı tarafından davalı hakkında 13 adet fatura ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.088,22 TL alacak hakkında takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 21.11.2022 tarihli dilekçesi ile takibe, borcun tamamına ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve takibin durmasına karar verildiği görülmüştür.
İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak alacaklıda olup davacının önce taraflar arasında var olduğu ileri sürülen akdi ilişkiyi, akabinde de takibe konu faturalar içeriğinin davalıya teslim ettiğini yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir.
Mahkememizce 09/05/2023 tarihli celsede ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş, taraflara ticari defterlerin yerlerini bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, bu hususta davalı şirkete usulüne uygun şekilde muhtıra çıkartılmış, davalı tarafça süresi içerisinde defterlerin sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça defterlerin yerini gösterir dilekçe ibraz edildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesine göre;
(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”

Davacı defterlerinin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesi sonucunda 23.08.2023 tarihli raporunda özetle, davacıya ait 2022 yılı ticari defterlerinin 3568 Sayılı Kanun’da belirtilen Tek Düzen Muhasebe Uygulama Tebliğlerine, Muhasebe Standartlarına, Türk Ticaret Kanun ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun da belirtilen esaslar çerçevesinde usulüne uygnu olarak tutulduğu, davacının ticari defterlerinin lehine kanun delil sayılabileceği, davacının 2022 yılı ticari defterlerine göre davalıdan takip ve dava tarihi itibariyle 20.433,20 TL alacaklı olduğu, alacağının 2022 yılı ticari defterleri kapanış yevmiye maddelerinde de aynı tutar olarak devam ettiği, davacının takip ve dava konusu yaptığı faturaların 2022 yılı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların bağlı bulundukları Vergi Dairelerinden gelen cevabi yazılar ekinde bulunan 2022/7-8-9-10-11 dönemlerine ait BA-BS formları incelendiğinde davacının 2022/7 dönemine ait BS formu ile davalının 2022/7 dönem olarak bildirmiş oldukları fatura sayısı ve tutarları toplamı birbirlerini teyit ettiği, taraflar arasında 2022 yılı 7. ayından sonra ise herhangi bir ticari ilişki olmadığından bildirimde de bulunmadıkları, tarafların 2022/4-5-6 aylarda ise ticari ilişki bulunduğu, söz konusu aylarla ilgili Vergi Dairesinden gelen BA-BS Formu dosyada bulunmadığından herhangi bir tespit ve karşılaştırma yapılamadığı tespit ve kanaati bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, taraflarca rapora itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
Burada, davalının ihtara ve tebligata rağmen ticari defterlerini ibraz etmemesinin hukuki sonuçlarına değinmek gerekmekte olup; davalının tacir olduğu ve ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunduğu, davalının ticari defterleri bulunduğu halde bunları mahkemeye ibraz etmek istememesi durumunda, defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırılmış olan davacının birbirini doğrulayan defterlerindeki kayıtların davalı aleyhine delil kabul edilmesi gerekir (Bkz: Kuru, Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Legal Yayınevi, Ağustos 2016, syf: 387). Buna göre, davacının ticari defterlerindeki birbirini doğrulayan kayıtlara göre değerlendirme yapılıp sonuca gidilmelidir (Bkz: Yargıtay 11. HD.nin 04.10.2017 tarih ve 2759/5005 sayılı kararı).
Ba formu, bilanço esasına göre defter tutan kişilerin, 5.000-TL ve üzerinde mal ve hizmet aldıkları durumda kendi adlarına düzenlenen fatura karşılığında yaptıkları bildirime ilişkin olup, somut olayda davalı her ne kadar davacı ile aralarında akdi ilişki olmadığını beyan etmişse de davacıdan olduğu mala ilişkin BA bildiriminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu, BA-BS formları ve HMK’nun 222. Maddesi gereğince davacı tarafından akdi ilişki ve fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği ispatlandığına göre davalı açık hesap ilişkisi kapsamında düzenlenen faturaların bedellerini ödediğini ispatla mükelleftir. İspat yükü kendisine düşen davalı ödeme yönünde herhangi bir delil sunamamıştır. Dayanılan davacı defterine göre davalının 20.433,20 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu anlaşılmakla davalının 20.433,20 TL asıl alacak yönünden yaptığı itirazın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Takip öncesi dönem için temerrüt faizi istenebilmesinin temel koşulu, borcun belli bir günde ödenmesi taahhüt edilmemişse, borçlunun temerrüde düşürülmesidir. Eldeki davada, davalı borçlunun 6098 sayılı TBK’nun 117. maddesinde öngörülen şekilde temerrüte düşürüldüğü ileri sürülmemiş ve bu yönde herhangi bir delil bildirilmemiş olup davacının takip talebindeki işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Takibin faturaya dayanması sebebi ile alacağın likit kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiş, hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davacı yararına % 20 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir (Bkz: Yargıtay 19.HD.nin 11.06.2020 tarih ve 250/986 sayılı kararı).
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı vekilinin görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin kabul-red oranına göre taraflardan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
Davalının Samsun İcra Dairesi’nin 2022/85731 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 20.433,20 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden devamına, işlemiş faize ve fazlaya ilişkin isteminin reddine,
Asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 4.086,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Alınması gereken 1.395,79 TL harçtan peşin alınan 277,39 TL harç ile 13,53 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.104,87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 277,39 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 13,53 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 371,62 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.800 TL bilirkişi ücreti ve 78,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.878,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre 1.647,28 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00-TL arabulucuk ücretinden kabul-red oranına göre 2.736,70 TL nin davalıdan, 383,30 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
9-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, reddedilen kısım yönünden kesin, kabul edilen kısım yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/09/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza