Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1302 Esas – 2023/459
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1302 Esas
KARAR NO : 2023/459
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : … –
DAVALI : …
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Satış Sözleşmesinden Kaynaklı Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 24/11/2022
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 10/04/2023
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı, DAVA dilekçesi ile özetle: Davalıdan, 22.09.2021 tarihinde bir bilgisayar satın aldıklarını ve bilgisayarı bir müddet kullandıklarını, ancak bilgisayarın güncelleme yüklendikten sonra bir daha açılmadığını, servis başvurusu yaptıklarında bilgisayarın, klavyesine su dökülmüş olmasına ve sıvı temasına bağlı olarak açılmadığının söylendiğini, ancak bu şekilde bir olayın hiç gerçekleşmediğini, nitekim özel bir serviste yaptırılan incelemede de bu yönde tespit yapıldığını, arızasının sıvı teması ile ilgili olmadığını ve bilgisayarın ayıptan kaynaklı çalışmadığını beyanla, malın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın reddini dilemiştir.
Davacının tacir olup olmadığı konusunda yapılan araştırma neticesinde; Ticaret Sicili ile Esnaf Odası’na kayıtlı olmadığı, 26.07.2021 tarihinden bu yana 19 Mayıs Vergi Dairesi mükellefi olduğu ve işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır.
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan ari misliyle değişim talebini havi eda davasıdır.
6102 s. Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 3. maddesine göre, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Somut olayda; dava Hakan Çevik tarafından açılmış ise de HMK’nın 124. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak, …’in davacı olduğu kabul edilmiş olup, uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak, bu nevi davaların mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davalı tüzel kişi tacir olduğuna göre, davanın nispi ticari dava olarak kabulü için öncelikle davacının tacir olup olmadığına ve akabinde uyuşmazlığın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğup doğmadığına bakılmalıdır.
Yukarıda işaret edildiği üzere; davacı …’in, dava tarihi itibariyle Ticaret Sicili’nde ve Esnaf Odası’nda kaydı bulunmadığı, 26.07.2021 tarihinden bu yana 19 Mayıs Vergi Dairesi mükellefi olduğu ve işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı tacir değildir ve buna bağlı olarak davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesine olanak yoktur.
Bu sebeplerle; davanın mahkememizin ve gerek davacının gerekse Hakan Çevik’in duruşmadaki beyanlarına göre Tüketici Mahkemesi’nin görev alanı dışında kaldığı değerlendirilmiş, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Hal böyle olunca, dava reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 s. HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nın 20. maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacının yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 10/04/2023
Katip
¸
Hakim
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.