Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1358 E. 2023/929 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1358 Esas – 2023/929
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1358 Esas
KARAR NO : 2023/929

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/12/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 21/09/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; 01/07/2022 tarihinde dava dışı … adına kayıtlı … A.Ş tarafından sigortalanan … plakalı araç ile müvekkili adına kayıtlı … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sebebiyle müvekkiline ait araçta maddi hasar ve giderilemeyen arızalar ortaya çıktığını, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak taleplerin tamamının karşılanmadığını, aracın bakım ve onarımı ile ilgili sigorta şirketi tarafından aracın ayıplı hali ile eksik hali ile giderildiğini, değer kaybına ve aracın tamirhanede kaldığı döneme dair araç kiralama bedeli ödemesi yapılmadığını belirterek, davanın kabulü ile … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı olan şimdilik 9.800-TL, kaza kaynaklı giderilmeyen arızaların giderilmesi durumunda giderilme bedelinin tespiti ile şimdilik 100-TL, araçtan uzun süre mahrum kalmadan kaynaklı doğan zararın şimdilik 100-TL olarak temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve yargılama giderlerinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın taleplerinin belirsiz olduğunu, dava şartlarının yalnızca değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli talebi bakımından gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketçe davacı tarafı 22.500TL hasar onarım bedeli ödemesi yapıldığını, davacı tarafından servise yapılmış ekstra bir ödeme bulunmamaktayken bakiyenin çıkmasının kabulünün mümkün olmadığını, davacının zararının müvekkili sigorta şirketi tarafından karşılanmış olduğundan ve bu tür sigortalardaki asıl amaç meydana gelen zararı karşılamak olduğundan başvuranın müvekkili şirketten bakiye tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin KDV’den sorumlu olmadığını, araç mahrumiyet bedelinin trafik sigortası bakımından teminat dışı olduğundan başvuran tarafın ZMSS kapsamında araç mahrumiyet bedeli talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, eksper raporu, arabuluculuk son tutanağı, servis kayıtları, sigorta şirketine başvuru evrakı, kaza tespit tutanağı suretleri ibraz edilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine, Noterler Birliğine yazılan yazılara cevap verilmiştir.
… A.Ş’ne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde hasar dosyasının gönderildiği görülmüştür.
Adli Trafik Uzmanı ve Otomotiv uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetten 25/07/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından harçlandırılmış bedel artırım dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; 31/07/2022 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sokaktan çıkarken davacıya ait seyir halindeki … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacıya ait aracın hasarlandığı, değer kaybı, onarım bedeli ve araç mahrumiyet zararın tazmini istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 s. KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı belirtilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, … plakalı aracın yandan çarpması sonucu gerçekleştiği, davalı sigorta şirketine aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı ve 29/12/2022 tarihli ve 2021/82 E., 2022/167 K. sayılı Kararı uyarınca uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan poliçenin incelenmesinde; … plakalı aracın 09/01/2022-2023 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında olduğu ve kazanın poliçe teminat tarihleri arasında meydana geldiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın tazminat ilkesi başlıklı 1459. maddesinde belirtiliği gibi zarar sigortalarında asıl amaç sigorta ettirenin uğradığı gerçek zararın karşılanmasıdır. Sigorta poliçesinde gösterilen limit ise, sigortacının rizikonun gerçekleşmesi halinde sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmesi amacıyla konulur. Yoksa rizikonun gerçekleşmesiyle birlikte sigorta poliçesinde belirlenmiş olan azami miktarının tamamın ödenmesi diye bir şey söz konusu değildir.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda (…)(2) öngörülen usul ve esaslara tabidir. (Ek cümle:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda (…)(2) düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.(Ek fıkra:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.)” şeklindedir. Buna göre tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları çerçevesinde mümkün değildir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir.
Yine davalı sigorta şirketi, 6102 sayılı TTK’nın 1459. maddesi uyarınca, davacıya ait araçta oluşan gerçek zararı tazminle yükümlüdür. Yani, davacı, zarar gören konumunda olup, aracında oluşan gerçek zararın tazmini gereklidir. Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 05.03.2015 tarih ve 24664/3863 sayılı kararında da belirtildiği üzere, aracının eşdeğer parçalarla onarımını kabul etmesi kendisinden beklenemez ve aracının orijinal parça kullanılarak tamiri gerekir. Yine, Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 08.10.2012 tarih ve 6514/10716 sayılı kararı ile 04.04.2016 tarih ve 14700/4229 sayılı kararında ifade edildiği üzere, davacıya ödenecek tazminat belirlenirken, yedek parça tedarikçisi ile sigortacı arasında yapılan anlaşmalar gereği uygulanan iskonto oranı esas alınarak yedek parçaların rayiç değerinde indirim yapılmasına olanak yoktur. Ayrıca, davacının aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 08.10.2012 tarih ve 6514/10716 sayılı kararı ile 04.04.2016 tarih ve 14700/4229 sayılı kararında da belirtildiği üzere 3065 sayılı KDV Kanunu kapsamında olup, KDV’ye tabidir. Ezcümle, davacıya ait aracın onarımı için gerekli masrafın, orijinal parça bedelleri esas alınarak ve iskonto uygulanmadan, KDV dahil belirlenmesi gerekir.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti, değer kaybı ve onarım bedelinin belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu aldırılmış olup, alınan 25/07/2023 tarihli raporda özetle; … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’ın seyir halinde olduğu sokak üzerinden bölünmüş yola çıkarken kavşak girişinde aracını durdurarak yaklaşan veya hızla gelen araçların geçişlerini sağladıktan sonra seyrine devam etmesi gerekirken özenle araç kullanmaması nedeni ile kusurlu olduğu, kazaya karışan davacının ise kusurunun bulunmadığı, … plakalı araçta oluşan hasarın kaza ile uyumlu olduğu, hasar tutarının toplam eşdeğer parça ile iskontosuz KDV dahil 26.550,00 TL olduğu, araç değer kaybının da eşdeğer parça kullanımı, araç özellikleri ve aracın önceki hasarları dikkate alınarak 30.000,00 TL olduğu tespit ve değerlendirmesinde bulunulmuştur. Rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, bilirkişi raporunun incelenmesinde hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir
Araç mahrumiyetinden kaynaklı zararlar, dolaylı/yansıma zarar olarak nitelendirilmekte olup, ZMMS Genel Şartları ile poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamı dışındadır. Davalı sigorta şirketi, teminat dışında olduğu kabul edilen bu yöne ilişkin zararlardan sorumlu değildir (Bkz: İzmir BAM 11. HD.nin 23.01.2020 tarih ve 2045/95 sayılı ilamı, Yargıtay 17.HD.nin 19/04/2018 tarih ve 5631/4390 sayılı kararı). Bu sebeplerle, araç mahrumiyetinden kaynaklı tazminat talebi, davalı sigorta şirketi yönünden reddedilmiştir.
Davacı vekilince 04/09/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talepleri artırılmış, gerekli harcın yatırıldığı anlaşılmış, bedel artırım dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir. Bedel artırım dilekçesinde; yalnızca değer kaybı talebi yönünden talep miktarı 30.000,00 TL’ye yükseltilmiş olup, diğer kalemler yönünden dava dilekçesindeki tutarlar esas alınmalıdır. Buna göre, davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 22.500,00 TL hasar bedeli ve kaza tarihinde poliçe limitlerinin 100.000,00 TL’ye yükseltilmesi nazara alınarak davacının 30.000,00 TL değer kaybı ve 100,00 TL hasar bedeli zararına hükmedilmiş, fazlaya ilişkin talep reddedilmiştir.
Davalının, 28/10/2022 tarihli müracaattan 8 iş günü sonrasına tekabül eden 10/11/2022 tarihinde temerrüte düştüğü değerlendirilmiş, kazaya karışan araçların hususi olduğu gözetilerek bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
İşbu davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 30.100,00 TL tazminatın 10/11/2022 temerrüt tarihinden itibarin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.056,13 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 515,78 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 1.540,35 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile karar ilam harcı olarak peşin ve ıslahla yatırılan 515,78 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ödenen 259,00 TL tebligat ve posta gideri, 3.000 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.259,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 3.248,21 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda davacı yönünden HMK 341/4 maddesi gereği KESİN, davalı yönünden kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.14/09/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.