Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/141 E. 2023/104 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/141 Esas – 2023/104
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/02/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 16/02/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle, 19.03.2021 tarihinde işleteni davacının olduğu … plakalı araç ile davalı …’nın işleten ve sürücüsü olduğu diğer davalı …’nin trafik sigortacısı oludğu … plakalı aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, trafik kazası sonucu mağdur Aysel Gül’ün aracında ortaya çıkan zararın tespiti amacıyla … plakalı aracın kasko sigortacısı sıfatıyla dava dışı …’ne başvuruda bulunduğu, kasko hasar dosyası oluşturulduğunu, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, HDI Sigorta tarafından açılan hasar dosyasında sunulan ekspertiz raporunda davacıya ait araçta ortaya çıkan hasar onarım maliyetinin KDV dahil 49.084,50 TL olduğu, davacının aracının kaza tarihinde 61.450 km’de daha önce hiç kazaya karışmamış, hasar kaydı olmayan bir araç olduğunu, meydana gelen kaza sonrası ciddi şekilde hasara uğradığını, aracın piyasa rayiç bedelinde emsal araçlara göre ciddi düşüş yaşandığını, davacının aracında ortaya çıkan değer kaybı zararının belirlenmesi ve tazminatın ödenmesi için 21.04.2021 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, 06.07.2021 tarihinde hasar dosyası rücu talebi olduğundan dolayı teminat kalmaması sebebiyle ret edildiğini, davacının onarım sürecinde aracını kullanmaktan mahrum kaldığını, munzam zarar dahil fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile davacının aracında meydana gelen zararın tazmini olarak şimdilik 100,00 TL araç değer kaybı tazminatının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen, 100,00 TL araç mahrumiyet tazminatının davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, kazanın oluşumunda davacı yanın iddia ettiği gibi asli ve tam kusurlu olduklarını kabul etmediğini, kusurun taraflarında olduğunun ispat yükümlülüğünün davacı yanda olduğunu, kaza sonrası hasar dosyası oluşturulduğu ve davacı yanın aracının onarıldığını, onarım bedelinin davacı yanın birleşik kasko sigortasınca karşılanmış, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortasına rücu ettirilerek mevcut tüm zararın giderildiğini, yaşanan kaza nedeni ile araçta değer kaybı oluştuğunu kabul etmemekle birlikte değer kaybı oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi aşamasında aracın geçmişteki kazalarının göz önünde bulundurulması gerektiğini, algelli aracı olduğunu, araç malikinin kısıtlı davacı olduğu, aslında aracı bizzat kullananın yakını olduğu, davalının araç malikinin zararını gidermekle yükümlü olduğu, davacının aracın kullanılmaması nedeni ile nasıl bir hak mahrumiyeti yaşadığına ilişkin dosyaya delil sunmadığını, araçta değer kaybı oluşmadığını ve onarım süresince de kullanımdan kaynaklı bir hak mahrumiyeti bulunmadığı dikkate alınarak haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Quick Sigorta vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, hasarın onarım bedelinin HDI Sigorta tarafından taraflarına rücu edildiğini, … ilgili kasko poliçesi kapsamında başvuran tarafın aracında meydana gelen hasarın zararı kapsamında 49.084,50 TL ödemede bulunduğunu, müvekkili şirkete teminat limiti olan 43.000 TL üzerinden rücu talebinde bulunulduğunu, 43.000 TL’lik ödeme ile teminat limitinin tamamen dolduğunu beyanla teminat limiti kalmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller;
Arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, tramer kayıtları, kazaya karışan araçların tescil kayıtlarının celbi için Noterler Birliği’nden gelen müzekkere cevabı, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi, kasko hasar dosyası, Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası yazı cevabı, bilirkişi raporu ve ek raporu, bedel artırım dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, değer kaybı ve araç mahrumiyetinden kaynaklı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 19.03.2021 tarihli trafik kazası sebebiyle müvekkiline ait araçta oluşan değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını bedel artırım dilekçesi ile artırmıştır. Davalılar davanın reddini dilemiştir.
2918 s. KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı belirtilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacıya ait araca, davalı sigorta şirketine zorunlu trafik sigortası ile sigortalı … plakalı aracın çarpması şeklinde gerçekleştiği ve davalı sigorta şirketine aracın zorunlu trafik sigortacısı olması, diğer davalı …’ya aracın işleteni ve sürücüsü olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Davalı … tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorto Poliçesinin incelenmesinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 22.02.2021-22.02.2022 tarihleri arasında araç başına maddi zarar 43.000 TL limitle sigortalandığı tespit edilmiş iş bu poliçe kapsamında davacının maliki olduğu … plakalı aracın kasko poliçesini tanzim eden …’ye 43.000,00 TL rücu tazminatı ödemesi yapıldığı ve teminatın kalmadığı bildirilmiş, ödemeye ilişkin belgeler müzekkere ekinde sunulmuştur.
HDI Sigorta 18.10.2022 tarihli yazı cevabı ile davaya konu … plakalı aracın 19.03.2021 tarihinde karışmış olduğu kaza sebebiyle şirketleri tarafından 05/04/2021 tarihinde araç hasarı için 49.084,51 TL ödeme yapıldığı, 10 günlük ikame araç hizmeti sağlandığı bildirilmiştir.
Samsun Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası yazı cevabı ile … plakalı araca benzer bir aracın 2021 yılı kasım-aralık aylarında kiralama bedelinin günlük kiralanması durumunda 450,00 TL ile 550,00 TL arasında, aylık kiralanması durumunda 9.000 TL ile 10.000 TL arasında olduğu tespit edilmiştir.
Trafik ve Otomotiv bilirkişi heyetinden alınan 07.07.2022 tarihli raporda özetle, kusur yönünden yapılan değerlendirmede, … plakalı araç sürücüsü …, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan hallerden madde 84 arkadan çarpma maddesini ihlal ettiği, … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun olmadığı tespit edilmiş, hasar yönünden yapılan değerlendirmede dava konusu kazada, davacının maliki olduğu … plakalı aracın kaza tespit tutanağına göre sağ arka kısmından hasarlandığı, 01.04.2021 tarihli kesin ekspertiz raporuna göre ilgili kısımların tespit edildiği, işçiliğinde bu parçaların değeşim, kaporta, boya, mekanik, elektrik, kilit ve cam kalemlerinden ibaret olduğu nitekim dava dosyasındaki hasar ile ilgili fotoğraflarında bu hasar tespitini doğruladığını, ekspertiz raporuna göre toplam hasar tutarının KDV hariç 41.597,063 TL (36.241,88 TL parça+5.355,18 TL işçilik) KDV dahil ise 49.084,50 TL olduğu, hasar boyutunun yüksek olduğu, büyük oranda deformasyona uğradığı, parça bütünlüğünün çoğu parçada bozulduğu, dolayısıyla onarım için yenisi ile değişim gerektirecek düzeyde hasar meydana geldiği, dolayısıyla ekspertiz ile tespit olunan hasarın kaza ile ve hasar boyutuna uygun olduğunun değerlendirildiği, değer kaybı hesabı yönünden yapılan değerlendirmede, … plakalı aracın kaza tarihinde 02.12.2016 ilk tescil tarihi itibariyle yaklaşık 5,5 yıllık bir araç olup kullanılmışlık düzeyinin 61.450 km, kullanılmışlık düzeyinin yıllık ortalama olarak ve yaşı itibariyle düşük olduğunu, Türkiye Sigorta Birliğince ilan edilen kasko değer listeleri üzerinden yapılan araştırmaya göre aracın kasko değerinin kaza tarihi itibariyle 298.856 TL olduğu, Reel piyasa şartlarına göre istatistiki verilerle araç değerleme yapan uygulama üzerinden yılda yaklaşık 11.000 km’den güncel olarak kmsinin yaklaşık 75.000 olacağı ele alınarak yapılan tespite göre aracın hasarsız güncel değerinin 714.000 TL olduğu, aracın yakın kullanılmışlık düzeyinde hasarsız güncel değerinin 720.000 TL olduğu, güncel olarak hasarsız piyasa değerinin kasko değerine oranının yaklaşık 1,07 olduğu, aracın değerinin kasko değerinden %10 oranında daha yüksek olacağı değerlendirilerek aracın kaza tarihi itibariyle hasarsız piyasa değerinin yaklaşık 330.000 TL olacağının belirlendiği, aracın dava konusu kazadan önceki hasarlarının nitelik ve nicelik olarak düşük olduğunun değerlendirildiği ve kazadan önceki mevcut haliyle piyasa değerinin 300.000 TL olacağı kanaatine varıldığı, aracın hasarsız değerine oranının yaklaşık %9 olduğu, dolayısıyla yaklaşık olarak belirlenen bu değer kaybı oranı esas alınarak tkaza tarihi itibariyle 300.000 TL piyasa değeri üzerinden yaşayacağı değer kaybının reel piyasa şartlarına göre 27.000 TL olacağının belirlendiği, sonuç olarak dava konusu kazada aldığı KDV dahil 49.084,50 TL tutarındaki nitelik ve nicelik olarak orta boyuttaki hasarın onarımına müteakip yaşayacağı değer kaybının kaza tarihi itibariyle ilgili tebliğe göre 12.825 TL, piyasa şartlarına yani objektif (reel) esasa göre 27.000 TL olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişinin 27.10.2022 tarihli ek raporunda özetle, davacının maliki olduğu 34 UM 742 plakalı aracın hasarının makul (olağan) onarım süresinin 15 gün olduğu, emsal araç kiralama bedelinin günlük olarak kaza tarihi itibariyle 325 TL olduğu, 15 gün onarım süresince talep edebileceği araç mahrumiyet zararının 4.875 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili 03.12.2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 100,00 TL olan değer kaybı alacak bedelini 26.900 TL artırarak 27.000 TL, 100,00 TL araç mahrumiyet bedelini 1.525,00TL artırarak 1.625,00 TL olarak belirli hale getirildiğini, 27.000 TL değer kaybı tazminatını (davalı … 100,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1.625 TL araç mahrumiyet tazminatının davalı …’dan tahsilini talep etmiştir.
2918 s. KTK’nın “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde olup, maddede italik olarak yazılı kısımların, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı ile Anayasaya aykırı olduklarına karar verilmiştir. Buna göre ve kararın gerekçesinde belirtildiği üzere, tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Trafik kazalarından kaynaklı değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmış ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve yürürlük tarihinden sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacağı öngörülen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “kapsama giren teminat türleri” başlıklı A.5 maddesinde “değer kaybı”, maddi zararlar teminatı içerisinde düzenlenmiş, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybının, ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edileceğine ve değer kaybının tespitinin bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılacağına işaret edilmiş, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı Genel Şartlar Ek-1’de ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda işaret edilen iptal kararına kadar gerek ilk derece ve gerekse istinaf mahkemeleri, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağının poliçe tarihine göre belirlenmesi ve zararın 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen poliçeler için “objektif değer kaybı” esasına, sonrasında düzenlenen poliçeler için ise Genel Şartlar’a göre tayin edilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiş ve bu kararlarda görülmüştür ki Genel Şartlar ekindeki esaslara göre belirlenen tazminat tutarı zarara uğrayanın gerçek zararının çok altında tespit edilmekte, zarara uğrayanın gerçek zararı karşılanamamaktadır. Buna göre, Genel Şartlar ekindeki esaslara göre hesaplanan tazminat tutarı, genel hükümlere göre tayin edilecek objektif değer kaybı esasına göre belirlenen tutarın çok altında kalmaktadır ve Genel Şartlar’daki bu yöne ilişkin düzenlemelerin tam tazmin ilkesi ile örtüşmeyip genel hükümlere aykırı olduğundan uygulanması mümkün değildir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da aynı yönde değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Bu sebeplerle, ZMMS Genel Şartları Ek-1’deki esasların somut olayda uygulanamayacağı ve değer kaybının objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, mahkememizce alınan hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen bilirkişi raporu ile tespit edilen davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki farkın, yani somut olayda 27.000-TL’nin davacının gerçek zararı olduğu anlaşılmıştır.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde , “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı KTK’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifadeye yer verilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında tutulan ve imzalanan olayın oluşuna uygun olan kusur raporuna göre davacının kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusurunun ve etkisinin olmadığı, değer kaybına ilişkin zararının 27.000,00 TL olarak tespit edildiği, HDI Sigorta şirketi tarafından … plakalı aracın hasar sebebiyle 05.04.2021 tarihinde 49.084,51 TL ödeme yapıldığı ve davacıya 10 günlük ikame araç tahsis edildiği, hasar onarım bedeline ilişkin davalı tarafından dava dışı kasko şirketine 19.03.2021 tarihinde 43.000,00 TL rücu ödemesi yapıldığı, davalı … tarafından poliçe limitinin 43.000 TL olduğu sigorta şirketinin sorumluluğu kusur ve poliçe limiti ile sınırlı olup sigorta şirketinde davadan önce yapılan ödeme ile teminat limiti tüketildiğinden davalı sigorta şirketi yönünden açılan davanın reddine, diğer davalı yönünden ise 27.000,00 TL değer kaybı zararının tahsiline karar verilmiştir.
Davacının, tamir süresi boyunca aracından mahrum kaldığı ve en az araç kira parası kadar zarara uğradığı ve bu yöne ilişkin zararının işleten ve sürücü tarafından tazmin edilmesi gerektiği açıktır. Mahkememizce alınan 27/10/2022 tarihli otomotiv alanında uzman bilirkişiden alınan ve denetime elverişli görülen bilirkişi raporunda aracın makul tamir süresinin 15 gün olduğu saptanmış günlük kira parasının 325,00-TL olduğu, kasko sigorta şirketince 10 günlük ikame araç sağlandığından mükerrer tahsilat olmaması sebebi bakiye 5 gün üzerinden zararın hesaplanması gerektiği, 5 günlük tamir süresince ikame araç bedeli zararının 5*325,00 TL=1.625 TL olduğu kanaatine varılmış, davalı …’ün kaza tarihinde temerrütünün oluştuğu ve aracın hususi kullanıma mahsus olduğu görülmekle yasal faize hükmedilmiştir.
Yargılama giderleri, davalı sigorta şirketi dışındaki davalıya tahmil edilmiş, zorunlu arabuluculuk ücreti ise davanın sadece davalı sigorta şirketi yönünden ticari dava olduğu gözetilip, onun hakkındaki davanın da reddedildiği nazara alınarak, davacıya yüklenmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-…’ye karşı açılan davanın reddine,
2-28.625,00 TL’nin kaza tarihi olan 19/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.955,37 TL harçtan 80,70 TL peşin harç ile 488,84 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye; 1.385,83 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı ve 488,84 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 650,24 TL nin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.330 TL bilirkişi ücreti ve 190,25 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.520,25 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine.
8-Zorunlu arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
10-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin yüzünde davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza